ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
hayvan sahiplerinin kendilerine anne baba demesi
-
kedim yavrusunu erken doğurdu çünkü kendisi de bir çocuktu doğum yaptığında. 4-5 aylıkken hamile kaldı ve tam gelişemediği için doğuramadı. gecenin bir yarısında doğum yaptığı için veterinere de gidemedik. aldım kucağıma başını seve seve doğurmasına yardımcı oldum, ılık suyla temizledim hep üşümesin diye. 2 yavru doğurdu birisi öldü, diğeri de tam gelişemediği için ellerimle besledim yavrusunu. çocuğum olsa bu kadar ilgilenirdim. ben kendime neden baba demeyim ? o benim evladım gibi çünkü.
edit: nohut ve kızı angel :)
yerim sizi
edit: güncel halleri :)
yerim sizi
edit : maalesef ikisi de melek oldu.
14 haziran 2021 sedat peker tweet'i
-
içimin yağları eridi tweet’leri okuyunca. bu adamın yaşadığını öğrenince sevineceksin deseler “laan bırak” derdim halbuki. *
4 ocak 2010 toplu yazar alımı
-
bu yazar alımıyla gelen arkadaşların sıfatlarını görünce anladım ki, ssg'nin bambaşka bir amacı varmış sözlüğü kodlarken. yavaş yavaş sona yaklaşıyoruz.
10. nesil sabırtaşı yazar
9. nesil biçare yazar
11. nesil ezik yazar
12. nesil zavallı yazar
13. nesil almayacaktık acıdık aldık (yazar filan da demiyor artık)
14. nesil tamam lan ağlamayın sizi de aldık
15. nesil sözlük ziksin hepinizi ahahaha (iyice sindirmiş milleti kimse sesini çıkaramıyor)
yok mu beni ziken (son darbe, nesil filan da kalmamış artık)
işte bu aşamada ssg'nin eğlencesi başlıyor.
- du bakayım neymiş bu adamın nicki, haykırdım dağlara, ahahahuahauahau. haykırdım dağlara yok mu beni ziken ahahauhahahuahahauha. bu kimmiş, bütün gece ağladım ahahahahahaha. yıllarımı verdim şu sözlüğe ama değdi valla aahahauahauah. neyse siliyim artık şu database'i.
bilkent üniversitesi
-
içinde işletme fakültesi olan bi starbucks var. daha da bir şey demiyorum.
video art
-
video oynatıcıların neredeyse duş başlıklarına kadar indirgendiği bu çağda, hakkettiği değeri göremeyen bir sanat dalıdır. evet, film olayından farklıdır. genelde senaryo kaygısı yoktur. sanatçının o an hissettiklerini dijital ve hareketli tuvaline yansıtmasıdır. kısa film genelde bir şeyi kanıtlamaya veya anlatmaya çabalar, video art bu tür kaygılar içinde değildir.
stop motion çekilen güzel bir örnek: http://videoart.net/…918&artwork_id=969&player_id=6
4 şubat 2023 gençosman killik tweet'i
-
naparsınız lan sabrınız taşarsa? gencecik çocuğu alıntılayıp hedef göstermeye utanmıyor musun?
japonların icat ettiği tıkanık tuvalet açacağı
-
bu ürünün videosunda da görülen tıkalı tuvalette suyun yavaş yavaş yükselmesi var ya... allahım o "ha taştı ha taşıcak" korkusu ne boktan bir korkudur. çok çaresiz bir andır. hiç bişi yapamıyorsun da öylece boklar ahanda şimdi taşıcak diye izliyorsun.
sana sözlüğü gezdireyim mi
-
sözlüğe yeni gelen hanımefendileri kandırma cümlem. tek sorun şu ki kanmıyorlar.
sevgilinin ev arkadaşının sevgilisinin ev arkadaşı
-
eger sevgiliniz ile ev arkadasi iseniz bu kisi tam olarak sizsiniz. eger sevgiliniz ile ev arkadasi degilseniz bu kisi kim bilmiyorum. eger sevgiliniz yoksa ne diye boyle seyler dusunursunuz onu da bilmiyom amk.
leyla ile mecnun'un exxen ile dönmesi
-
güzel hiçbir şeyin bitmesini, özellikle yarıda kalmasını sevmiyorum. ama daha da sevmediğim bir şey varsa o da biteni yeniden başlatmaktır.
1+2+4+8...=-1
-
(bkz: baran 14 yaşında arkadaşları ona einstein diyor)
debe editi: bu boktan entry neden debeye girdi anlamıasdadafxz
şaka la şaka. ilk debem, sevindirik oldum teşekkürler.
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
nehir'in annesi beşiktaşlıdır ve kızıyla tezahürat yapmaktadır.
anne: siyah!
nehir: beyaz!
anne: siyah!
nehir: beyaz!
anne: en büyük!
nehir: beşiktaş!
anne: hadi bir daha. siyah!
nehir: ya ben pembe demek istiyorum artık!
otobüs yolculuğu sırasında sinir eden olaylar
-
istanbula üniversite kaydı için yola çıkmıştık.
bir iki kişiydik, saf ve iyi yürekli baba kız.
biz sandık ki istanbulun adı geçse metropol olur en dandik köy bile.
gittik bilet aldık şimdi adını vermek istemediğim için takma isim olarak gerçek koyun adını vereceğim şirkertten.
bende bir heyecan bir heyecan. babam da kızının üniversiteyi kazanmış olmasına bağlı olarak koltukları kabarmış bir vaziyette turgut özalımsı geziniyor.
geldi bizim otobüs; ön camda dev bir çatlak!
ama biz iki sevgi kuşu, biz iki polyanna sevdalısı -olsun- dedik, vardır bir bildikleri.
camdan ölen olmamış ki?
sonra yolcular gelmeye başladı.
biz babamla şöför arkası ikinci sıradayız.
tam vaktinden yirmi dakika sonra çalıştı otobüs.
biz iki pıtırcık sevindik buna zira sabahın 6' sında ne yapacaktık istanbul' da. en azından 6.30 da ineriz dedik.
yolculuğun 15. dakikası ön iki koltuktaki takribi 280 yaşındaki teyze ve amca ben-gal ya da öyle bir adı olan kokusu burun delen kremlerden şakır şakır sürmeye başladılar.
insanın kolu kopsa bu kremi koklayacağıma acısını çekerim dedirtecek bir kremdi.
ve bu olay istanbula varasıya kadar 15 dakika aralarla devam etti.
olsun, biz iki neşe pınarı herşeyin başı sağlık diyenlerdendik.
sonra arka ikilideki takribi 180 yaşlarındaki amca ve teyze kocaman bir çuvaldan haşlanmış mısır çıkardılar ve toplamda 7 dişle bunu yemeye başladılar.
biz tabi ki emekçi ve emekçinin emekçiliğinden gurur duyan kızı olarak, ağız şapırdatmadan tiksinmezdik.
her nekadar çıkan sesler istanbula kadar devam etse de..
sonra en ön diğer ikili koltukta oturan 32 yaşındaki adam ayağa kalktı ve 65 yaşlarındaki annesine;
- benim ercanla arkadaşlığıma karışma, ben seviyorum ercanı
diye bağırmaya başladı.
sonra höykürerek ağladı. tükürük ve sümükleri krem süren amcanın keline yapıştı.
annesi adamı,pipisini çakmakla yakmakla tehdit etti.
babam bana -sen bakma- dedi.
sonra adam otobüsün vitesine saldırdı. şöför ani bir frenle otobüsü savurttu.
adama eti cin verdiler 4 tane, sustu. -yarım saat kadar.
sonra tekrar annesine bağırmaya başladı:
-sana arabayı durdur dediim. altıma işettirdin beniiiiiii.
otobüsü sağa çektik. valizden adama temiz don çıkarıp giydirdiler.
ama artık otobüs çiş, mısır ve tarifsiz bir krem kokuyordu.
olsundu ama, herkesin başına gelir ayıplamamak lazımdı.
babam ki o bir gurur abidesi, kokudan kusacak gibi olunca muavine ; susurluk' a ne zaman varacağız dedi.
muavin ise; -allah bilir beyamca- dedi.
muavin 60 babam ise 45 yaşındaydı.
ama olsun biz iki pempe gönüllü bunu olgunluğa dair bir iltifat olarak aldık.
sonra mola yerinde bir çorbaya iki iskender parası verdik. ama anısı oldu, olsun.
yolda ön cam patladı. zaten 6,30 da erken bir varış saati idi. bursa otogarına kadar biraz üşüdüm ve korktum ama tecrübe de böyle kazanılımış diye üzülmedik.
yalova feribotunda, ercan seven ve altına işeyen adam kayboldu.
tüm feribotun aranıp adamın buşlunması 1 saat sürdü. yine altına yapmıştı ve yedek kıyafeti kalmamıştı.
artık valizden çıkardıkları annesine ait füzo ile oturmaktaydı.
biz 11.00 sularında otogara indik. kaydımızı 14,00' de yaptırdık.
kalacak yerimiz yoktu. taksimde gezip akşam otobüsü ile dönecektik.
taksim çok güzeldi, inci profitrol nefisti.
babam bana şampiyondan midye aldı.
sonra yazıhanelere gidip bilet aramaya başladık, biz, iki sevgi kelebeği.
maalesef bilet bulunamıyordu çünkü okul kayıtları başlamıştı.
sadece gerçek koyun seyahatte arka dörtlü boştu.
babam, bir beyaz mimoza, bir muzaffer komutan anıtı, dedi ki;
-hay .mına koyyim böyle işin.....