hesabın var mı? giriş yap

  • "bir yerde duruyoruz. turistin elinde telefon, uber'den taksi çağırdığını görüyoruz. arkadaşın da gelip işimizi alması bizi sıkıntıya sokuyor. devlet hakkımızı savunmazsa bu tür olaylar zaten olacak."

    "devlet hakkımızı savunmazsa bu tür olaylar zaten olacak."

    "zaten"

    böyle böyle taksiler ve taksiciler kendi elleriyle kendilerini bitirecekler.

  • kızın %5'i görünüyor. bizim insanımız böyle işte. zigi kalkmışsa %5e aşık olup evi arabayı üstüne yapar.

  • bundan 15 yıl önce, bir pesimistin gözyaşları albümünü dinlerken hissettiğim duyguları, 2019 yılında bana yeniden hissettiren albüm.

    dinlerken insanın tüyleri diken diken oluyor. türkçe rap'e böyle bir albüm kazandırdığı için şanışer'i alnından öpmek istiyor insan.

    türkçe rap'in şaheserlerinden sayılabilecek bir albüm. açın dinleyin, dinlettirin.

  • fareli işkence yöntemi tarih boyunca insanların uyguladığı en acımasız işkencelerin başında geliyor.

    antik roma zamanından beri uygulanan bir işkence yöntemi bu , daha sonra ortaçağ almanyasında bolca kullanılmıştır geliştirilerek , en sonunda da güney amerika da diktatörler tarafından bolca kullanılmıştır . pinoche şili sinden , brezilya , arjantin e , uruguay a kadar . ilk kayıtlara bu işkence yönteminin girmesi 17'ci yüzyıla dayanıyor.

    nasıl uygulanıyordu derseniz , koyduğum resimden de anlayabileceğiniz gibi , işkence yapılacak insan masaya bağlanıyordu ve karnına bir altı açık kafes yerleştiriliyordu , sonra kafes e sıcak kömür konuluyordu ve aç farelerin artan sıcaklıkla beraber kaçacak yer aramalarına , çılgın gibi her yere saldırmalarına ve sonunda en yumuşak kısım olan karın kısmından içeri girmeye çalışmaları ile kurban büyük acı içinde çığlıklar atmaya başlar ve fareler içeri girdikçe kurban ölür . aynı şekilde kurbanın yüzüne de bunu uygulayıp farelerin kurbanın yüzünü yemesine neden oluyorlardı .

    insanoğlu'nun acımasızlığı hiç bir şeyle yarışamaz kötülükte maalesef.

  • eline koluna sağlık dediğim esnaftır. kendi ülkelerinde alışmışlar kadınlara, çocuklara musallat olmaya burayı da öyle sanıyorlar. nerede görülürse kafaları ezilmeli bu çöl farelerinin.

  • "tsukuru tazaki, üniversite ikinci sınıftayken, temmuz ayından ertesi senenin ocak ayına kadar neredeyse sadece ölmeyi düşünerek yaşadı."

    bu ilk cümlesiyle yakalıyor okuyucuyu, bitinceye kadar da bırakmıyor. tsukuru niçin renksiz, hac yolculuğunu nereye yapıyor, anlayınca, uzun zamandır üstüne düşündüğü şeyi hatırlamış gibi oluyor insan.

    okurken niyeyse, yağmurlu, nemli, ılık ve yeşil hissettirdi murakami bu kitabıyla.

  • bu dahiyane fikir gecen sene bi arkadaşımın da aklına geldi. 1 milyon ty'ye evini satılığa çıkardı. ayda 3 bin tl kira alacağıma vadeli hesaba yatırıp ayda 18 bin tl alırım dedi.
    sonuç: evin fiyatı şu an 2.4 milyon tl oldu. arkadaşın parası ise 1 milyon 216 bin tl!
    yanı artık sattığı evin anca yarısını alabiliyor!

    edit: o evi 2.4 milyona satamaz, fiyatlar balon minvalinde milyorlarca mesaj geldi. arkadaşlar piyasanın 1 milyon altına yani 1.4 milyona satılsa bile arkadaşın yaklaşık 200 bin tl zararı var. bizler 200 bin tl için yaklaşık 12 ay (hatta asgari ücretliler 24 ay) işe gitmek zorunda olan insanlarız !

  • soru cevap etkinliğinde yaptığı şu gençlik tanımını kierkegaard okusa arda kural'ın modern filozof olduğunu iddia ederdi kesinlikle.

    --- spoiler ---

    gençlere tavsiyem, gençlik; buldugun şeyleri yaşadığın bir zaman degil arayışlarınla kendini olgunlaştıracagın ve günün birinde 'başlıyorum' dediginiz zamana kadar olan süreç.

    gençken olan düşünceler ve arayışlar ince düşünülüp doğru yaşanırsa başlayacağınız yaşa geldiginiz zaman sizi çok tatmin edecek. gençlik bir fırsattır.
    --- spoiler ---

  • geçenler de yaşlı bir çift geldi. elektrik süpürgesi ihtiyacı varmış teyzenin eskisi yıpranmış bozulmuş senelerce kullanmaktan. fırsat ürünüydü son bi tane kalmış. aldılar makineyi garantisini falan imzaladık. 100 küsur lira bişiydi işte. tam kapıdan çıkarken teyzenin yüzünde koca bir mutluluk, durdu, kocasına döndü; "bu ay sana çok yük oldum her istediğimi aldın allah senden razı olsun hakkını helal et" dedi.

    adam karısını alnından öptü "helal olsun be ömrüm feda olsun" dedi. len kasada bi duygulandım marketin arka tarafına koşar adımlar yürüyüp gözyaşlarımı sildim. gülümsedim ne güzel bir şeysin sen aşk.

    edit: olm şaka maka bir hayal ürünü olan bu yalanımı fena yediniz lan kdaskljda cezmi kalorifer bile paylaşmış ahahaha.