hesabın var mı? giriş yap

  • bir fabrikada, büyük bir makine aniden durmuş. tamirciler geliyor, bir türlü çalıştıramıyor.

    sonunda, yaşlı bir tamirci bulmuşlar. tamirci, makinenin etrafında dolaşarak, dikkatli bir şekilde kontrol etmiş. sonra, kendini izleyenlere dönerek;

    "bana bir çekiç getirir misiniz?" demiş.

    çekiç gelmiş. çekici eline alan tamirci, makineye yaklaşmış ve tespit ettiği bir yere çekici "tık" diye vurmuş. o da ne? makine, başlamış çalışmaya...

    patron, son derece memnun. sormuş;

    - borcumuz ne kadar?

    - 1000 dolar.

    - neee... çekiçle makineye şöyle bir vurdun, o kadar. bunun için mi 1000 dolar istiyorsun?

    - evet.

    - peki... o zaman bana ayrıntılı bir fatura düzenle. istediğin 1000 doların ayrıntılarını görmek istiyorum.

    bunun üzerine yaşlı tamirci, faturayı düzenleyip, patrona uzatmış. patron, faturayı almış ve dikkatle okumaya başlamış;

    çekiçle, makineye vurmanın bedeli: 1 dolar.

    çekici nereye vuracağını bilmenin bedeli: 999 dolar.

    toplam: 1000 dolar.

  • entry girerken metin kutusundan yolla butonuna geçmek sonra enter'lamak isterken elli kere tab yapıyor olmaktan mutsuz musunuz? çaresi var: ctrl+enter. bu tuş kombinasyonunu kullandığınızda erkeğiniz teknik bilginize hayran olacak size daha çok bağlanacaktır.

  • sivas valisi salih ayhan: "pozitif olduğu halde evinde bulunamayan ve toplum sağlığını tehdit eden kişiler, kyk yurtlarına alınarak karantina sürelerinin tamamlanması sağlanacaktır.

    yurtlarda kalma süreleri boyunca oluşacak olan konaklama, yemek vb. masraflar da kendilerinden tahsil edilecektir."

    gerçekten tüm türkiye'de uygulanması gereken örnek karardır hatta masraflarıda iki kat yazarak devletin ekonomik yükü azaltılsın ;)

    kaynak

    edit: çankırı,afyonkarahisar ve mardin valilikleri de aynı kararı almış bulunmakta

    edit: tüm türkiye geneli artık (bkz: 11 eylül 2020 içişleri bakanlığı kararı)

  • pırıl pırıl, muhteşem görüntüler.
    görüntülerin en önemli detayı şu:
    taksim meydanı 50 yıl önce bugünkünden herhalde 50 kat filan daha güzel. neredeyse uygar bir şehir meydanına benziyor.

    edit: ayrıca gerçekten de ortalıkta tek bir türbanlının olmadığı, ülkenin balkan ülkesi havasında olduğu görüntüler. o günden bugüne bakınca dubai'ye dönmüşüz hissi geliyor insana.

    edit2: bunun nesi gg yahu? şaşırdınız iyice. ülkenin geldiği hali sevmek zorunda mıyız lan?

  • süt akşamları sarı gözükür oğlum :(

    yıllarca inandım bu yalana, meğer annem çiğ yumurta katıyormuş süte benim içmem için.

  • insanların içlerinde gizledikleri, kalplerinin en ücra köşelerinde hapsettikleri, anlatmaya güçlerinin veya cesaretlerinin kafi gelmediği tüm duyguları, düşünceleri, sevinçleri, nefretleri, aşkları, savaşları, haykırışları, güzellik ve çirkinlikleri, en saf haliyle gün ışığına çıkaran, en görkemli şekilde süsleyip en can alıcı şekilde notalara ve kelimelere döken, insana semanın güzelliğini yaşatan fakat, aynı zamanda magmayı da tattıran, aslında sanatına tanıklık etmemiş birisine kendisini anlatmanın, bir şahsa, gidilen bir resim sergisindeki resimlerin güzelliklerini anlatmaktan farksız olduğu emsalsiz heavy metal topluluğu.

  • bu kadar araba kullanmayı bilmeyen insanla birlikte aynı yolda araba kullandığımı farkettiğim için gerçekten gerginim. bir süredir yokuşta kalmayla ilgili başlıklar açılıyor, entryler kasılıyor.

    hiç biriniz mi araba kullanmayı bilmiyorsunuz be?

    bas frene (ayak freni! ) kalkacağın zaman debriyajdan ayağını yavaş yavaş çekmeye başla, (bak frenden kaldır demedim ayağını mal mısın?) araba titremeye başlayınca, devir göstergesi aşağıya doğru hareketlenmeye başlayınca frenden ayağını yavaşça çek, hiç bir hareketi hızla yapma ki heyecanlanma! frenden çekince de gaza bas! bu kadar basit bir olay için yaratılan şu kaosa bak ya!

  • dünya bir gaz bulutu içinde kütleçekim etkisiyle bir araya gelen toz ve kayalardan oluştu. ilk oluşum sürecinde dünya günümüzdeki gibi kabaca küresel bir şekle sahip değildi, böylesi bir cismi döndürmek çok kolaydır. bir cisme kuvvet uyguladığınızda eğer kütle merkezinden geçen bir eksene denk getirmezseniz (ki bu düşük bir ihtimal) kuvveti uyguladığınız taraf bu eksen etrafında dönmeye başlar. işte oluşum sürecinde dünyaya çarpan her türlü başka nesne de yüksek ihtimalle merkezden geçen bir eksenden çarpmadığından dünya dönmeye başladı. dünyanın dönüş ekseni güneş etrafındaki dönüş yörüngesiyle paralel değildir, bu yörüngeye göre dik dönen (varil gibi yuvarlanan) gezegen olduğu gibi, ters istikamette dönen gezegen de vardır. bu dönüş eksenleri gezegenlerin ilk oluşum sürecindeki çarpışmaların bir bileşiminin hangi yönde daha fazla yoğunlaştığına yönelik oluştu yani.

    bu dönme hareketini engelleyebilecek veya yavaşlatabilecek tek şey cismi sabit tutan başka bir kuvvetin olmasıdır. normalde atmosfer içinde gözlemlediğiniz her cisim bir süre sonra dönmeyi bırakır, bunun sebebi eğer yere temas ediyorsa yer ile cisim arasındaki, etmiyorsa da hava ile cisim arasındaki sürtünme kuvvetidir. ancak dünyayı durdurabilecek bir sürtünme kuvveti yok, ihmal edilebilecek kadar küçük. atmosfer biz pek öyle hissetmesek de uzay boşluğuna kıyasla aşırı bir şekilde yoğun, uzay boşluğu ise o kadar seyrektir ki sesi bile iletemez, atom ve moleküller birbirine o kadar uzak konumlanmıştır. dolayısıyla dünya bir kere dönmeye başladığında durması için bir sebep bulunmamakta. eğer gelecekte dünyaya devasa büyüklükte başka bir gök cismi çarparsa dünyanın dönüş eksenini değiştirebilir, ama dünya yine de başka bir eksende de olsa dönmeye devam edecektir.