hesabın var mı? giriş yap

  • beğenilen ancak daha tanışılmayan kız bazen bakarken bazen bakmıyorsa, hali ve tavırları tam anlaşılamıyorsa ve kız sürekli cep telefonu ile oynuyorsa erkekte haliyle adım atmaz.

  • organizdama gereksiz bir endorfin patlamasına sebep olan, anlamsız sevinçlerle, "olmmm 18 olduk laaaan" nidalarıyla artık büyümüş olma sanrısını iliklerinizde hissedeceğiniz dönem. artık devlet bile sizi birey olarak görmeye başlamıştır, istediğiniz bara rahatça girebileceksinizdir, falan feşmekan. ve evet siz teoman'ın 17 şarkısını hiç dinlememişsinizdir.

  • evlilikle ilgili her şeyin fahiş fiyatla satılmasının sebebi. nasıl olsa bu kezbanlar buna 10 katı fiyat da çektirsem aldırır diyorlar. çünkü kezban bencildir.

  • cahilliğin hükmü.

    önceden okumak kıymetliydi. okuyan, bilen insanın görüşleri, alanında uzman kişilerin söyledikleri dinlenirdi. son 19 senedir cahiller toplumda nerelere gelebileceğini görerek pervasızlaştı. okumanın, bilmenin kıymeti kalmadı. köylü kurnazları normalde gelemeyecekleri statülere yalakalıkla, çakallıkla geldi. cahillik bu topraklar üzerinde yeniden hüküm sürmeye başladı.

  • bu acıya birinci taraftan şahidim. abim öldüğünde annem 43 yaşındaydı. abimin cenazesinden 1 hafta sonra işine döndü, 1 ay sonra ev taşıdık, 3 ay sonra tatil yaptık. annemin yaşamaya çalışmasını gözünden görüyordum. öyle bir acı ki bu kendini bir pençelerine bıraksa bir daha toplanmaz korkusu vardı kadının gözlerinde. bizim için yaşamayı seçti. annem bir hafta sonra işine dönerken böyle densizler yine eleştirmişti, annem cevap olarak da 'ben şimdi dönerim dönmem, dönmezsem ne değişecek ki, en azından bir işe yarıyorum' demişti. kendisi sınıf öğretmenidir. hayatınızda en fazla kırılan kemiğin acısını yaşamışsınız, sizin ne haddinize nasıl acı yaşanır öğretmek?

  • belli bir yaşa gelmiş ve ailesinden sürekli evlilik baskısı gören kızdan günün birinde duyabileceğiniz bir söz.

    bu ülkede her kadın, 20'li yaşlarında, aile başta olmak üzere tüm çevresinden evlilik konusu ile ilgili baskı görmeye başlar. bu en modern çevreye sahip kadınlar için bile geçerlidir. en okumuş ailelerde bile bu baskı yaratılır. en açık fikirli ordinaryus profesör baba bile, kızının "yalnız ölmesini" istemediği için farkında olmadan bu konuda baskıcı olabilir.

    çünkü bizim kültürümüzde kadın aciz olarak görülür ve korunması gerekmektedir.

    kızın kendisi de evliliğe inanmıyor olabilir. kendini hazır hissetmiyor olabilir. ama çevre onu öyle bir noktaya getirir ki, bunu erkek arkadaşıyla paylaşmak durumunda kalabilir.

    bu durumda sevgili beyler, mallığınızı ve "ben özgür yaşarım" bencilliğini bir süreliğine rafa kaldırıp, bu noktaya neden gelindiğini ve alternatif çözümleri düşünün.

    zira karşınızdaki kız muhtemelen, canı her istediğinde, istediği kadar dışarı çıkamayan; her gittiği yeri ailesine bildirmek zorunda olan, belki bir ilişkisi olması sebebiyle ailesinden baskı gören ya da en azından mahalle baskısı yaşayan biridir.

    amsterdam'da değil türkiye'de yaşıyoruz. bu coğrafyada kadın olmak zor.

  • çomaristan deyince de kızıyorlar. başka nasıl ifade edeceksin bu olayı. hasta nakil aracıyla adam kovala, yetmedi birde in aşağı silah çek.

    ek 2: çomarların araçları (bkz: hbs özel diyaliz) kurumuna aitmiş. çaylak bir arkadaş bildirdi.

    ek 1: araç plakası 16 sh 411 miş bu arada. gören olursa bildirsin.