hesabın var mı? giriş yap

  • bu zihniyet yüzünden hiçbir şey kaldırılmaz. ötv kalksa ödeyenler enayi mi? kyk borçları silinse ödeyenler enayi mi? ben ödediysem herkes ödeyecek kafasındalar.

    gümrük vergisi kalksa ben o kadar ödedim siz de ödeyeceksiniz der.

    ne yapalım şimdi biri ödedi diye bundan sonra yüzyıllar boyunca herkes ödeyecek mi?

    bırakın sizden sonra nesil rahat etsin. ben de ödedim kyk borcumu keşke kaldırsalar. ben de ötv ile araç aldım keşke kalksa ötv.

  • rıza baba: "ölmek de yaşamak da ekip işidir, ölmek de.... yaşamak da...".
    rıza baba: "ne yapıp edip o çocuğu bulacağız, ne yapıp... ne edip.."
    rıza baba: "aşk da nefret de gereklidir evlat, aşk da.... nefret de..."

  • geçen sene, mayıs ayı. bir otelde müdürlük yapıyorum. yaz sezonu için personel takviyesine ihtiyacımız oldu.
    kariyer.net'e falan ilan verdik.

    " ön büroda çalıştırılmak üzere; en az lise mezunu, iyi derecede ingilizce bilen, sezonluk elemanlar alınacaktır.
    tekirdağ şarköy x otel "

    cv'leri bizzat değerlendirip, 2 kişiyi görüşmeye çağırdım.
    bu görüşmelerin ilki. 25 yaşlarında, turizm otelcilik mezunu, diksiyonu düzgün ve tecrübeli bir arkadaş. ismi fırat.

    patronumuz, fırat ve ben ofisteyiz.
    çalışma saatleri ve iş yoğunluğu hakkında bilgilendirme yaptık, fırat'ın referanslarını ve geçmiş iş tecrübelerini değerlendirdik ve görüşmenin bizim için en önemli kısmına geçtik.

    -let's continue in english.

    +i dont want to speak better english than my director and annoy you. as you wish, we can give up.

    ( yani diyor ki; bence bu kısma hiç geçmeyelim. eğer ingilizce konusunda benimle sidik yarıştırmaya kalkarsanız, sizi kızdırabilirim. iyi düşünün.)

    -ehehe okey. ( korktum lan, bildiğin korktum. patronumun gözünden düşmekten, iş görüşmesine gelen bir çocuk tarafından rezil edilmekten korktum. çaresiz sustum.)

    fırat'ı işe aldık.

    1 hafta sonra; büyük çoğunluğu belçikalı, bir kısmı ise ingilizlerden oluşan bir turist grubu geldi.
    fırat'ı ara ki bulasın!!

    ya tuvalete girmesi gerekiyor, ya da ailevi bir telefon görüşmesi yapması lazım.
    turistler lobideyken, fırat'ı bulmak imkansız.
    kopuk uçurtma..

    - fırat bir sıkıntın mı var?

    + yok müdürüm herşey yolunda.

    - ingilizce bildiğine emin misin?

    + i dont want to speak better english than my director and annoy you. as you wish, we can give up.

    - hiç bilmiyorsun di mi lan?

    +we can give up.

    adam tek kelime ingilizce bilmiyor lan, tek kelime..
    iş görüşmesine gelirken, bir cümle ezberlemiş gelmiş.
    yalnız zekasına hayran kalmamak mümkün değil. işe yaradı mı? yaradı..

    savunması da komik..

    -ne bileyim müdürüm. şarköy'de turist ne gezer diye düşündüm ben.

  • ne oynayacak oyuncusu, ne de oynayacak sahası, ne bunları sağlayacak işbilir bir yönetimi, ne de tribünde taraftarı olan hoca.

    buna rağmen kredi hesabı yapan taraftarı var. peh!

  • püf noktalar

    yemekleri daima tencerenin içinden yiyin. böylelikle tabak kirletmemiş olursunuz

    asla sade pilav yapmayın. domatesli pilav yaptığınızda altını tuttursanız bile renginden anlaşılmaz

    mutlaka soğanlı bir yemek yapacaksanız asla soğana dokunmayın. özellikle rendelediğinizde elleriniz çok kötü kokuyor. bunun yerine soğana ekmek tahtasıyla beş altı kez vurmayı deneyin. aynı işi görür.

    patates kızartacaksanız soyduğunuz patatesleri asla yıkamayın. kızgın yağa attığınızda çok kötü patlıyorlar.

    yemekler asla kendi başlarına hareket etmezler. şayet geçen ay yaptığınız tavuk kendi kendine kımıldamaya başladıysa kurtlanmış demektir. sakın yemeyin.

    sebzeleri pişirdikçe vitamin değerleri düşer. mümkün olduğunca çiğ tüketin.

    karpuz tabağa koyulmaması gereken bir meyvedir. ikiye ayırıp ortasından kaşıkla yiyebilirsiniz.

  • - gidip yaptırsınlar abi
    + endişeli vatandaşlara bir mesajınız var mı?
    - banane abi
    + peki alman aşısı vurulmak isteyenler?
    - gitsinler almanya'ya abi
    + siz sağlık bakanı olduğunuzdan emin misiniz?
    - bilmiyom abi

  • devletin başbakanı*, "kürtaj cinayettir" der.
    devletin polisi*, gözaltına aldığı kadına tecavüz eder.
    belki kadın gebe kalır ve kürtaj yaptırmak zorunda olur.
    devlete göre bu kadın, artık cinayet işlemiştir, dolayısıyla katildir.

    nereden bakarsan bak, işin içinden çıkamazsın.

    böyle bir paradoksun yaşandığı ülke, 2012 yılının türkiye'sidir.

  • solcu demirspor'un ülkücü teknik direktörüyle ak partili osmanlıspor'la oynayacağı tam türkiye gibi maç.