hesabın var mı? giriş yap

  • -aferin evladım hepsi pekiyi
    -pelikan sayesinde baba
    -ha?
    -pelikan silgileri olmasa, biliniz ki başaramazdım. pelikan, başarının anahtarı.

  • vay benim babam sen sigarayı nerden buldun ya
    üç gündür ilk kez güldürmüştür

    link

    edit:
    -dayı sen at biz sana malbora vericez

    edit: dayı maalesef eşini kaybetmiş.
    1.5 litre su ve bir tabaka tütün ile hayata tutunmuş

  • konumuz "ekşi sözlük'e bir daha gelinse alınacak nick'ler" değil. tarih konuşacağız... buyursunlar:

    italyan ve alman zırh ustaları 1400'lerde tam plaka zırhları geliştirdiler. bu icat, savaş alanında tam bir nimet olsa da tuvaletini yapmak isteyen bir süvari ya da şövalye için can sıkıcı bir duruma sebep olabiliyordu. görsel

    1450 yılından italyan tam plaka zırh: görsel
    1555 yılında fransa kralı ikinci henry için yapılan zırh: görsel

    zırh takımlarında, ata binmeyi zorlaştırdığı için kasıkları veya kalça kısmını kaplayan metal plakalar kullanılmıyordu ancak düşmanın bacakların arasından yukarıya doğru bir kılıç ya da mızrak saplamasını önlemek için dökümlü bir zincir gömlek ya da zincir etekler kullanılıyordu. şövalye ve süvariler uzuvlarının tahriş olmasını önlemek için bu zincir gömleğin altına kapitone pamuklu bir tayt giyiyordu.

    çelik bacak plakalarının ayak bileklerine doğru kayıp acı vermemesi için bu plakaların bir bel kemerine ya da gövde zırhına bağlanması gerekiyordu.

    tüm bunları giyen bir şövalye, doğa kendisini çağırdığında ve tuvalete girmek zorunda kaldığında çömelebilmek için arkadaki tüm bu aksesuarları kaldırmak için yaverine ihtiyaç duyardı.

    bacak zırhlarının bel kemerine bağlı olması ve alta giyilen bir tayt da söz konusu olunca şövalyenin tuvalete girebilmesi için tüm bu aksesuarların çıkarılması gerekliliği de doğardı.

    şövalyenin dizanteri olması ve ishal problemi yaşaması durumunda tüm bu teferruatla uğraşırken altına sıçacağını hatta bunu tercih edebileceğini tahmin etmek zor olmasa gerek.

    nasılsa zırhını ve kendisini temizleyecek bir yaveri var... işinizi sevmiyorsanız bu yaverin yaşadıklarını aklınıza getirin...

    bundan sonra da montla sıç yerine zırhla sıç dersiniz...
    görsel

    kaynak: bbc history extra

  • buradakiler yine her şeyi gömdükleri gibi bunu da gömüyorlar dedim.
    ardından dayanamayıp ismilazımdeğil yerden izledim.

    ve evet, burada gömenler haklıymış.

    açıkçası 6-7 saatlik malzemeyi 2 saate sığdırmaya çalışmışlar.
    o eski matrix serisinde hissedilen duygudan ve derinlikten eser yok. tamam kurguda bu mevcut ama ekrana yansıtamamışlar. her şey oldu bittiye getirilmiş.

    karakterler sırıtıyor. önceki serilerdeki kahin bile bu filmin tüm oyuncularından (keanu dahil) daha kaliteliydi, daha dolu işlenmişti.

    var ya bir tık daha kötü olsa; abartısız gece saati tv'de çıkan boktan aksiyon filmleri gibi diyeceğim.
    üçlemeyi baştan sona en az 30 kez (ciddiyim) izlemiş ve geçmişte nerdeyse matrix dinine girmek üzere olan biri olarak bu filme puanım 4.5/10

    matrix kostümü giydirilmiş sıradan bir film olmuş. resmen kostümü pazarlamışlar.
    hayal kırıklığı yaşattı. iyi ki sinemada izlememişim.
    ruhsuz bir film olmuş ve biraz da maç özeti gibi hissettirdi.

  • uygulanmayan kuralın uygulanmaya başlamasına şaşıran hukuk öğrencilerinin olduğu ve gerekçesini açıklamalarını beklediği zorunluluktur. komedi gibi ülkeyiz.

    lan okumayın siz. hukuk bizim neyimize.

  • yıl olmuş 2016 hâlâ sosyal medya eleştiriliyor. şurada sitede twitter başlığına girin ve ilk sayfaları okuyun. ne kadar izan yoksunu eleştiriler yapılmış. "sıçmaya gittiklerini yazıyorlar", "banane milletin her saat başı ne yaptığından?"... sonra ne oldu? twitter toplumsal ayaklanmaların kıvılcımı oldu. twitter anlık bir haber sitesi oldu. tamamen kimi takip ettiğiniz ve nasıl kullandığınıza göre muhteşem bir kaynak oldu.

    "sevin beni. ne olur bak çokgozel çıkıyom resimlerde. arkadaşlarım da var. yalnız değilim. hobilerim var. yalvarırım sevin beni. yeni makina aldım süper fotolar çekiyorum. merhametliyim, yaşamaktan çok iyi anlıyorum. sabah kahvaltısı, akşam yemeği nerede yenir nasıl yenmesi gerekir en iyi ben biliyorum. güneş batıyor oradayım, doğuyor selfiyle ispatlıyorum. yaşıyorum olm ben. hayattan zevk alıyorum valla bak. kitap okuyorum kahvem var görmedin mi geçen paylaştım. konserlere gidiyorum bisiklet biniyorum, kayak yapıyorum kumsalda bacak fotom bile var. sevin beni ne olur psikolojisinde bir paylaşım platformu."

    denilmiş. bu entry en beğenilenlere girmiş.

    arkadaşım bu kadar mı aşağılık görüyorsunuz kendinizi. insanların günbatımının fotoğrafını çekip koyması sizi neden rahatsız ediyor? "şu kitabı okudum çok güzel" demekle okuduğun kitabın fotoğrafını paylaşmak arasında ne fark var.

    bütün insanlar sizin düşündüğünüz gibi düşünmek mi zorunda? sen demek ki güzel bir doğa fotoğrafını yalnızca hava atmak için paylaşırsın, eleştirin bu yönde. senin kafan bundan başkasını düşünemiyor demek ki. yazık.

    her ortamda olduğu gibi sosyal medyayı da istismar eden insanlar var, evet. e böyle insanlar var diye, kendi halindeki kullanıcıyı niye aşağılıyorsun?

    2016 olmuş bak, bırakın artık popüler olanı aşağılayıp kendinizi daha üst bir konuma koymayı, insanlara tepeden bakmayı. twitter'ın size ağzınızın payını vermiş olması lazım.

  • dikkat ederseniz işsizlik ve insanların temel ihtiyaçlarını bile dosdoğru karşılayamadığı ülkeler bu tarz kötü sıralamalarda enlere oynar. çünkü gelişmiş ülkede insanlar gezmek, hobilerini ve isteklerini gerçekleştirmek, yani hayatın tadını bizzat yaşarken; sosyal medya gibi şeylere ayıracak vakit bulamaz, yokluğunu da hissetmezler. kısacası onlar yaşar, bilmem kaçıncı dünya ülkeleri de sadece izlemekle yetinip tatmin olmaya çalışır. yazık çok yazık!

    edit: imla

  • fatura işlerinde, resmi evrakta adres verirken de sıkıntı yaratan durumdur. örneğin müstakil evde oturuyorsanız ve apartman adınız yoksa telefon bağlatırken falan karşılaşabilirsiniz bu durumla. yaşanmış örnek de şu şekildedir:

    - ev adresinizi alabilir miyim?
    + x mahallesi y çıkmazı 3/1 ilçe-şehir
    - apartman adınız nedir?
    + apartman adı yok.
    - ama olmak zorunda.
    + müstakil ev ve adı yok. numara yeterli.
    - ama apartman adınız vardır mutlaka.
    + ali apartmanı
    - yok demiştiniz.
    + şimdi verdim apartmanın ismini.
    - ??