hesabın var mı? giriş yap

  • bir keresinde zombiler üstüne 10 dakikadan fazla konuşarak gerçekleştirdiğim bir salaklık.

    millet bardak düşürür, kekeler, midesi bulanır filan. şirin bile gözükebilir çoğu insana,
    ben ne yapıyorum?

    zombiler...

  • arkadaş, bizim millet yoktan anlamıyor, ondan oluyor bu. bir şey yoksa, yoktur işte. aaaa, kahve kalmamış, ömerciğim hadi bir koşu al da gel... tüh, ekmek bitmiş, ayşegül fırla... yabancı filmlerde, dizilerde görüyoruz işte. ben daha hiçbir christopher'ın, hiçbir alice'in bakkala gönderildiğini görmedim. adam bakıyor süt bitmiş, kapatıyor dolabın kapağını, yatmaya gidiyor. helal olsun, delikanlı adam işte. bir de bizimkilere bak. yatma vakti gelmiş, "emre koş, bakkaldan porçöz al da gel..." arkasından da bağırıyor, düşürme paranın üstünüü... çocuğu fırına, hamur almaya gönderenler var bir de. allah aşkına, xbox'ta oyun oynarken, annesi seslenince oyunu durdurup hamur almaya giden, bir cindy, bir roberto, bir takashi hayal edebiliyor musunuz? fırın demişken, bizim veletlerin pide kuyruğuna girme sezonu da başlıyor, çocukları allah kurtarsın diyelim...

  • çaresizlik nedir bilmeyenler bu video üzerinden goygoy yapmasınlar. çaresizlik tam olarak budur!

    ne zaman bu sözü de söyleyince aklıma rahmetli dilek özçelik'in "görüyorum ki çaresizliği hiç tatmamışsınız hayatınızda" lafı aklıma gelir. bir kez daha mekanın cennet olsun dilek!

  • 70 türk lirasıdır ve 2 gündür uykularımı kaçırmaktadır...

    geçtiğimiz günlerde bir tanıdık, çat kapı çaya geldi. bende marketten " yarım kilo " ekler ( en ucuz tatlılardan kabul edilir ) ve tadım marka ufak bir çerez aldım... toplam 2 ürün bak, ufacık yarım kilo ekler tatlı ve ufacık çerez...

    kasada yazan tutar 70 tl...

    kanıt görsel

    kasiyer kız utancından 2 adet ücretsiz poşet verdi nedense, " bana da çok pahalı gözüktü, kusura bakmayın " gibi tuhaf bir kelime de etti...

    allah hepimizin yardımcısı olsun, 2021 yılı alım gücü ve fakirlikte rekora koşacak...

    not: ekler ve çerezi, ucuzluk market olarak geçen bi yerden aldım, öyle lüks bi pastane cafe vs değil.
    ödemede ticket yemek kartı kullanıldı...

    bu duruma düşmemizde her kimin eli varsa hiçbirine hakkımı helal etmiyorum...

    edit: ulan ne kadar dangoz tip varsa mesaj kutumu doldurdu,

    " almasaydın! " diyenler, " olmaz öyle şey " diyenler , " fakirlere çok gelir tabi " diyenler, " fiyatına baksaydın " diyenler vs...

    ulan en ucuz tatlıyı ve yerli çerezi almak suç mu ?

    herifler alım gücünün bu kadar düşmesine sebep olan şeyleri düşünmek yerine, tatlı aldım diye beni suçluyor, valla adam olmazsınız...

    gören'de fiyatına bakmadan hermes çanta aldık ve ağlıyoruz zanneder, çayın yanına yarım kg tatlı aldım tatlı...

    anlatabildim mi ?

  • orijinalinde sosyal, psikolojik ve politik bir deney olarak ortaya çıkmıştır. 1992 yılında ingiliz tv kanalı planet 24 için belgesel çekmek isteyen charlie parsons birbirini tanımayan bir sürü insanı ıssız bir adaya bırakıp davranışlarını inceleme fikrini ortaya attı. bunu yarışma formatıyla ilk kez yayınlayan isveçliler oldu. 1997 yılında yayınlanan "expedition robinson" aynı zamanda hem robinson crusoe'ya hem de swiss family robinson'a gönderme yapıyordu.

    myers-briggs kişilik göstergesine göre insanlar 16 farklı kişilik tipine sahiptir. isveçlilerin yayınladığı ilk survivor programında da 16 yarışmacı vardı ve her yarışmacı myers-briggs'in farklı bir kişilik tipini temsil ediyordu. daha sonra 2000 yılında abd'de düzenlenen ilk survivor sezonunda yine myers-briggs'in 16 kişilik tipini temsil eden 16 farklı yarışmacıyla başlandı.

    araştırmacılar aynı zamanda kapılı kapılar ardında hangi kişilik öne çıkacak, hangi kişilik türü hangileriyle anlaşacak hangileriyle anlaşamayacak, hangi kişilik türü hangisiyle sevgili olacak, hangi kişilik türü liderliği öne geçirirken hangi kişilik türü geride kalacak gibi detayları da inceliyordu.

    sonradan yarışmada atletik müsabakalar öne çıksa da orijinal planda bu müsabakalar işin sadece tuzu biberiydi. asıl çarpışma psikolojik ve sosyal çarpışmaydı. hangi yarışmacılar hangi yarışmacılara güvenecek, kim kiminle anlaşacak, kim kimi satacak ve en sonda kim kazanacaktı? bu yarışmayı diğerlerinden ayıran bir özellik en sonunda kazananlara elenenlerin karar vermesiydi. böylece yarışmanın son bölümünde yarışma boyunca arkadan bıçaklayıp sattığın, kazıkladığın, kuyusunu kazdığın insanların karşısına çıkıp onlardan oy istemek cesaret isteyen bir şeydir.

    yarışmanın orijinalinde sms oylaması yoktu ve her şeye adadaki yarışmacıların oyuyla karar veriliyordu. amerikan versiyonunda hala buna sadık kalınıyor.