hesabın var mı? giriş yap

  • yalandan bi web sitesi yapiyosun,ici bos,devamli az calisarak cok para kazanmayla motive ediliyorsun,e bisey urettigin de yok, bununla ilgili guzel bir insanin guzel bir sozu vardi ;

    "çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar."

    mustafa kemal atatürk

  • ahlaksızlığın tanımı konusunda kafa karıştıran bir açıklama.

    merak ettim gençler ne gibi ahlaksızlıklar yapmışlar? bayrak asanı mı tekmelemişler ? nefret suçu mu işlemişler? treni hızlandırıp 32 kişiyi mi öldürmüşler? 37 aydını mı yakmışlar ? toplanıp 12 yaşında kıza mı tecavüz etmişler?

    ne yapmış bunlar?

  • eğer peygamber efendimiz(s.a.v.) dünyaya geldiği gün bir zengin "bugünden itibaren her gün için fakirlere 2 milyon türk lirası sadaka vereceğim" deseydi ve bugüne kadar yaşasaydı, bugün itibariyle toplam tasadduk ettiği para 128 milyar dolar olurdu.

    tanım: bir örneklem etkinliği

    yıllar sonra gelen edit: bugünkü kurla günlük 3,5 milyon türk lirası sadaka vermesi gerekiyor.
    edit2: bugünkü kurla yaklaşık 4,8 milyon tl ediyor.

    edit3: yetişemiyorum saldım artık

  • bildiri dağıtmak fikir ve ifade özgürlüğü kapsamında bir haktır. her ne sebeple olursa olsun engellenmesi doğru değildir. elinden bildiriyi alıp yırtma kısmı olmasa, karşı kaldırımda durup size katılmıyoruz denilerek eylem koyulsa demokratik, özgürlükçü bir hamle olur.

    şu haliyle elf gözlerim kınanması gereken bir durum görüyor.

    sokaklar hepimizin, beraber yaşayacağız, kimseyi eksiltmeyeceğiz.

    gezi neydi?
    gezi emekti, eşitlikti, özgürlüktü.

    onlar bize yaptı biz de onlara yapalım kafası çirkinliğin lacivert olanıdır. aynı boktur.
    bu süregelen hınç vicdanlıların göğüsünde kırılmazsa bin yıl daha kırılmaz. işinize gelmese bile hakkı hak edene teslim edeceksiniz.

    bunun başka yolu yok.

    baskıyla, sindirmeyle varılabilecek bir ütopya da yok.

    ya hep beraber, ya hiçbirimiz.
    kurtuluş yok tek başına.

  • radyasyon hastalığı ya da süründüren dozaşımı terimleriyle de karşımıza çıkan bir tür doku hasarıdır. etkiler geniş bir yelpazede de olsa yarım saatte etkilerini gösteren yoğun zehirlenmelerde ölüm bir ila birkaç hafta içinde %100 dolayında gerçekleşir.

    tıpta akut radyasyon sendromu denen zehirlenme en yaygın görülendir. kısa süreli yüksek radyasyona maruz kalanlarda rastlanır ve saç dökülmesi gibi bildiğimiz etkilerin yanında birçoğu uzun vadede gerçekleşen ölümlerle karşımıza çıkar. bunun yanında kronik radyasyon sendromu oldukça nadirdir ve ilk sovyet radym üretim merkezleri çalışanlarında raslanmıştır. belli* bir radyasyon seviyesiyle yaşamaya devam edilebilmektedir.

    rasyasyon dozajını ölçmek için farklı parametreler kullanılır. rad alınmış radyasyon dozunu simgeler, yani 1 kilogram dokudaki 0.01 joule enerji birikimi bir ünite rad'a eşittir. daha modern 100 rad'lık dozaja grey (gy) diyoruz.

    nitekim alınan radyasyonun farklı dokulara farklı etkiler yaptığı, hepsinin ölümcül olmadığı düşünüldüğünde rad alınan dozun ölümcüllüğü konusunda bize kesin değerler vermez. daha ziyade vücutta birikmiş yüksek radyasyonun ortalama değeriyle ilgilenir. rad değerinin röntgen ışınlarına çevrimiyle daha yüksek bir bağlı biyolojik etki saptaması (rbe) yapılır. 1 rem aşağı yukarı 1.07 röntgen ışınının vücuda yaptığı etkiyi özetler. yoğun radyasyona maruz kalmalarda 100 rem'lik bir başka ölçü olan sievert (sv) kullanmaktayız.

    (rbe) bir tür kalite faktörüdür. q harfi ile ifade edilir. doku hasarının hangi tür ışımadan kaynaklandığını ve etkilerini belirlemek için kullanılır. alfa parçacıkları için q değeri 20 kadardır. yani bir rad alfa radyasyonu 20 rem'e eşittir. nötron ışımasında q değeri enerjinin büyüklüğe bağlı değişir. lakin beta parçacıkları, x ışınları ve gamma ışınları için q 1 alınır.

    radyasyon zehirlenmesine bağlı hayatta kalma oranı ne kadar süre radyasyona maruz kalındığı ve maruz kalınan radyasyonun gücüne göre değişir. kısa süreli yoğun maruz kalmalarda doku kanseri riskleri normal bir insanın 50 katına kadar çıkabilirken kısa süreli etkiler* bu kanserlerin görülmesine çoğu zaman olanak vermez. uzun süreli düşük yoğunluklu maruz kalmalarda ise kanser olma riski hiç radyasyon almamış bir insana göre birkaç kat yüksektir. bu ikinci tipte hücre yenileme sistemi bozulduğu, mutant hale geldiği için etkileri kestirmek güçtür. maruz kalma öncesi var olan kanserler hızlanma* sürecine girebildikleri gibi ilerlemeleri durabilir. ancak vücudun farklı noktalarında aynı anda 9 farklı kanser türü belirebildiği için radyasyon zehirlenmesinin kanser ilacı olarak tanıtılması bizim boyutumuzda mümkün olmamaktadır. gol yiyerek rakip takımın atağı nasıl savuşturulamıyorsa ölerek de kanser yenilemez.

    maruz kalma oranı ve semptomlar hakkında bilgi vermek istersek:

    5-20 remlik dozajda semptomlar görülmez. uzun vadede kanser riski ve genetik materyalde mutasyon oluşabilir. atom santrallerinde çalışan işçiler bu ölçüde radyasyona maruz kalırlar.

    20-50 remlik dozajda semptomlar yine görülmez ancak kırmızı kan hücreleri sayısı kritik olarak düşer.

    50-100 remlik radyasyon alımı sonucu baş ağrısı görülür. antikor üretimi durduğu için enfeksiyon riski artar. erkeklerde sperm üretimi ayrıca durabilir.

    100-200 rem radyasyon zehirlenmesinin ilk adımıdır. ölüm oranı bir aydan sonra %10'dur. az orta arası değişen mide bulantısı. 200 remlik dozajda %50 kesinlik olmak üzere yoğun kusma, sonraki 10-14 günlük süreçte yoğun yorgunluk hissi. bağışıklık sisteminin hasar alması yüzünden hastalık riskleri, sperm hücrelerinin ölümü. hamile kadınlarda düşük ve ölü doğum riskleri görülür.

    200-300 rem doza maruz kalanlarda bir ay sonrası ölüm oranı %35'tir. etkiler maruz kalmanın ardından 1 ila 6 saat sonunda görülmeye başlar ve 2 gün kadar sürer. 300 remlik dozajda %100 mide bulantısı görülür. hastaların %50si kusar. 7 ila 14 gün sonunda maruz kalanların yarısının saçları dökülür. lökösit kaybı %80lere çıktığı için enfeksiyon riski çok yükselir.

    300-400 rem ağır zehirlenme başlangıcıdır. maruz kalma sonrası ölüm bir ay içinde %50 dir. diğer semptomlar 200-300 rem'lik dozajla benzerdir. bunlar harici ağızda deri altında ve böbreklerde kontrol edilemeyen kanamalar oluşur.

    400-600 rem akut radyasyon zehirlenmesidir. 30 gün içinde %60 ölüm tehlikesi vardır. 450 remde %60 olan ölüm oranı 600 rem'de %90'dır. maruz kalmadan itibaren yarım saat ila iki saat arasında semptomlar görülmeye başlanır. iki gün kadar sürer. etkileri 3-4 sv'lik etkilerin aynıdır ancak çok daha yoğundur. kadın doğurganlığının kaybı bu ölçüde radyasyona maruz kalındığında yaygındır. ölümler genel olarak 2-12 hafta içerisinde iç kanama ve enfeksiyonlardan ötürü gerçekleşir.

    600-1000 rem akut radyasyon zehirlenmesidir. 2 hafta içerisinde ölüm riski %100'dür. hayatta kalma şansı çok iyi tıbbi bakımla mümkün olabilir. kemik iliği kısmen ya da tamamen zarar görür. hasta yaşatılmak isteniyorsa kemik iliği nakli yapılması zaruridir. mide ve bağırsak dokuları zarar görür. semptomlar 15 ila 30 dakika arası görülmeye başlanır ve 2 gün boyunca izlenir. 5-10 günlük bir son faz semptomları görülür. bu süre sonunda dozu alanlar enfeksiyon ya da iç kanamadan ölür. nekahat dönemi* yıllar sürer ve asla tam olarak gerçekleşmez. belirtmek gerekir ki devair ferreira isimli brezilyalı bir hurdacı 700 rem radyasyon alarak hayatta kalmayı başarmıştır. nitekim kendisinin tüm vücudu radyasyona maruz kalmamıştı. (bkz: goiania olayı)

    1000-5000 rem akut radyasyon zehirlenmesidir. bir hafta sonra ölüm riski %100dür. semptomlar 5 dakika ila yarım saat arası görülmeye başlanır. mide ve bağırsaklar henüz etki altında olmasa bile hasta yoğun mide bulantısı hisseder ve kusar. zira beyindeki kimyasal reseptörler ağır hasar görmüştür. birkaç gün boyunca hasta iyi durumda kalır ve görünür ancak bu fazın adı yürüyen hayalet** tir. iyileşeceğine inanmaktadır. bu fazdan hemen sonra mide ve bağırsakta yoğun hücre ölümleri olur ve hasta çok yoğun ishal olur. mide kanaması ve su kaybı yaygındır. dolaşım sisteminin çökmesinden evvel hastada delilik ve koma durumu görülür. bu aşamadan sonra ölüm kaçınılmazdır ve hastaya acısını hafifletmekten başka bir şey yapılamaz. 1946 yılında lous slotin 2100 rem radyasyona maruz kalarak 9 gün yaşayabilmiştir.

    5000 rem'den yüksek radyasyonda maruz kalınan yerler geniş olmasa dahi ölüm kesindir. 1958 yılında vücudunun üst kısmına 18.000 rem radyasyon alan bir işçi 36 saat yaşamıştır.

    çernobil kazası sonrasında en yoğun radyoaktif yığını görmüş yerlerde 20000 rem'lik radyasyon tespit edilmişti. bu da saniyede 5.6 röntgen ışınına eşit bir güçtür. yarı ömrü düşük izotopların 6 saat içinde etkilerinin sönmesiyle radyasyon 500 rem seviyesine inmiştir. olay anında 4 numaralı reaktörde bulunanların %80inin dokuz hafta içinde ölümü, kazaya elektrik yangını zannıyla koruyucu kıyafet olmadan müdahele eden itfaiyecilerin en uzun 8 gün yaşayabilmesi bize radyasyonun etkileri hakkında fikir vermektedir. radyasyon alan herkes aşağı yukarı benzer şeyler hissetmektedir. ağızda sürekli yenilenen bir metal tadı aşağı yukarı tüm olaylarda kaydedilmiştir. çernobil kazazedelerinin çoğu da yüzüne iğneler saplanıyormuş hissi rapor etmişlerdir.

  • 40 yaş üstünden bildiriyorum, hayatımızın hiçbir döneminde artık yaşlandım şunu yapmaya başlayayım, şunu artık yapmayayım veya artık annem/babam gibi davranayım demiyoruz. size çok şaşırtıcı bir şey söyleyeyim, bizim anneanne saçı, anne terliği, babaanne ayakkabısı filan dediğimiz şeyler o insanların gençliğinde kullandığı şeyler. 1950lere ait bir film izlediğimde ilk düşündüğüm şey "neden bütün genç kadınlar nine saçı ile geziyor" olmuştu. sonra anladım ki nineler gençliğinde saçını nasıl yaptı ise yaşlıyken de öyle devam ediyor. yani ben hayatım boyunca kot giydim, 90 yaşında da giyeceğim. yaşlandım deyip tayyör giymeye başlayamam. güzel değil, rahat değil, ben değil. aynı şekilde konuşmayı sevmiyorum, hayatım boyunca hep mesajla iletişim kurdum. bundan sonra da öyle olacak.

  • george w bush ne anne baba,ne tanrı,tam anlamıyla bir doktor hatasıdır. babayı biliyosun,olayı biliyosun,baktın çıkmaya çalışıyo geri it be adam!

  • sözcük anlamı, yunanca kuyruğu salınan. kedi korkusu olarak dile yerleşmiştir.

    sanılanın aksine kedilerden nefret emek ya da tiksinmek değil bildiğin korkmaktır bahsedilen. bazı insanlar hayatlarında hiç yılan görmedikleri halde yılandan korkmalarına eş değer bir korkudur.

    bir görüşe göre bazı hayvanlardan korkup korkmayacağımız belirleyen şey, hayvanın dış görüntüsü değil insan davranışlarına ne kadar benzediğidir. tabi geçmişte yaşanan tatsız bir olay en başta gelen korku sebebidir. ha bu arada korkma ve hoşlanmamayı aslanla kartal gibi birbirinden ayırmak gerekir.