ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
banyo taburesinde yıkanan nesil
-
banyonun sonunda kovanın dibinde kalan az miktardaki suyu kafadan aşağı boca eden nesildir. oh yes!
ceza yazan trafik polisine çığlık atan akademisyen
-
çığlık atan koyun montajı sandım ama bildiğin gerçekmiş. yazık nerede öğretmense o çocuklara yazık.
çığlık atan koyun bakın birebir aynı
lord eddard stark
-
instagram'a bugün koyduğu doğumgünü fotosunun altına "doğumgünün kutlu olsun lord eddard stark" yazan çılgın beni bulsun. ahahdhahds. haykırıyorum.
sözlükle ilgili büyük yanılgılar
-
"sozlukte imaj yaparsak bize de bi iki karı düşer"
külliyen yanlış.iki saattir her spor alanında başarılarımı anlatıp, done veriyorum, bir allahın kulu damerhaba tanışabilir miyiz, yalaşabilir miyiz demedi.
oysa ki irc de yüzücü22ist-m nikimle gecede iki tane düşürüyodum.
atatürk'e layık bir film olmaması
-
atatürk'e layık bir toplum olmadığımız için beceremediğimiz iş.
kitap okumuyorum eksikliğini hissetmiyorum
-
normal olan bir durumdur. okudukça hissediyorsun o eksikliği.
askerde yapılan ilk banyo
-
akan sıcacık suyun altında, tüm askerlik dertlerinden arınarak, gül kokulu sabunlar, dinlendirici bir fon müziği eşliğinde yapılan banyo...
değil tabii ki.
"süre dolduaaa çığın artık, keserem suyu haaa" diye bağıran hırt bir banyo çavuşu eşliğinde, 3.8 dakikada 0.79 litre su ile yapılan bir banyodur bu. unutulmayacak bir andır. kars'ta soğuk su altında yapılmış olsa da, 14. günün sonunda yapıldığından garip bir haz bırakmıştır bünyede.
kendime not
-
eğer gece ağrılarım yoksa,
vücudum uyuşmamışsa uyuyabilmişsem;
gece mide bulantısıyla uyanıp kusmamışsam, sabah yemek yiyebilmişsem…
aynaya baktığımda saçlarım varsa ve kaşlarım kirpiklerim.
ne çok şeye sahibim?
ne çok şeye sahibim.
bu dünyada su içerek aldığım kemoterapi ilaçlarını atmam gereken fakat bir yudum su içemediğim, çünkü midemin almadığı zamanlar da yaşadım.
normalliğin, rutinin sihrine hep inandım. ancak standart donanımlara sahip her insan gibi düzgünce uyuyup uyandığım dağınık saçlı sabahlarımı çok özledim. çok özledim.
bir sabah kanser oluyorsunuz ve söylendiğiniz tüm normalleriniz hastanenin camlı vitrininde unutulmuş kurumuş bir çiçek gibi solup gidiyor.
kemoterapiye gittiğim günlerde hastanenin camlı vitrininde, sevinçle yollanmış ama sahibine ulaşamadan solmuş çiçekleri her gördüğümde aklıma kendim geliyor.
kendime not: yaşamanın kolay olmadığı bu hayatta en önemli şey kendimim. vitrinimdeki çiçekleri asla soldurmayacak, kendimi asla söndürmeyeceğim.
evlilik teklifi için yolu kapatan gruba müdahale
-
magandalık yapmaya çalışan çomarlara müdahale etmiştir.
jose ernesto sosa
-
dün akşam, antrenmanı yarıda bırakmış, bu sabah mr'ı çekilmiş ve fıtık teşhisi konulmuş.
stad inşaatında mı çalışıyor lan gece bu futbolcular? bunun başka bir izahı olamaz.
avrupa'ya gidip veliaht prens kafesleyen kezban
-
kadın ne yaptı ki kezban oldu şimdi.