hesabın var mı? giriş yap

  • aralarında başka bir konu vardır bunların, benim bildiğim polis anca şikayet olursa onda da yarım ağız müdahale eder böyle şeyler, bana kalsa karışmazdım da emir geldi mecburen geldik izlenimini beden diliyle karşı tarafa vermeye uğraşır. eğer gerçekten huzuru sağlamak için müdahale etmişlerse helal olsun.

    edit: polisler terörle mücadeledenmiş, muhtemelen kendileri de düğün konvoyunun yolu kesmesinin oluşturduğu trafiğe takıldıkları için bunlara bilenmişler (iyi de olmuş) ama yolun karşı şeridinden geçiyor olsalar, trafiğe takılmasalar, yani kendileri rahatsız olmasa bu şekilde bir müdahale edeceklerini de sanmıyorum. yolunda giden bir polisin durup da bir suça müdahale ettiğini ben bugüne kadar görmedim. en fazla ekiplere söyler ilgilenin şunlarla der ama kendileri de yolu kesilenler arasında olunca orada zurnanın zırt dediği yer denk gelmiş düğün konvoycularına. ne yani devletin koca yolu defalarca kesildi hiç mi polis denk gelmedi? ama bu sefer hem de terörle mücadele ekipleri mağdur edilince yol kesenler yaş tahtaya basmışlar.

  • liseyi beraber okuduğum bir arkadaşım vardı, büyük hedefleri olan çalışkan bir arkadaşım. mühendis olmayı liseye başlar başlamaz aklına koymuştu, sıraya da mühendis olacağını, istediği üniversiteyi yazdı, teknik üniversitesi inşaat mühendisliği.

    garip bir çocuktu. sessiz, sakin, hayatında kavga bile etmemişti. derin bir havası vardı, altını kazdıkça daha derine indiğini görüyordum. rahatsız oluyordu sorularımdan, üstüne gitmiyordum. lisede aynı ranzada altlı üstlü yattık. önceleri üstte yatıyordu, geceleri haykırarak uyanıyordu, uyuyamıyordu çoğu zaman, üzülüyordum, anlat derdini diyordum, susuyordu. yer değiştik, ben üst ranzaya geçtim. daha rahat uyumaya başladı. sebebini sorduğumda daha az sallanıyor, ben rahatsız olmuyorum ama istersen değişelim tekrar dedi. yok dedim. konuyu da daha fazla irdelemedim. telefonla konuştuğunu neredeyse hiç görmedim, bazen telefonla uzun süre konuşup döndükten sonra yatağına geçip ağlıyordu. okulun kütüphanesine ve bilgisayar laboratuvarına sık sık giderdi. geçmişi de hep silerdi. ne baktığını ne araştırdığını bir türlü anlayamadık. zamanla hocalarında dikkatini çekti, psikolojik destek aldı. okul müdürü çocuğun geçmişini biliyordu ama bize söylemiyordu.

    ikimizde üniversiteyi aynı şehirlerde okuyacaktık. heyecanıyla bir şeyler yapma peşindeydik, ben gezmeye çok meraklıydım, o kitap okumaya. daha büyümüştük, zaten olgun olan arkadaşım daha olgundu. artık yüzündeki hüzünün yerini hırs almıştı. daha çok çalışıyordu eskisinden. başarılı oldu, büyük şirketlerde staj yapma imkanı buldu. bir gün bir kafede otururken tuvalete gitmişti, telefonu da masada. tanıştığımızdan beri telefonuna şifre koymazdı. açtım hemen, safariye girdim. yer imlerine baktım, kandilli rasathanesi, en sık tıklanan sayfaydı. önceleri bir şey demedim. evine gittiğimde bilgisayarına baktım, yine aynı şekilde. evde 1999 senesine ait gazeteler, kitaplar. kandilli rasathanesi yine yer imlerinde. sürekli son depremlere bakıyor.

    soramadım yine kendine. lisedeki müdürü aradım, tam bir hafta sonra ulaştım. sordum arkadaşımı, önce hatırlayamadı, sonra hatırlayınca okula davet etti. tüm hikayesini dinledim arkadaşımın. 99 depreminde ailesinin hepsini kaybetmiş, amcası büyütmüş hep, yatılı okumuş hayatı boyunca. inşaat mühendisliğini neden seçtiğini, telefonuna neden şifre koymadığını, geceleri neden haykırarak uyandığını, neden üst ranzada yatamadığını o an anladım. her şey bir anda gözümün önünden geçerek anlam kazanmıştı.

    bunları kendine anlatamadım, eğer bilseydim daha çok yanında olurdum. keşke daha çok yanında olabilseydim.

  • sana ne yarram isterse mayoyla gezer diye cevaplanabilecek trol tespiti. bakın yüz yıl etkili koymuş atam üretim hala devam ediyor

  • dunya vatandasligi yasal acidan herhangi bir sey ifade etmez. bir insan mutlaka bir ulkenin vatandasidir, ya da bir bolgede yasal statusu vardir.

    i - vatandaslik konusunda iki istisna vardir, birincisi haymatlos ve multecilik durumu, bunlar bazen birbirlerini kapsayabilir.

    - a devleti tarafindan vatandasliktan cikarilmis bir insan b devletinin kanunlari elverdigince oraya siginabilir, ki cogu ulke baska bir vatandasligi olmayan kisiyi vatandasligindan cikaramaz, cogu zaman boyle bir sey oldugunda da zaten vatandasliktan cikarilan kisi baska bir ulkede multeci konumundadir, yoksa vatandasliktan cikaran ulke o kisiyi ulkeden disariya yollayamaz zaten..
    - c devleti a devletini isgal eder ve sonra da a devletini yikar, bu durumda a devletinin eski vatandaslari c devletinin vatandasi olamiyorlarsa, bu canlari icin tehlikeliyse falan b devletinin kanunlari elverdigince oraya siginabilirler,
    - a devleti ic savas sonucu yikilir ve yerine yenisi kurulmaz, o sirada b devletinde bulunan a devleti vatandaslari ortada kalir.

    bu kisiler b devletinde hem haymatlos hem de multeci olabilir.

    ama bir a devleti vatandasi a devletinden b devletine kacar ve a devleti pasaportuna sahip halde o ulkeye siginirsa, ve a devleti vatandasligindan cikarilmamissa multeci olur, haymatlos olmaz, yani b devleti politik duruma gore bunlari geri yollayabilir.

    tabii haymatlos geri yollanamaz gibi bir anlam cikiyor da, yani geldikleri devlet yasal olarak artik var olmadigi icin "biz bu kisiyi almiyoruz yollarsaniz geri yollariz" diyecek bir kurum olmadigindan teknik olarak b devleti haymatlos lari da kafasina gore geri yollayabilir, oldurebilir, vesaire, tamamen kendi cikarlarina ve o ulkedeki basin yayin kuruluslarinin durumdan haberdar olmasina ve o ulkenin dunyadaki onemine bagli bu durum...

    yine de cogu zaman yukaridaki durumlar bir sekilde vatandaslik ile sonuclanir. bu tarz durumlarda kisilerin yine bir yasal statuleri vardir, bulunduklari ulke tarafindan saglanan.

    ii - ikinci istisna ile devlet olmayan veya devletleri taninmayan bolgelerde yasayan kisiler. mesela filistin, ki o durumda o bolgede yasayanlara filistin pasaportu verilir, ve bazi ulkeler bu pasaportu tanimayabilir. bu pasaportu tanimayan ulkeler ilgili kisilere "haymatlos" muamelesi yaparlar, veya o bolgeyi himaye ettigini kabul ettikleri devletin vatandasi sayarlar.

    olaganustu durumlarda, mesela bir devletin yikilmasi ve yerine yeni devlet kurulana kadarki gecen surede, eski devletin vatandaslari o kisa sure boyunca devletsiz sayilabilirler. kisa surdugu icin (istisnalar vardir) kimsenin umurunda degil bu durum..

    ---

    ucakta veya gemide dogmak ilgili ulkelere ve ucagin o anki konumuna gore degisir, ama kesinlikle dunya vatandasligi saglamaz. bazi ulkeler kendi topraklari sinirlarinda dogmayi vatandaslik icin yeterli gorurler, bazi ulkeler ise vatandasligi dogum yerine gore degil, cocuga sahip olan anne ve babanin (veya her ikisinin) de vatandasligina gore belirler.

    ayrica uluslarasi hukuka gore bir ulkenin bayragini tasiyan, yani bir ulkeye kayitli gemi veya ucak, o ulkenin topragi sayilir.

    bazi ulkelerde ve eyaletlerde ucak ve gemi dogumlari ile ilgili fantastik ince ayrintilara kadar dusunulmus ozel kanunlar da bulunur.

    yani ucagin/geminin kimin havasahasinda oldugu, nereye gidiyor oldugu, hangi ulkede kayitli oldugu, cocugun anne babasinin nerenin vatandasi oldugu, o ulkede ne kadar kaldiklari ve butun bu ulkelerin birden fazla vatandaslik kanunlarina gore cok ilginc kombinasyonlar cikabilir.

    bu kosullar altinda, ucakta veya gemide dogum cogul vatandaslik ile bile sonuclanabilir. veya bir ozel kosulda devletsizlik durumu da olabilir;

    bazi ulkeler kendi sinirlari disinda kendi vatandaslarinin yaptiklari dogumlarda, cocugu kendi vatandaslari saymak icin zaten kendi vatandaslari olan anne ve babanin ulkelerinde en az bes sene yasamis olmasini gerektirirler. mesela amerikan vatandasi anne ve babanin avusturya topraginda, veya havada ise dogumu vatandaslik nedeni saymayan bir ulkeye kayitli ucakta ama avusturya sinirlari icinde cocugu dogarsa, o cocugun amerikan vatandasi olabilmesi icin anne ve babasinin hayatlarinin bir doneminde abd'de en az bes sene yasamis olmasi, veya en az birisinin son bir senedir yasiyor olmasi gerekmektedir. eger bu kosul saglanmamissa o cocuk abd vatandasi olamaz. avusturya kendi topraklari icinde doganlari degil kendi vatandasi olan kisilerin cocuklarini vatandas saydigindan, o cocuk avusturya vatandasi da olamaz. o cocuk o durumda devletsiz olur.

    ve bu yukaridaki spesifik duruma benzer devletsizliklere karsi da 1961'de pek cok devletin imzaladigi ve onayladigi bir birlesmis milletler antlasmasi vardir, o antlasmayi onaylayan devletlerin topraklarinda bu gibi nedenlerden oturu devletsiz kalan bir cocugun dogmasi durumunda cocuk o ulkenin vatandasi sayilir. yani bu ornekte avusturya vatandasi olur.

    cocuk sonunda bu nedenden oturu eger avusturya degil de turkiye'de veya turk hava yollari ucaginda dogmus olsaydi turk vatandasi da olabilirdi. (olaya gel)

    eger benzer durumda antlasmayi imzalamamis bir ulkenin sinirlari icinde dogmussa ve o ulke de jus soli takilmiyorsa, o cocuk ortada kalir.

    ---

    butun bunlarin ana nedeni vergilendirmedir, yani sosyal devlet olgusu ortaya cikana kadar devlet topragindan ve o devletin sinirlari dahilinde veya disinda o ulkenin vatandaslarin sahip oldugu araclarla yapilan ticaretten vergi alma ve ticaret yapma hakkini korumak,

    sosyal devlet olgusu ortaya ciktiktan sonra da bunlara ek olarak dolasim ve yerlesim hakkinin sinirlanmasi zorunlulugu.. cunku ben hem gelir vergisi aliyor hem de sosyal guvenlik sagliyor isem, bana gelir vergisi ve sosyal guvenlik vergisi vermeyen, yani benim topragimda calisma izni olmayan kisiye sosyal guvenlik hizmeti veremem. verirsem sosyal guvenlik sistemime ekstra agirlik yuklemis olurum ve sistem bunu kaldiramaz, coker. bir ornek olarak, come as you are felsefesi bu nedenle bitirilmistir.

    simdi yakin gelecekte bu durum degisebilir, soyle ki sosyal guvenlik sistemi bazi ulkelerde yerli nufus dinamikleri sebebi ile kendi kendini finanse edemediginden yakin gelecekte kaldirilabilir. iste tam o noktada global nufus azalmasina sebep olacak bir sey de olur ise, isgucu ihtiyaci vatandaslik kavramini 1900 ler oncesi haline dondurebilir, yani vize kavrami ortadan kalkabilir. (bu bir teori tabii..)

    bir baska deyis ile, dunya vatandasligini destekleyen bir barisci, birlesmeci, pasifist, ya da flower child vesaire iseniz, davanizda basarinin sirri, vize kuyruklarinin sonu, sosyal sigorta sistemlerinin cokusunu takip eden dogru zamanda, dogru yerlerde wmd kullanimindan geciyor olabilir. (iki ayri tezat var burada)

    ---

    ha bir de konuyla geyiken alakali olarak, garry davis var.

  • “bir gün iki berduş kasaba meydanında avare avare dolaşırken bir kalabalığa rastlamış. bakınırlarken bir tane güvercin uçup gelip berduşlardan birinin omzuna konmuş.
    herkes berduşun yanında toplanmış ve :
    – işte padişahımızı bulduk. sen padişahımız olacaksın, padişahım çok yaşa. demişler.
    berduş:
    – olmaz öyle şey...
    diye ısrar etse de, inatçı kasabalılara yenik düşmüş. padişahlığı kabul edip arkadaşını da sadrazam yapmış. aynı gün de başlamış zulme, boyun vurmaya, vergi salmaya. bunlara dayanamayan arkadaşı:
    – yapma, halk kızacak ... demiş.
    çiçeği burnunda padişah da ona:
    – güvercin uçurup padişah seçen halka böylesi az bile.” diye cevap vermiş.

    not: bu fıkrayı 1982 anayasası referanduma sunulup sonucunda anayasa’nın kabulüyle birlikte kenan evren'in cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra, süleyman demirel'in bu durumdan rahatsızlığını belirtmek için anlattığı söyleniyor.

  • kilolu biriyle sırf kilosundan ötürü dalga geçme aşağılık bir davranıştır lakiiin;

    bu kişi insanları tiplerinden ötürü itin gtüne sokuyorsa müstehaktır.

  • oncelikle inci sozlukculer icin en altta ozet var. onun disinda bu organizasyonun altina imza atan kisi olarak pek cok hakli elestiriye yanit getirmek, ve sizleri bazi guzel degisikliklerden haberdar etmek istiyorum. once bastan baslayalim:

    1) neden eksi sozluk bu dogumgunu zirvesinin organizasyonunu ustlendi?

    eksi sozluk'un yas gunu kutludur, kutsaldir. ustune ne kadar grup ciksa, kac dj sarki calsa azdir. ne kadar coskuyla kutlansa azdir. bu noktada para kazanan sozluk sirketinin organizasyonu daha da ileri goturmesi, daha buyuk bir organizasyona cevirmesi bana son derece dogal bir hareket olarak gorundu. oyle olmasini istedim, nitekim oyle de olacak.

    2) neden giris ucretli dusunuldu?

    cercevesini cizdigimiz ve olmasini istedigimiz turde bir etkinligin maliyeti son derece buyuk. oyle boyle degil. bilet satislari bu maliyeti karsilamiyor. bu yuzden sponsorlara basvurduk ve sponsorlardan kalan boslugu da "o gece benzer bir aktivite"nin esdegeri giris ucretine denk getirdigimiz bilet parasiyla ustlenmek istedik. bilet gelirleri etkinlik maliyetinin maksimum %20'sini karsiliyor olacakti.

    3) madem ucretli neden bazilarina ayrimcilik?

    bu konuda niyetimiz ayrimcilik gostermek olmadi. elimizdeki bu konuda sozlugu zarara ugratmadan ayirabilecegimiz butce kisitli oldugundan bu kisitli butceyi en azindan "subjektif bir ayrim kriteri" gutmeden eskiden yeniye oldugunca esitce dagitabilecegimiz bir yontem belirledik kendimizce. lakin bunun "ben davet edildim" ve "ben edilmedim parasiyla geldim" tarzi bir ayrima gidecegini ben sahsen ongoremedim. dedigim gibi niyetim boyle bir algi yaratmak olmadi. ama boyle algilanmasini yadirgamadigim gibi bu algiya zemin hazirladigim icin herkesten ozur dilerim. bu hatayi telafi etmek benim boynumun borcudur artik.

    === ve? evet? ===

    insanlar eksi sozluk'un organizasyonuna "hakli olarak" sirt cevirip gidip baska mekanda eksi sozluk'un dogumgununu kutlamaya devam edecek, bu olanlara ragmen eksi sozluk'ten ya da benden nefret etmeyecek kadar sozlugu seviyorlarken benim sirtlandigim maliyetin ustune bilet maliyetlerini de sirtlanmaktan gocunmam sozkonusu olamaz artik.

    neticede sudur: ayrim gozetmeksizin butun sozluk yazarlarina davetiye yollanacak ve her davetiyeye +1 (sadece bir kisi) kontenjani da dahil olacak. biletix'ten satilan biletlerin ucretleri iade edilecek. sozluk disindan giris de "yasak" olacak.

    kar edersek amenna, gelecekte daha buyuk organizasyonlara da girmemize vesile olur. kar etmezsek de mutlaka eglenecegiz!

    eksi sozluk'un 11. yasinin kutlu ve dibine kadar eglenceli olmasi icin gerekirse olucez!

    ozet: okumayi sevelim.