hesabın var mı? giriş yap

  • diğer kuşaklar tarafından anlaşılmayacak olmasıdır. tıpkı önceki kuşaklarda yaşandığı gibi.

    ne demiş can yücel;

    20 yaşında ben,
    35 yaşımda ben,
    40 yaşımda ben ve
    bugünkü ben dördümüz.

    birden yirmi yaşımı, otuz beş yaşımın karşısına oturttum.
    kırk yaşımın karşısına da, ben geçtim.
    yirmi yaşım, otuz beş yaşımı tutucu buldu.
    kırk yaşım ikisinin de salak olduğunu söyledi.

    yatıştırayım dedim.
    “sen karışma moruk” dediler. büyük hır çıktı.
    komşular alttan üstten duvarlara vurdular.
    yirmi yaşım kırk yaşıma bardak attı.

    evin de içine ettiler.

    bende kabahat.
    ne çağırıyorsun tanımadığın adamları evine…

  • üzerine verici yerleştirip uzay mekiğinden boşluğa bırakıldığında cevabı bulacağını sanan yazarları göstermiştir bize.. uzaya, aslan belgeseli muamelesi yapmak böyle bir şey olsa gerek..

  • osmanlı osmanlı diye kafa zkmelerinin nedeninin aslında osmanlı olmadığını tahmin etmişizdir.

    "bu fotoğrafı tatil programı yapın diye koymadım.

    bu resimde gördüğünüz otel binası sultanahmet’te. otel olmadan önce “başbakanlık osmanlı arşivleri” binası idi. devlet yetkililerimizin aklına birden bu binanın çok eskidiği restore edilmesi gerektiği fikri geldi. restorasyona alındı. “başbakanlık osmanlı arşivi restorasyon çalışması” diye bir koca tabela da asıldı. gel zaman git zaman bir de bakıldıki koca osmanlı arşiv binası, abrakadabra “otel” oluvermiş.

    resimdeki otel işte o otel. sura hagia sophia hotel.

    arşiv bahçesinde bulunan limon, defne ve asma ağaçları da kesilmiş. inşaat sırasında asırlık çınarlar da zarar görüp kurumaya başlamış..

    arşivler ne mi oldu? 100 milyon belge ve 370 bin defter bulunan henüz tasnif edilmiş ama okunmamış koca arşiv kağıthanede dere yatağında bir binaya doldurulmuş. sonra sel basmış, yarısı mahvolmuş kalanı da nemden küflenmeye ve silinmeye yüz tutmuş.

    atalarının mezar taşını okuyamamaktan yakınan, osmanlıca zorunlu olsun diye yaygara koparan zevat’ın yediği halta bakılırsa, dertlerinin ne olduğu çok açık. cumhuriyetle hesaplaşmak..

    “hüvelbaki osmanlı ”

    mezar taşında bu yazıyor.okuyabildin mi şimdi?

    ilhan ertürk"

  • o dilinizden düşürmediğiniz ecdadınız, tebdil-i kıyafet ile sokağa çıkar, esnafın derdini dinlermiş. sizin ise koruma ordusuyla gezerken bile iki cümlelik eleştiriye tahammülünüz yok. bırak derdini anlatsın sana halk. hayır yani zaten o pazara çıkmanın asıl amacı halkın dertlerini dinlemek değil mi?

  • imamoğlu bu işi yapacağını seçim öncesinde söyledi.
    herhangi bir şeyi örtmek için hızlıca üretilmiş bir şey yok ortada.
    zamları unutturmak demişsiniz ama zamların sebebi de ülkedeki kötü ekonomik yönetimdir. komik duruma düşüyorsunuz iyice.

  • daha önce diğer yazar arkadaşların belirttiği gibi tam bir arap "devlet başkanı" sarayı gibi duruyor. eğer ileride olurda barışırlarsa esed bence çok beğenir burayı. baas zevklerine uygun bir yapı.
    türkiye'nin itibarını arttıracağı falan konuşuluyordu. gelişmiş ülkeler bizim gibi "betonperest" değil, bu bina olsa olsa türkiye'nin itibarını azaltır.
    yaklaşık 1 senedir ispanya'da çalışıyorum, dün arjantinli bir iş arkadaşım beraber yemek yerken bu sarayı gazetede okuduğunu, 300 milyon euro'ya mal olduğunu duyduğunu söyledi. yürütmeyi durdurma ve yıkım kararlarını da duymuş, inşaatın buna rağmen devam etmesine pek anlam verememiş, "bu tarz bir hareket bir cumhurbaşkanının değil ancak bir kralın yapacağı bir iş" dedi. ben de cevap veremedim ne diyeyim, "diego dur allahını seversen zaten ortalık karışık" dedim. arkadaşın adı diego olduğu için de iyi oldu, güzel oldu. zaten bu söz öbeğini ara ara söyleyebilmek için etrafımda tutuyorum elemanı.