hesabın var mı? giriş yap

  • yanlış orandır. bizim türk insanlarının yaptığı aşı bu korona denen mikroba yüzde binbeşyüz etkilidir. kesin anlamında yüzde binbeşyüz. yani daha bilimsel konuşmak gerekirse aşı yaptırana bi sikim olmaz.

  • akla ve mantığa göre, inanmadığı bir dinin tehditleriyle korkutmanın anlamsız olduğu kişi.

    "kişiyi dahil olmadığı bir inanç sisteminin tehditleriyle yönlendirmeye çalışmak abesle iştigaldir." akıl fikir, 3263

  • ahanda en uyuz olduğum müşteri tipi gel hele keke gel bak ne anlatıcam şimdi. te yazın ramazan bayramı haftası diye siparişi yüklü girdik 2 tır geldi. o malları atana kadar canımız çıktı. ardından her yeri domestosla cifle dip köşe bucak temizledik. temizlik arabamız var 3-4 tur dönmüşümdür. herşey bitti tam kasaya geçicem o da ne müşterinin biri geldi yerler cips içinde herkes basıyor süpürge varsa süpürün yazık dedi. lan dedim ne cipsi amk 1 saattir temizlik yaptım her yer cillop demeye kalmadan ne göreyim abartmıyorum ekmek dolabının ordan içecek reyonuna kadar yaklaşık 30-40 adım yerler cips kırıntıları.

    ama nası çıldırdım nası gözüm döndü bulsam yapanı orada sikicem o sinirle. neyse 10 dakkada süpürüp temizledim söylene söylene ama sesli söyleniyorum ki şayet duyuyorsa utansın pezevenk yok efendim nerdeee bunların ar damarı çatlamış ar damarı. kasaya geldim bir araba yanaştı elinde bomboş cips paketini uzattı "ben bunu yödim göçsene gasadan" bi de böyle parmağını ağzına sokup dişinin kenarında kalan cipsleri de yiyo herif gözlerimde etna yanardağı patladı amk şimdi ben bu sığıra neyi anlatacam da anlayacak olm. o günden beri adamın adı yaban kaldı. mına kodumun keltoşu. kel sözlük yazarlarını tenzih ederim sözüm size değil canlar.

  • - öncelikle hangi dans türlerinden hoşlandığınıza ve hangilerinin eğitimini
    almak istediğinize karar verin.
    - bir kursa başlamadan önce mutlaka kurs mekanını görün.
    - eğitimini gördüğünüz dansın hangi stilde verildiğini mutlaka sorun.çünkü
    çoğu dansın farklı farklı stilleri vardır.siz bir yerde başladığınız eğitime
    başka bir yerde devam etmek istediğiniz zaman tekrar başa dönmek zorunda
    kalabilirsiniz.
    - kursa deneme teklif edin veya bir dersi izlemek isteyin.her iyi dans eden
    kişi iyi eğitmen değildir.öğretmek farklı bir yetenek türüdür ve her
    dansçıda bulunmaz.
    - sınıfların , eğitmenin sizinle yeteri kadar ilgilenebilecek sayıda olup olmadığına
    bakın.
    - kursların seviye seviye ayrılmış olmasına dikkat edin.tüm kursları başlangıç
    seviyesi olan yerlerde genelde tekrarlama sorunu
    vardır.
    - eğitmenlerin çift olması her zaman avantajdır.bir sorun olduğunda çoğu kişi
    hemcinsiyle dans etmekten hoşlanmaz.(özellikle erkekler)
    - kurs size pratik imkanı sağlıyor mu araştırın.dans gecelerine
    gidemiyorsanız ya da pratik yapamıyorsanız öğrendiğiniz dansı çok fazla
    ilerletemezsiniz.
    - son olarak öğrendiğiniz dansları araştırın.bilgi her zaman aldatılmayı
    önleyen en büyük faktördür.

  • bok yoluna ölmüşlerdir. umarım kamyonet sürücüsüne ölenlerin bariz salaklığından dolayı ceza verilmez. otobanda asfalt üzerine yatıp selfie çekilmek ne demek amk.

  • tarihin hiçbir devrinde bir diğer mezhebe, dine ya da inanışa düşman olmamıştır bu mezhebin üyeleri. düşmanları hep aynıydı, halâ da aynı; cehalet ve art niyetli insanlar.

  • facebookta giotine paylaşmış, ben de gördüm ve çok beğendim, sözlükte paylaşayım istedim.

    doyuran kareler, bir sosyal sorumluluk projesi. düğün fotoğraflarınızı, barınaklara mama bağışı karşılığında çekiyorlar. herhangi bir ücret (mama karşılığı da olsa) kabul etmiyorlar. sadece, herhangi bir yolla barınağa mama bağışı yapıyorsunuz. o kadar.

    facebook sayfalarında kendilerini çok güzel anlatmışlar: https://www.facebook.com/doyurankareler?fref=ts

    sözlükteki tüm evlenecek çiftlere tavsiyemdir. ömür boyu mutlu olun :)

  • salondaki, ahşap kahverengi dolabın ortasında 37 ekran televizyonumuz, üstteki rafta ise gelişim hachette ve britannica ansiklopedileri vardı. yanlış hatırlamıyorsam gazetelerin kuponlarıyla alınmışlardı.

    tüm ciltleri duruyordu ansiklopedilerin ve harf sırasına göre rafa dizilmişti. boyum ansiklopedilerin olduğu rafa yetişmiyordu. ben de uzanmaya çalışmıyordum. unuttum gibi sonra...

    bir gün içlerinde ne olduğunu iyice merak ettim. bir sandalye alıp, sandalyenin üzerine çıkıp en baştaki ansiklopediye uzandım. ansiklopediler öyle sıkışık haldeydi ki, ilkini çıkarmaya çalışırken, yanındakiler de çıktı. üç dört tanesini kucağıma alıp çekyata oturup şöyle bir göz gezdirdim. yazılar küçük ve sık haldeydi, okumaya yeltenmeyip, ilk resimleri inceledim. yazılardan da ilgimi çeken konuların kısa paragraflarını okuyordum. bunu alışkanlık edindim.

    aklımda hiçbir şey kalmadı, ne resimlerden ne de yazılardan ama o 37 ekran televizyonumuzu, hafif rutubetli evimizi, naftalin kokusunu hatırlatır bana ansiklopediler.