ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
quadruple double
-
nba dışında bu başarıyı diğer liglerde yakalayanlar şöyle;
aba'de;
jamel staten 2 subat 2007 - minnesota ripknees st.louis stunners macı; 29 sayı, 13 ribaund, 10 asist, 10 top calma
ncaa'de;
lester hudson 13 kasım 2007 - tennessee martin central baptist macı; 25 sayı, 12 ribaund, 10 asist, 10 top calma ile bu muhtesem basarıları yakalamıslardır
nba tarihinde 4 kez gerçekleşen bu olayın kıyısından köşesinden dönenler ise şunlar;
rick barry 29 ekim 1974 - golden state buffalo macı; 30 sayı, 10 ribaund, 11 asist, 9 top calma
larry steele 16 kasım 1974 - portland l.a. lakers macı; 12 sayı, 11 ribaund, 9 asist, 10 top calma
johnny moore 8 ocak 1985 - san antonio golden state macı; 26 sayı, 11 ribaund, 13 asist, 9 top calma
larry bird 18 subat 1985 - boston utah macı; 30 sayı, 12 ribaund, 10 asist, 9 top calma
micheal ray richardson 30 ekim 1985 - new jersey indiana macı; 38 sayı, 11 ribaund, 11 asists, 9 top calma
clyde drexler 10 ocak 1986 - portland milwaukee macı; 26 sayı, 9 ribound, 11 asist, 10 top calma
clyde drexler 1 kasım 1996 - houston sacramento macı; 25 sayı, 10 ribaund, 9 asist, 10 top calma
wnba tarihinde quadruple double yapan kimse yok.
dominos'un yeni pizzasının adını sen koy
-
hic malzemos
ilkokul birinci sınıf çocuğu
-
kocaman okul çantası, büyük bir beslenme çantası ve suluğuyla, sanki dağa çıkıp yirmi gün dönmeyecekmiş gibi okulunun yolunu tutan küçük komandodur.
türküm ama tedavi oluyorum
-
cok afedersiniz ermeni denince ortalik ayaga kalkti ki bence sonuna kadar hakliydi tepkide halk. cok afedersiniz turkum deyip bir de hakaretin boyutunu artirip tedavi oluyorum denince bir minik haber basligi olarak kaliyor. bu topraklarda osmanli'dan beri turk'luk hic degerli bir sey olmadi. tam olacakti, oldurmadilar. ataturk'un ve binlerce eski turk yoneticilerinin kemikleri sizliyordur.
kızım öğretmen oldu bir yılda bmw x6 aldı
-
kızın babasından gizli işler çevirdiğini gösteren durum.
executive producer
-
ülkemizde tam karşılığı var mı bilmediğim görev.
özellikle son yıllarda hollywood daha çok twilight, fifty shades of grey, hunger games gibi uyarlama filmlere kaydığından hollywood aktör tayfası yüksek bütçeli filmlerden netflix gibi oluşumların dizilerine yada mini dizilere kaymakta.
aktörler (sadece) maddi tatminden öte projeyi daha çok sahiplenebilmek ve söz sahibi olabilmek adına yer aldıkları yapımlarda aynı zamanda executive producer olarak yer almaktalar. birkaç örnek vermek gerekirse;
(bkz: matthew mcconaughey) - true dedective
(bkz: kevin spacey) - house of cards
(bkz: kevin bacon) - the following
zenginlik belirten ufak detaylar
-
pudingin üzerindeki ambalaj kağıdını yalamamak.
tarihteki muazzam ayarlar
-
tüm samimiyetimle şahit olduğum ;
devlet bahçeli'nin recep tayyip erdoğan'a ; ben kızlarımı türban yasağı yüzünden yurt dışında okutmak zorunda kaldım demesine binaen ;
db - oğlunda mı tesettürlüydü ?
doğruya doğru abicim. yok böyle bir ayar. ben şimdilik daha iyisine şahit olmadım.
(bkz: püskevit) :)
yaşanabilecek en dumur olaylar
-
yaz okulu.
patoloji laboratuvarındayız. mikroskopta incelediğimiz preparatları, defterlere çizmemiz, beş bin tarafından ok çıkartıp neyin ne olduğunu yazmamız gerekiyor falan. ben de baktığım şeyi zinhar çizemiyorum, öyle bir sakatlığım var. önlük giymek zorunlu fakat yaz okulu olduğu için biz gittiğimiz şehre önlük almamışız yanımıza. ben birilerinden rica ettim, buldum bir şekilde. başka kimsede yok.
asistan bir şeylere sinirlendi, artık gözüne çarpan her türlü eksikliği yüzümüze vuruyor.
+ ciddiye almazsanız, ciddiye alınmazsınız! kimsede önlük yok. bir şu bayan arkadaşınızda var.
bana dikkatle bakıp, yüzünü buruşturuyor
+ama... anlaşılan o da başkasından almış. üç beden büyük, içinde kayboluyor
daha da sinirleniyor.
+ kalem getirin, defter getirin dedik. defteri olanın kalemi yok, kalemi olan ilkokullu gibi çizgili defter getirmiş. kimse çizmiyor!
gözü benim masama takılıyor,
+bir şu bayan arkadaşınızı gördüm çizerken!
yanıma geliyor, deftere bakıyor. bende de çizim yok. ''böyle bulut bulut gibi bi şeyler varsa o tüberküloz, bilezik gibi şeylerin olduğu ruam, preparatın dışından bakınca gölgeler varsa fibrinli pnömoni...'' gibi kopyalar yazmışım.
+ama... anlaşılan yine umduğumu bulamadım!
ikidir adama benden tiksinecek malzeme verdim. yanımda durdu, devam ediyor.
+bir ciddiyetsizlik hakim. utanmasanız terlikle falan geleceksi...
yere bakıyor, susuyor. ayağımdaki terlikleri fark etmiş tam o an.
+arkadaşım senin amacın ne?
-hocam havuza düştüm de ayakkabılar ıslak o yüzden ben de mecburen terlik giymek zorund...
+hayır üç oldu, hep sen. buraya bana tepki olarak mı geldin?
-yok hocam...
+bakın! son kez söylüyorum! yarın kimse önlüksüz, kalemsiz, deftersiz ve (bana dönüyor) ayakkabısız gelmesin!
bekir coşkun'un 22 aralık 2013 tarihli yazısı
-
yazıdan çok fotoğraftır.
"halkı aşağılıyor" diyenler, yolsuzluk yapan, halkın parasını çalan ve aptal yerine koyanların halkı yücelttiğine inanıyor heralde.
o zaman da bekir coşkun'un paylaştığı fotoğraf haklı çıkıyor.
1.80'den uzun olanların çektiği sıkıntılar
-
sanırım cümle kurmak.