hesabın var mı? giriş yap

  • çocuğuna sikimsonik yok ilk çiş kutlaması yok bezi bırakma kutlaması yapan annelere söylüyor anneliği hakkını veren üzerine alınmasın.

  • ekip mahallede volta atmaktadir. ufukta hostes'in belirmesiyle kursat'tan oldurucu replik gelir:
    - abi masallah yengem de aygaz arabasi gibi butun gun sokaklarda..

  • rusya'yı filan bilmem de, bizim 1967'de bulgaristan'ın alelade bir kasabasında yapılmış olan apartman dairemiz dış boya dahi gerektirmeden bu zamana kadar ayakta durmuşken, türkiye'de 1990'larda aldığımız apartman dairesinin içi, dışı komple dökülmektedir. şimdi kentsel dönüşüm kapsamında yenilenmesi gündemdedir.

    bulgaristan'daki apartman dairesi binanın en üst katında. fakat bilir misiniz ki düz çatıyla arasındaki yalıtımı sağlamak için 1967 yılının teknolojisi ve kafasıyla binanın en üstüne 1 metre hava boşluğu olacak şekilde güvercinlere ve diğer kuşların girebileceği ebatta kuş yuvaları yapılmıştır. balkonda yemeğinizi yerken bir yandan da tepenizden geçip yuvasına giren, yuvasının önünde dolanan renkli renkli güvercinleri izlemektesiniz.

    dış duvarlar yan yana iki kalın tuğla konularak örülmüştür. yaz aylarında bile serindir. kış aylarında da ısınma sorunu yoktur. yandaki dairede 2 küçük çocuk vardır, daha çocukların tek bir kez sesini duymamışımdır. oysa türkiye'deki evimizde gürültü patırtı yüzünden papaz olmadığımız komşu kalmamıştır.

    kısacası: lafa, şekle şemale değil; icraata bakarım.

  • linkten görülebilecek fotodur. 1 mayıs kimleri bir araya getirmiş!

    http://imgur.com/07mpo7q

    bunlar okurlarını 6 yaş seviyesinde filan mı zannediyor acaba?

    edit: lamneth haklı, başlığı dikkatsiz açmışım, 1 mayıs 1977'ye değil günümüze ışık tutan (!) bir foto aslında. özür dilerim.

  • türk kahvecisi olmayıp çekirdek kahve satan bir yere gidin kafanıza göre bir kahve seçin mesela herhangi bir costa rica çekirdeği olsun, bunu türk kahvesi boyutunda çektirin türk kahvenizi böyle yapıp için. türk kahvesi genellikle rio minas çekirdeğinden yapılır, kendinizi rio minasın acı, ucuz, dandik kahve çekirdeklerine mahkum etmeyin. neymiş efendim türk kahvesi acı olurmuş hasssiktir oradan 3 tl lik leş kahve içiriyorsunuz bize. deneyin efenim farklı farklı çekirdekler aromalar deneyin etiyopya, kolombia, meksika niye kendinizi o zehir gibi tatsız, tutsuz şeye mahkum edeceksiniz.

    tanım: bir kahve demleme yöntemi.

  • akıl almaz boyutlarda bir evrenden bahsediyoruz. bu gerçeklik karşısında aklı bulanmayan insan yoktur. evrende toz tanesi bile değiliz. samanyolu galaksisindeki küçük bir güneş sisteminde yaşayan canlıllarız. jüpiter, dünyanın bin katı, güneş ise bir milyon katı büyüklüğündedir. ve bu galakside güneşten milyonlarca, milyarlarca kat büyük karadelikler, yıldızlar var. saniyede 300.000 km hızla ilerleyen ışığın bilinen evren sınırlarına ulaşması 96 milyar ışık yılı sürüyor. aman allah'ım çıldırmamak elde değil. evren ve uzayla ilgili her belgesel izlediğimde insanoğlu olarak acizliğimizi, önemsizliğimizi daha iyi kavrıyorum. tarihteki en güzel en anlamlı sözlerden olan şu sözü hiç unutamıyorum.

    “mikroskop insana önemini gösterdi, teleskop da önemsizliğini.”
    manly palmer hall.

  • insanoğlu evriminin nerelere ulaştığına haşmet ve görkemle şahit olmamızı sağlayan edebiyat türü. ben de şöyle bir katkı yapayım buna:

    "bilim kurgu denilince akla gelen ilk kitap" veya "ilk dizi" gibi cümlelere aşinayız ama müzik kısmına şahsen pek şahit olmadım. o nedenle çeşitli kaynaklardan ve kendi arşivimden yararlanarak insana güzel bir bilim kurgu romanı okuyormuş hissi veren şarkıları derledim. şahsen güzel bir asimov öyküsünü, okurken değil de (kitap ve müziği aynı anda tüketemiyorum, kafam karışıyor), o öykünün can alıcı kısımlarını kendi kendime hatırlatarak dinleyince çok şahane oluyor. buyrunuz:

    1) a space oddity, david bowie
    2) the battle of evermore, led zeppelin
    3) ’39, queen
    4) come sail away, styx
    5) flash’s theme, queen
    6) still alive, jonathan coulton
    7) ıron man, black sabbath
    8) 2112, rush
    9) mr. roboto, styx
    10) astronomy domine, pink floyd
    11) yoshimi battles the pink robots pt. 1, the flaming lips
    12) rapture, blondie
    13) rocket man, elton john
    14) wintersun, brendan perry
    15) the humans are dead, flight of the conchords
    16) space girl, the ımagined village (folk soundu ile uzay havası vermeyi başarmışlar, helal)
    17) moonage daydream, david bowie
    18) space song, beach house (çoğu şarkıları bu kategoriye girebilir gerçi)
    19) tranquility base hotel & casino, arctic monkeys
    20) space to bakersfield, black mountain (favorim, uzayda salınmak istiyorsanız buyrun)

    kaynak 1
    kaynak 2

  • entrylerde gördüğüm kadarıyla en büyük çelişki hesap konusunda ortaya çıkıyor. naçizane bir tavsiye de benden olsun:
    asıl mesele buluşmayı kimin ayarladığı. yemeğe çıkmayı siz teklif ettiyseniz ve ilk buluşmaysa lütfen hesabı ödeyin. pahalı yerlerde kasmaya gerek yok. özgün, küçük, pahalı olmayan ama lezzetli bir yer bulabilirsiniz eminim. hesabı kızın olmadığı bir anda ödemeniz daha hoş, fakat olur da kız tuvalete falan gitmediyse yapacak bir şey yok. bu noktada kızı da tartmış olursunuz böylece. kız hesabı ödemeyi teklif ediyorsa, birlikte ödeyelim* gibisinden bir şeyler söylediyse ya da tuvaletten dönünce "ya neden ödedin hesabı oldu mu şimdi" dediyse tamamdır!

    işte o noktada hamlenizi yapın ve "ne var canım sen de bana yemekten sonra kahve ısmarlarsın."veya "bir ara şu anlattığın yemekten/tatlıdan yaparsın bana." derseniz iş bitmiştir. hem kibarca hesabı ödemiş hem de ikinci buluşmanın ayağını (belki de onun evinde) yapmış oluyorsunuz.

    telefon mevzusu önemli. allah aşkına kızla buluşunca oynayıp durmayın şu telefonla, sessize alın gitsin.

    son olarak mümkünse soğan/sarımsak yemeyin. ilişkiniz rayına oturunca yaparsınız onu. yoksa kızda "demek ki bu gece öpüşme ihtimali yok." fikrini baştan uyandırırsınız. o ihtimal olsa bile kendi ellerinizle yok etmiş olursunuz.

    edit:imla

  • gargamel'in ilk amacı şirinleri yemek değildir. başlarda şirinleri yakalayıp simyacılıkta kullanarak onları altına çevirmek ve zengin olmak ister. onları yakalamaya çalışırken başına gelenlerden sonra duyduğu öfke ile amacı onları yemeye evrilir. bu kızan birinin "seni yakalarsam çiğ çiğ yiycem " demesi gibi... fakat gargamel bunu ciddi ciddi yapacak kadar çılgın birisidir. ayrıca kitaba göre koca ağız adındaki devin eski çağlarda daima şirinler avına çıktığı ve şirinlerin çok lezzetli olduğu geçer. gargamel de bu bilgiden etkilenmiştir.