hesabın var mı? giriş yap

  • yanılgı: osman adını taşıyan 3-4 arkadaşımız bir araya geldiğinde "ehehere osmanlılar mehehe" diye espri yapmak ortama neşe saçar, komiktir, güzeldir.
    gerçek: ağzınıza terlikle vururum.

  • reklamın çapsızlığı ya da yorumları yazanın mizah anlayışındaki bayatlık bi yana...

    --- spoiler ---

    müşteri yorumu: hadi fuse tea kalmadı dediniz eyvallah başka bi içecek niye koymuyorsunuz. pipet koyup dalga geçer gibi içecek koymamışsınız.
    salağın cevabı: o değil de bir ilhan irem vardı, noldu ona ya?

    --- spoiler ---

    ben bu yorumu okuyan müşterinin yerinde olsam o restorana gider ve ilhan irem'le yedi ceddinin soy kütüğünü tersten okuturum o dallamaya.

  • bunu diyenin bi anasına sövmediğiniz kalmış. alt tarafı bir kaç saat baska yerde dursun diyor, getir kıymasından kebap yapip yiyelim demiyor az sakin olum kodumun tatminsiz itleri

  • --- spoiler ---

    tayyor, önce pargalı abdullah'ı sonra da ahmet hoca'yı harcıyor. sadrazamlığa makbul berat gelebilir.

    padişah'ın lalası feto meğer payitahtı kandırıyormuş. gerçek açığa çıkınca sınırı geçip amerikanya krallığına sığınıyor.

    şehzadelerde sıkıntı büyük. bazı idrak sorunları var.

    şeyh-ül islam çok yufka yürekli. kendisini eleştirdikleri için milyon duka'lık taşıtından inip halkın arasında yürümüş bir seferinde.

    jöleliler ve kefenliler gibi yeni birliklerle tanışıyoruz. binlerce ok, kargı, pala ve yayları var.

    yakın zamanda sümeyye sultan ile yeni damat paşa'nın nikahı var. bakalım neler göreceğiz.

    --- spoiler ---

  • (bkz: mafia: the city of lost heaven)

    şu an duyurulsun saniyesinde ön siparişi basarım. detaylarıyla zamanın oyunlarının zaten çok çok ötesinde bir oyundu mafia, ancak ilginç olan o detayları günümüz teknolojisinde yapılan oyunlarda göremememiz. bunu ben, mafia özelinde, bu oyunun salt "parayı bulmak" amacıyla değil "ruhu olan gerçekçi bir oyun yapmak" amacıyla çıkarılmasına bağlıyorum. son çıkan mafia 3'te gördüğümüz gibi yapımcıların ana odak noktası "parayı bulmak" olduğunda ise ortaya "yav işte elinde silah var sırayla bütün mekanları basıyorsun hatta bastığın mekanı bir kere daha basıyorsun, arada da birkaç video izletiyoruz sana" şeklinde bir kod yığını çıkartıp bunu da oyun diye pazarlamaya kalkıyorlar.

  • 1925 senesinde yaptığı vecihi k vi için vesika istediğinde, sertifika için bir teknik heyet kurulur, fakat uçağı uçurup deneyecek kimse olmadığı için sertifikayı alamaz ve izinsiz uçar. tabi bunun üzerine cezayı yiyince hava kuvvetlerinden istifa eder. uçağına da el konur.

    1930 yılında kadıköy'de bir keresteci kiralar ve ikinci uçağı vecihi k xiv'ü yapar. bununla ankara'da ismet paşa'nın huzurunda bir gösteri yapar. buna rağmen uçağı onaylatacak kimse olmadığından buna da müsaade çıkmaz. uçağını uçurabilmek için ta çekoslovakyalardan belge almak zorunda kalır. uçağı bir süre postacılıkta kullanıldıktan sonra uçuştan men edilir.

    1933'de 2 tane vecihi k xv ve vecihi k xvi isimli uçakları yapar ve vecihi sivil tayyare okulu öğrencileriyle çalışmalar yapar. bu okul da parasızlıktan ve verilen diplomaların denkliği olmadığından kapanır.

    1937'de almanya'da uçak mühendisliği diploması alır. okul 2 senelik olduğu için türkiye'de diploması kabul görmez.

    1947'de kanatlılar birliği diye bir dergi çıkarır. onun sonu da diğerleri gibi engellemeyle bitecektir. 1954'te hürkuş havayolları'nı kurar. türk hava yolları'nın kullanmadığı 8 tane uçağı borç harç edinir. thy'nın sefer koymadığı yerlere seferler düzenler. bazen gazete taşır. sabotajlar yapılır, yine önü kesilmek istenir. nihayetinde elinde bir uçak kalır. onu da mta için maden aramalarında kullanır.

    hayatının sonlarında bu uçakların borçları ve faizleri altında iyice ezilir ve 1. dünya savaşı'nda gösterdiği kahramanlıklar dolayısıyla bağlanan maaşına da haciz konur. 1969'da da gata'da sefalet içinde ölür..

    vecihi hürkuş, bütün isteği, azimine ve memlekete yaptığı hizmetlere rağmen hayatı boyunca engellenmeye çalışılmış, türkiye büyük bir zeka ve kabiliyetten yoksun bırakılmıştır. kısacası vecihi hürkuş, memleketimizin belki de en az bilinen ama en büyük ayıplarından birisi olarak tarihteki kayıtlarda yerini almıştır.

  • avrupalı zoofillerden sık sık duyduğum bir söz. aslı astarı yok ama bir kere ikna olmuşlar.