hesabın var mı? giriş yap

  • kilolu biriyle sırf kilosundan ötürü dalga geçme aşağılık bir davranıştır lakiiin;

    bu kişi insanları tiplerinden ötürü itin gtüne sokuyorsa müstehaktır.

  • eğer karşıdaki insan ya da insanlar sizden kendilerine bir zarar gelmeyeceğini anlarsa yaprağı sapıyla beraber yediniz demektir.

    mutlaka bir azı dişiniz olmalı. bu zenginlik olur, kanunlara hâkim olmak olur, iri ve adaleli bir beden olur, akıcı ve ikna edici bir üslup olur, sosyal statü olur; muhakkak karşı tarafta "bana bir zarar verebilir" intibaı uyandırmanız gerekiyor.

    aksi takdirde ezerler..

  • japon falan olmadığım halde paris ziyaretimde kapıldığım sendrom. kafayı yiyecektim lan.

    bu mu ulan, dedim. bu mu bize midnight in paris'lerde, amelie'lerde, before sunrise'larda, paris je'taime'lerde gösterilen paris, dedim. bu memleket öyle garip bir yer ki dostlarım, eğer şehre iner inmez le marriott gibi bi otelde kalamayacaksanız, parasızlıktan o leş metronun leş duraklarında burnunuza sidik kokusu çekeceksiniz demektir. eğer şehre gare du nord* gibi bir yerden girme ihtimaliniz varsa ve paris metrosu'nu kullanamayacak kadar yeniyseniz o şehre, şunu aklınıza sokun: her köşe başında üç zencinin beklediği o leş rue du faubourg saint dennis'i yürüyeceksiniz demektir şehre kadar. işte, lille'den büyük umutlarla bindiğim tgv'den gare du nord'da indiğimde, bütün bu başıma geleceklerden habersiz, sarı-sıcak bir paris beklentisiyle o gardan dışarı adımımı atmış idim fakat paris'in benim yoluma çıkardıkları, bir türlü bulunamayan bir hostel, ayrıca dolu bir hostelde tek başına kalan, yüzü gözü şişmiş bir koreli ve sidik kokulu metro istasyonları oldu. sonrasında o kadar louvre görmüşüz, eyfel görmüşüz, hepsi boş beleş dostlarım. tek gerçek var, o da leş paris.

    peki soruyorum şimdi, ben ne yapaydım da yaşamayaydım bu sendromu, ha?

    hâlâ diyorum ki, keşke süskind'in das parfum'ünü paris'e gitmeden önce okusaymışım.

  • frank meyer isimli abd'li bitki kaşifi tarafından çin'de keşfedilen limon türüdür.

    saf bir limon değildir, portakal ya da mandalina hibritidir, bu sebeple asitliği diğer limon çeşitlerine göre düşüktür. doğru zamanda hasat edilmez, ağaçta beklerse dış kabuğu turuncu renk alır ve tatlanmaya başlar.

    balkonda, terasta ya da bahçede yetiştirmek için mükemmel bir çeşittir. verimi yüksektir, hastalıklara dayanıklıdır ve hemen hemen yıl boyunca çiçek açıp meyve verir.

    çekirdekten üretildiği zaman türüne doğrudur, aşılamaya gerek duymadan meyer limon verir. ancak çekirdekten üretilen ağaçların ilk meyve verme süresinin aşılananlara göre çok daha uzun olduğu unutulmamalıdır.

    dış kabuğu diğer limonlara göre daha pürüzsüz ve parlaktır.

    saf ve asidik bir limon olmamasına rağmen yazın ilk olgunlaşan limon olduğundan ticari değeri yüksektir. kışın depolarda saklanan limonlar bittikten ve fiyatlar iyice yükseldikten sonra hasat edildiği için değerlidir. ayrıca verimi diğer limon türlerine göre çok yüksektir. ürün kalitesizliğini erkencilik ve yüksek verimle telafi eder.

    dezavantajı, plansız, programsız bahçe tesisi nedeniyle ihtiyaçtan fazla dikimi yapılmış olması ve fiyatının düşmeye başlamasıdır. ihracat için tercih edilen bir tür de değildir çünkü hem kalitesi düşüktür hem de nakliyeye uygun değildir, zamanla kabuğu kararma yapar.

    son yıllarda volkameriana anaç üzerine aşılanan meyer limonların daha kaliteli ve daha erkenci meyve verdiği gözlenmiştir. bu sebeple turunç üzerine aşılı meyer bahçeleri zaman içerisinde volkameriana üzerine aşılı meyer bahçelerine dönüştürülmeye başlanmıştır.

  • adam torbayi 3 milyar yil sallamayi unuttugu icin bilimsel olarak dikkate alinmayacak bir deneydir.

  • “yoksul bir adam tavuk yiyorsa, ikisinden biri hastadır.”

    çaresizlikle ilgili konuşurken bir arkadaşım söylemişti, musevi atasözüymüş. yoksulluğun çaresizlikle olan giriftliği her dinde aynı.

  • sigara içmeyi beceremeyen kişi, yıllardır yeşilçam piyasasında olup bir türlü dikiş tutturamamış olan osman cavcı'dır..

    sigarayı da sanki ortamda kel alaka görünmeyim der gibi içiyor, ne adam gibi nefes çekiyor, ne kameraya doğru duman üfleyebiliyor, bir de dumanı boğazına kaçırıyor asjkhkjk..

    edit: bu arada yanlış anlama olmasın, osman cavcı bu ülkede değeri az anlaşılmış oyunculardandır, sadece muhsin bey'deki performansı bile şimdiki teres komedi oyuncularına taş çıkartır. piyasada olmaması piyasanın bok yemesi ve en verimli zamanının sinemanın kötü dönemine denk gelmesi.