hesabın var mı? giriş yap

  • ankara ve istanbul'da ulaştırma bakanlığı tarafından yapılan metrolarına harcanan paranın belediye ödeneklerinden kesilmesine karar verilmesi şeklinde olan karardır.

    daha önceki düzenlemeye göre, ulaştırma bakanlığı metroları yapıyor ve metroların karlarından %15 ödeme alıyordu. akp'nin en büyük metropolleri kaybetmesinin ardından alınan bu kararla, daha önceki yıllarda 5 katına mal edilen metroların maliyetleri de yeni yönetimlerin sırtına bindirildi. kaynak

    akp milli irade ile kavga ediyor. akp'ye oy vermeyen büyükşehirleri cezalandırma politikasını bu millet görmeyecek sanıyorlar.

    bu tip politikalar taşrada etkili olabilir, insanlar "aman hizmet azalmasın" diye güçlüden yana olabilir. ama büyükşehirlerde tam tersi bir etki yaratıyor. zira büyükşehir insanı daha bilinçli oluyor, vergisiyle yapılan hizmeti almak için oy tercihlerine karışılamayacağını biliyor. büyükşehirlerin iradesiyle inatlaşmamak lazım.

    edit: kaynak eklendi.

    edit2: aklıma gelen bir husus da şu; ankara ve istanbul'da merkezi yönetim tarafından yapımı devam eden, hatta yapımına ileride başlanacak hatlar da var. bu durumda merkezi yönetim aslında diyor ki; ihaleyi ben yapayım, müteahhiti ben seçeyim, kendi yandaşıma ihaleyi istediğim fiyattan ben vereyim, belediye de bunu ödesin. madem öyle, bundan sonra yapılan metroların paralarını belediyeler ödeyecek o zaman devlet bu inşaatları ve projeleri derhal belediyelere devretsin. bundan sonra da beş kuruş harcamasın. yoksa bu karar, yandaş müteahhitleri, chp'li belediyelerin kasasından doyurma amacını taşıyor demektir.

  • leonard cohen reisin yazdığı, jeff buckley'in zirveye taşıdığı şarkıdır gözümde.

    daha önce iki buçuk adet türkçe çevirisi yapılmış sözlükte. izninizle bir çeviri de ben koyayım. etkilenmemek için diğerlerine bakmadan çevirdim:

    duydum ki gizli bir melodi varmış,
    davud'un çalıp da tanrı'yı gülümsettiği.
    ama müzikle pek aran yoktu değil mi?

    böylece gider bu, dört, beş derken
    diyezde aşağı, bemolde bir üste
    derken bakmışsın mazhar kral hallellujah'i bestelemiş.

    hallelujah
    hallelujah
    hallelujah
    hallelujah

    inançlıydın inançlı olmasına, ama ispat lazımdı sana
    terasta banyo yaparken gördüydün ya onu
    güzelliği ve ayışığı onun önüne geçtiydi hani.
    seni bir mutfak sandalyesine bağlamış
    tahtını sallamış, ve saçlarını kesmiş
    ve dudaklarından almıştı o lafı: hallelujah

    hallelujah, hallelujah
    hallelujah, hallelujah

    canım, daha önce de bu yollardan geçtim
    bu odayı bilirim, koridorunda az sigara içmedim.
    senle tanışmadan önce yalnız yaşardım biliyorsun.
    mermer kemerde flamanı da gördüm
    aşk, bir zafer türküsü değildir ki,
    soğuk ve kırık bir hallelujah'tır olsa olsa.

    hallelujah, hallelujah
    hallelujah, hallelujah

    aşağıda olanlardan bana bahsettiğin zamanlar olurdu
    şimdiyse bana hiçbir şey söylemiyorsun, değil mi?
    sana taşındığımı dün gibi hatırlıyorum
    kutsal güvercin de taşınmıştı
    birlikte aldığımız her nefeste: hallelujah

    belki de yukarıda cidden bir tanrı vardır
    aşktan tüm öğrendiğimse
    ilgini çeken birilerini nasıl öldürebileceğimdi
    geceleri duyabileceğin bir yakarış değildir bu.
    ışığı görmüş birileri değildir bunu diyen kişi.
    bu soğuk ve kırık bir hallelujah'tır olsa olsa.

  • adamımız ömer üründül 'ün "4 gol atmak dışında pek birşey yapmadı" şeklindeki eleştirisine maruz kalmıştır.

    bundan sonraki maçlarda kendisine, her maç 4-5 gol atması yanında en az 2 penaltı kurtarması, sakatlanan oyuncuları tedavi etmesi ve devre arasında da tribünleri eğlendirecek şovlar yapmasını öneriyorum ki ömer abisi performansını yeterli bulsun.

  • ertelendikçe artan , arttıkça ertelenen kısır döngüye ramak kalmışken duşa sokan strestir.
    lakin duşa girdikten sonra enteresan bir şekilde anlamsızlaşır ,bu muydu dedirtir.
    kendini duştan çıkınca üşüme stresine bırakır.