hesabın var mı? giriş yap

  • durun sakin olun, gelecekte olacak birşey değil, çıkalı çok oldu.

    18 ekim 1963 tarihinde dallama fransızlar, herkes uzaya köpek, maymun, sinek veya insan göndermeye çalışırken elde ve evde bile zor tutulan bir kediyi uzaya gönderdi. ve bu kediye “catstronaut” adını verdiler.

    paris sokaklarında bir kedi olan félicette, aslında felix adlı başka bir kedinin yedeği idi. ancak fırlatma günü bir şekilde kaçan felix’in yerine, fransızların véronique ag1 roketi ile uzaya gönderildi. félicette dünya’dan 130 mil yukarı yörüngeye çıkıp sonra paraşüt ile sağ salim eve dönmeyi başarmıştır. zavallı kedicik!

    https://www.space.com/…51-on-this-day-in-space.html

  • tüh ya ben bunu geç gördüm :d keşke yapsalarmış adamın dediğini :d

    başlık: real madridi eleme taktiği

    entry: 1. galatasaray deplasmandaki maça yedeklerle çıkacak. maç başlar başlamaz kaleci eray ronaldoyu sakatlayacak, aydın mesut özili, engin xabi alonsoyu, sabri ramos u, umut da rakip kaleciyi sakatlayacak. 5 kırmızı karttan maç bitecek ve hükmen 3 0 kaybedecez.
    rövanş maçında tam kadro olacaz, real madrid ise sakatlarından yoksun ve 3. kaleci ile gelecek. allah ne verdiyse saldırıp 4 farklı kazanmaya çalışacaz.

    edit: lan keşke dediğimi uygulasalardı ilk maç skor aynı nasıl olsa.

  • ----------
    hatay'da başına gelen gaz kapsülü ile hayatını kaybetteiği söylenen genç. umarım bir hata vardır.
    10.09.2013 01:17 limon kimyon zorro
    -------

    sırf densizin biri çıkıp hatırasını benim üzerimden kirletmesin diye şuraya yazdığım iki satırı on kere değiştirdim. hissettiğim acıyı bile tarif etmiyorum ki adını kullanıp ajitasyon yapıyor demesinler. varsın ben susayım delikanlı kardeşim, nasılsa senin adın özgürlükle beraber anılacak bundan sonra.

    yakında hepimiz unutulacağız, sen hep hatırlanacaksın.

    bir anlamı olur mu bilmiyorum ama seni anmak için bugün taksim'e yürüyeceğim.

    --------
    doğumgünü olan 17 şubatta adına açılacak kütüphane ile ilgili detaylar için bakınız.

  • mimar arkadaşın ortaya koyduğu teorileri okuyup anlamak yerine direkt bok atma, aşağılama sürecinin başlatıldığı başlık. bu yazıdan sonra kimsenin "ulan mimar sinan dedik kof çıktı" diyeceğini, mimar sinan'ın o zamanın şartları ile 3 kıtada 400'den fazla yüzyıllara meydan okuyan eserler diken büyük bir dahi olmadığını iddia edecek birinin çıkacağını sanmıyorum. cafede batak çevirmek yerine bu mimar kardeşimiz oturmuş düşünmüş araştırmış kendince bir çalışma yapmış bunu da mesleki bilgileri ile pekiştirmeye çalışmış. bilgiye saygınız yoksa bari biraz emeğe saygınız olsun yahu.

    edit1: bu yazıyı tam olarak neresiyle okuduğunu tam cozemedigim ve mimar sinan'a hakaret ettiğimi dusunup hakaret mesajı atan dingillere de ayrıca teşekkürler.

  • ortada afet yoksa ve keyfiniz yerindeyse bakanlar neden ısparta'ya geldi? ortada bir sorun, sıkıntı yoksa bakanların ısparta'ya gelmesi sizi hangi konuda güçlendirdi?

    siz kimi kandırıyorsunuz?

  • 3 ayda 15 kilo verdim. sağlıklı kilo verdiğimi düşünüyorum. 3 ay önce bazı şeyler kafama dank etti. insanın nasıl bir varlık olduğunu anladım; daha doğrusu bunu sezinledim. o günden itibaren ne yapmam gerektiğini de pek iyi kavradım. size de bunları anlatayım ki belki ortak bir noktada buluşuruz.

    çok fazla abur cubur yiyen; bir başıma 2,5 litre kolayı gömen bir insandım. dürüm, lahmacun falan hiç affetmezdim. ama daha sonra farkına vardığım şey şu oldu ki; insan vücudu çevresiyle, ağacından tut; havasına kadar bir uyum içinde. bir sürü parametre var böyle. hayatının temposu da buna dahil.

    sonra dedim ki; ben bu canlı alemle içiçeysem, öyleyse önce kendi bünyemi tanımam gerekiyor. o noktadan sonra doğal olmayan, fabrikasyon her türlü ürüne elveda dedim. buna plastik poşetlere girmiş sözümona organik ürünler de dahil. gittim köy pazarından alışveriş yaptım. egeli teyzelerin zeytinlerini, yağlarını kullandım. ekmeği kestim, şekeri bıraktım. çünkü daha öncesine çok fazla şeker bağımlılığına sahiptim. temiz hava bol gıda diyerek günde en az 1,5 saat yürüyüş yaptım. portakal, mandalinayı mevsiminde aldım. yemek yerken hırslanmayı, aç gözlülüğü bıraktım. stresim de azaldı, vücut direncim de kendine geldi. şimdi çalışırken, bir şey okurken daha iyi odaklandığımı hissediyorum.

    ben size az az ama sık sık yiyin demem. ne bileyim organik satın alın, sabahları kibrit kutusu kadar peyniri 3-5 zeytine katık edin de demem. hatta gidip spora yazılın dahi demem. bu aletlere kendini adamanın çok ileri giden bir atraksiyon olduğunu düşünüyorum. eğer bu tempo devam ettirilemeyecekse olumlu da bulmuyorum. her hafta halı saha maçına gitmek bile daha mantıklı gözüküyor.

    neyse insanın yaşam temposunun frekansına kendini uydurması lazım. tüm fabrikasyon işleri bırakın. kilo verirken de sürekli bunu düşünüp stres yapmayın. sağlıklı ve dinç yaşamak lazım. size ne kadarı uygunsa o kadarını yapın. önemli olan bu dengeyi tutturmak. ne su içerken, ne protein alırken aşırıya kaçmayın. bakın ne güzel sakin sakin kilo vereceksiniz.

  • tweet'in altına yazılan şu yorum duygulara tercüman olmuştur!

    "muhtemelen sadece 1 caminin acilmasini mekkenin fethi sanacak kadar aptal olmadiklari ve corona kapmak istemedikleri icin evdeler"

  • tweet altındaki bir yorum; "sikko şarkılarınla yarım saat sahneye çıkıp 100 binlerce lira alan sensin mq öde bi zahmet"

  • sahibi, istanbul büyükşehir belediye başkanı ekrem imamoğlu'na hırsız demiş bir kimsedir. kaynak

    ayrıca trt world çalışanıdır. kaynak

    bunun yanında rakip restoranların menüsünde domuz etli yemekler sunduğuna dair kara propaganda yapmaktadır.kaynak

    tipik bir islamcı yani. ama çok ilginçtir ki küfrettiği modern, seküler ve demokrat kesime bir şeyler satmaya çalışmaktadır. bu kafayla yallah bağcılar’a...

  • bir bölümünde sıdıka ve ruhsar'da mazhar'ın kız kardeşini oynayan abla adı neydi hatırlamıyorum beraberler.
    kız sıdıkaya yeni erkek arkadaşından bahseder.

    -ya bir görsen çocuk şöyle hede böyle hödö.

    + ee ne iş yapıyo?

    - baraj kaptanı

    +baraj kaptanı mı? o da ne ya?

    - ya işte maçlarda freekick atılacağı zaman kurulan barajın nereye nasıl kurulacağını belirleyen oyuncu kendisi

    -bundan önce de bir halay başıyla çıkmıştım

    + halay başı mı?

    - evet, e ne olacaktı, basit bir halay elemanıyla beraber olacak değildim ya.