hesabın var mı? giriş yap

  • dağda açlıktan ölmek üzereyken bir deri bir kemik kalmış, çaresizlikten şehre inmiş, çiftçinin önce silahla yaralayıp sonra köpeğini saldığı, marifetmiş gibi bir de videoya aldığı çomar etkinliğine kanmayın.

    rakımın 1800 olduğu dağ köylüyüm.
    şimdilerde senede iki kez gitsem de çocukken orada büyüdüm, pek çok şey gördüm.

    kurt dediğiniz hayvanın leşinin bulunduğu yere bile her it giremez. kokusuna bile kuyruk kısar.
    sadece kokusu bile ürkütür.

    sürüde kangal genelde bir erkek, bir dişi olur.
    dişi hız, erkek güç demektir.
    bu iki kangal sağlıklı, bakımlı ve genetik olarak sürü gütmüş, kurt devirmiş soydan geliyorsa çoban rahat eder. bu bile tamamen çare değildir. bu iki uyumlu kangal formunun zirvesindeyse aç kalıp tek başına kalan bir kurdu indirebilir.
    kurt denilen hayvan sürü hayvandır. tek gezmez, hasta olup gruptan kendi ayrılmıştır, sürüden atılmıştır, liderlik mücadelesini kaybetmiştir vs.
    nadiren olan şeydir bu. tek başına bir kurt yakalayamazsın yani. dolayısıyla zaten köpekten daha güçlü olan bu hayvanlar genelde sayıca da daha üstündür.

    kangalların tek başına kıstırmadığı, döş vurup kamyon çarpmış gibi yuvarlayamadığı her türlü olasılıkta kurt alır. min. 7 8 kurttan oluşan dinamik bakımlı bir sürü ölüm sessizliği gibi yanaşır telef eder gider. methiyeler dizilen köpeğin sadece kafatası kalır. canlı gözümle gördüm bunu ben.

    somutaştırmak ve daha çok anlamlandırmak isteyenler için nette bir video var, arayan bulur;
    her yanı parçalansa da canı yokmuş gibi boğuşan pitbulla atıyorlar çelimsiz, bakımsız ölmek üzere olan bir kurdu.
    kurt sadece bir kez ısırıyor. pitbull öyle bir ses veriyor ki aşağı mahalleden duyarsın...

    kurt, özel ve çok asil bir hayvandır.
    yaban domuzu popülasyonunun doğal dengeleyicisidir.
    bu hayvanların besin zinciri zaten eskisi kadar dolu değil. yani zaten sayıları azaldı, eskisi kadar üreyemiyorlar.
    kendi halinde yaşayan dağdaki kurda durduk yere ateş eden, tebelleş olan yavşaktır.

  • sultan mehmet fetih gününün sabahında tüm ordusuna namaz kıldırıyor. ancak yapımcıların pas geçtiği bir şey var ki, o da sabah namazının güneş doğmadan önce kılındığıdır. filmde ise güneş ışıkları sağdan sağdan vuruyor.

    edit: ey cemaati müslimin, nafile namaz olabilir şeklinde itirazlar alıyorum... biline ki nafile namaz cemaatle kılınmaz!

  • bence en iğrençleri salçalı (''salça kaynatıyorum, salçalandım, taze salça aldık'' vb) ve kan ağlamalı (''anavatan kan ağlıyor, kıbrıs kan ağlıyor, her yer kan ağlıyor'' vb) olanlardır.
    kusucam bi gün birisinin suratına. böyle iğrenç tabirler olur mu allah aşkına...

    vampirli bir fıkra vardı, biz lisedeyken çok anlatılırdı. hatırladığım kadarıyla şöyleydi;
    vampirlerin takıldığı bir bar var. her giren vampir, barmene diyor ''barmen bana koca bir bardak kan'' barmen veriyor. herkesin keyfi yerinde.
    sonra vampirin birisi, ''barmen bana bir bardak sıcak su'' diyor. herkes şaşırıyor. vampir dediğin kan içer sonuçta. ''hayırdır?'' diyorlar. bizim vampir cebinden kullanılmış bir ped çıkarıyor ve ''ben sallama içeceğim'' diyor.
    böyle tabirleri ne zaman duysam, aklıma bu iğrenç ötesi fıkra gelir.

    ya bence insanlar regl olduklarını söylemek zorunda değiller. gerçekten yani. kimse bilmek zorunda değil. saklanması gerekiyor demiyorum. ama bilinmesi de gerekmiyor. mutlaka söyleyeceksen ve regl oldum diyemiyorsan, ''hasta oldum'' falan de bari en azından. insanı vatandan, salçadan soğutmayın gözünüzü seveyim ya. içim kalktı yine.

  • çocuk abd vatandaşı. geçmiş olsun. daha da gelmez. biri yorum yazmış. "bir gün bir esnafla tartıştım ve camını kırdım. akşam memlekete gitmek için otogardayken göz altına alındım." diye. cam kıran adam otogarda yakalanır, adam öldüren güle oynaya ülkeyi terk eder. ölen öldüğüyle kalır.

  • kariyerinde atletico madrid ve bayern münih gibi takımlarda oynamış futbolcuya sosa kim milan kim yahu yazmış adam

    asıl soru ulan sen kimsin amk ?

  • kremlin sarayı'nda öğrenilen ingilizce ile girilmesi sanırım pek akıllıca olmayacak sınavdır.
    buckingham sarayı olsa neyse..

  • lütfen sayın başbakana, evet çıkması halinde kendisinin görevi bırakacak bir başbakanlığı olmayacağını anlatsınlar.

    neye evet dedirtmek istediğini lütfen okusun artık ya.

  • gezi zamanı dolar 5 kuruş artıp 1.95 olduğunda hükümet kanadı ve ne kadar destekleyeni varsa dönüp ülkeyi batırdınız, hep sizin yüzünüzden vb. cümleler kurmuştu.
    dolar 18 lira olduğunda çıkıp ‘bizim dolarla ne işimiz var’ ne bilim ‘onların doları varsa bizim allahımız var’ diyenler o gün pek bi önem veriyordu bu işlere. ne oldu ki acaba….
    bu da böyle bir anımdır.

  • türkiye'de bir kişinin bireyselliğine saygı gösterirseniz, o kendini "sizi yenmiş" sayar. mesela sokakta karşıdan gelene yol verin, o da iyice üzerinize yürüyüp size sürtünerek geçsin. metroda yanınızdakinin rahat etmesi için bir alan açın, ve o insan sizi daha çok sıkıştırmaya başlasın. bir kişiye karşılıksız bir iyilik yapın, ve karşınızdaki sizin "ondan çekindiğiniz için" bu iyiliği yaptığınızı sansın.
    bu ülkedeki, çok az sayıdaki naif insanın sürekli başına gelen şey budur.

    türkiye, birey olamamış eziklerin ülkesi. birbirine omuz atan kişiliksizlerin memleketi.
    bu ezikler etraflarındaki kimsenin "bireysel alan"ına saygı göstermez. üstüne, gider isveç'teki adamların birbirine saygısını "samimiyetsizlik" olarak tanımlar.

  • abd'den veya avrupa'dan donenler arasinda gercekten boyle biri yok saniyordum. yazilanlardan gordugum kadariyla var oldugu soyleniyor ama var olan kisiyi/kisileri anlatirken kullanirken tek sifat zengin olmasi. yani cok parasinin olmasi yani turkiye'nin onbin'de biri icinde olmak gerekiyormus. turkiye'nin geri kalan cok buyuk cogunluguyla muhattap olmayip, onlarin buyuk sorunlarini onemsemeyip, bana dokunmayan bin yasasin mantigiyla kendi hayatini yasamasi gerekiyormus.

    "istanbul hicbir yerden geri degil" demis bir zengin. bunu demek icin cidden etiler ve bebek'ten disari adim atmamak gerekiyor. ben de istanbul'da 10 yil yasadim, baya cok eglendigim, istanbul'u cok sevdigim zamanlar da oldu ama "geri degil" demek baska birsey. sehirde bu kadar buyuk gelir adaletsizligi varken, bu kadar cok suc istatistikleri yuksekken, toplu tasima denen olay 2013 yilinda bile halen yari yariya bile cozulmemisken, bir yagmurda/karda tum sehir iptal olurken, trafik kaza orani bu kadar yuksekken, trafikte bir yere gidip gelmek icin 3 saatlik sureyi normal goruyorken, surekli kesilen sorunlu bir internet altyapisina sahipken, elektrik kesilmeleri halen cok sik yasaniyorken, insanlari halen sokaklara bu kadar cop atiyorken, trafik kurallarina hic uyulmuyorken, herkes digerini nasil ezerim derdindeyken ve daha sayilabilecek binlerce etmen varken geri degil demek icin cidden polyanna'nin soyundan gelmek gerekiyor.

    guzel diyebilirsin, cok eglenceli diyebilirsin, 24 saat canli diyebilirsin, iki kitayi birlestiriyor, bogazi var diyebilirsin, insanlari yardimsever diyebilirsin de geri degil demek cidden bambaska bir olay.