hesabın var mı? giriş yap

  • sürekli birileri tarafından sevildiğini sanma biçimindeki hezeyan. erotomanikler psikoloğa giderken şikayetleri genellikle “herkes bana aşık, etrafımdaki tüm erkekler/kadınlar benden hoşlanıyo”dur. mesela bi erotomanik kadın doktoruna; selamlaşırken erkeklerin gözlerinin içine uzun uzun baktığını, bi yere girdiklerinde bi çok kişinin masasını onu görecek şekilde ayarladığını, telefon numarasını almaya çalıştıklarını söylüyor. genellikle paranoya ve şizofreni başlangıcı sayılır ve neyse ki tedavi edilebilir.

  • video: ispanya arda turan'ın golünü konuşuyor (atl. madrid 2 - 0 getafe)

    http://www.youtube.com/watch?v=m5hnh72fgmy

    yorum: "ispanyadan arkadaşımı aradım meşgule verdi msj attı. bu golü konusuyoruz daha sonra ara dedi."

    dbe editi: o kadar entry yazdım, uzun uzun anlattım. şu yorum kadar kadir kıymetim olmadı. listelere giremedi. yazıklar olsun sözlük. bu vesileyle; eyy nadyokomanachi nickli youtube kullanıcısı, sen de hakkını helal et moruk. taçsız kral pele'ye de selamlar..

  • - her şeyden önce materyalizmin dinamik, idealizmin kendi içinde donuk bir öğreti olduğunu belirtmek gerekir. her ne kadar kendi içinde gelişim gösteriyor gibi gözükse de platon döneminden kalma zırvaları tekrarlamaktan illeri gidememiştir. bu gerçeği bir diğer idealist olan whitehead ifade etmişti. gerçi çağımızda bu eleştiri biraz desteksiz kalıyor. "integral aqal" gibi uçuk teorilerde ilginç düşünceler yakalanabilir.

    - tarihte bilimin geliştiği yerde materyalizmin de geliştiğini görmek mümkündür. bilim durduğunda(mesela ortaçağda batı) materyalizmde zerre ilerleme göremezsiniz. buradan idealistlerin köstekçi, gelişmeye engel ve her şeyi bildiklerini sanan tayfadan olduklarını çıkarabiliriz. anaxagoras ayın taş olduğunu söylediğinde onu ölümle tehtid edip göçe zorlayanlar (yüce demokraside), atomcuların fikirlerinden nefret eden büyük deha platon (atom kavramı modern bilimim tekrarladığı bir şey oluverdiğini görebilmiş olsaydı keşke) hep aynı ülkenin imamlarıdır.

    - maddenin atomlardan oluştuğu fikrini ortaya atmış leukippos,demokritos gibi dehaların zamanlarında yazdıkları 300 kitabın herhangi bir ortalıkta yoktur! egemen görüşün bu eserlere saygı göstermemiş olması idealistlerin aynı zamanda korkak tavuk olduklarını gösterebilir ve işin ekonomik yapıyla bağlantısını açığa vurabilir. din-afyon meselesi.

    - insan kendi iradesini yadsayamaz. bir robot olduğum için böyle düşünüyorum dedikten sonra felsefede tartışma yapmanın bir anlamı olmaz. tanrı her şeyi biliyor ise benim de ne yapacağımı biliyordur. benim ne yapacagimi biliyorsa ben erk sahibi olamam! (yapan ben değilim o'dur çünkü) şayet eğer benim neler yapacagimi bilmiyor ise tanrının dışında kalan bir şey olacaktır. sonuç olarak her seyi bilen tanrı, erk sahibi insan fikri ile çelişmektedir. paradoks ancak tanrıdan ayrı hareket eden bir insan varsayılmadığında yani tanrıya denk insan fikriyle birlikte aşılabilir. bu fikir hoşa gitmediyse geriye her şeyi kapsayan bir varlık varsaymayan maddeci iddia kalır. idealizm kendi paradokslarını çözmeyerek işi duyguların üstüne yıkma eğilimindedir.

    işin esası materyalizm ve idealizm arasında pek fark yoktur. ikisi de düşüncenin kendi kendine yarattığı problemlerdendir. kavga eden iki güruh arasında taraf olmak ile görmek-anlamak arasındaki fark çok daha önemlidir. descartes'a bakan hem bir idealist, hem de bir materyalist görebilir fakat "descartes olmak" bir kelimenin sonuna -izm ekleyerek aktarılamaz.

  • ateistlerin aynı zamanda spor kültürü de yoktur. bakın türkiyedeki müslüman dolu takımlara. nerede bir ateist takım? (bkz: cevab veremedi)

    ateistler apolitiktir. her yer islami parti dolu, dindar gençler siyasette, nerede ateist partisi, nerede seçim beyannamesi? (varsa bile kaynağı nereden bulacak, biz rızık allah'tandır diye çözüyoruz kaynak işini)

    ateistler tembeldir. mesela bir müsiad gerçeği var, ama ateist iş adamları derneği var mı? bunlar üreteni de sevmezler.

    ateistler okuma yazma bilmezler. yeni akit, şafak, zaman, hep müslüman gazeteleri. var mı ateist gazetesi? varsa internet sayfasını gösterebilir misiniz? (bkz: 404 not found)

    ***

    1) dünyanın en büyük yardım vakıfları seküler.

    2) kolay ulaşılabildiğinden abd istatistikleri için konuşuyorum: dindar insanlar, ortalamaya göre, gelirlerinin daha büyük kısmını bağışlıyorlar (%5.2 vs %4). ve dindarların daha büyük oranı bağış yapıyor. ama 3 ayrıntı önemli:

    a) rakamlar birbirine yakın.

    b) aradaki fark kiliseye gidiyor, yardıma değil. yani din yüzünden yapılan ekstra bağış, yine dinin operasyonel maliyetine gidiyor. bu korkunç bir israf, çünkü kilise bağışları tüm bağışların üçte biri, en yakın rakibi olan okul bağışlarından iki kat fazla. kiliseleri çıkardığınızda, rakamlar eşitleniyor. seküler bağış yapan doğrudan vakfa ve programa bağış yapıyor, aracı yok. dini bağışlar bu yüzden en verimsiz bağış türü.

    c) kiliseyi içermeyen dini vakıflar da (kızıl haç gibi) sekülerlerden daha verimli değil. charity navigator da detaylar var, mesela en iyi 10 vakıfın kaçı dini?

    3) tabii miktar ve verim kadar niyet de önemli. dini vakıfların bağışı misyonerlikle beraber geliyor, kurtuluşun yok (yani var da, isa'dan geçiyor). seküler yardımda böyle bir propaganda ancak münferi olur.

    sonuç: seküler yardım iyi işliyor, kuzu postu içinde misyonerlik için gelmiyor (kurumsal niyet), ve bireysel niyet de daha saf (huri beklentisi yok).

  • kara kafalı, cücük boylu, kalçasız, omuzsuz, göbekli, piknik tip türk erkeğinin bir türlü beğenmediği vicuttur.

  • sokağa indiğinizde sik gibi kalmaktır. lan milletin bir boktan haberi yok amk kemal kılıçdaroğlu gibi elimde belgeler var modunda dolaşıyorum.

    napcaz bee kamil?