hesabın var mı? giriş yap

  • 1- krampin genelde nedeni ayak bileği sonrası kas hareketleridir. ayak ve ayak bileği hareketlerini en aza indirin.
    2- nefesi suyun altında verip su üstünde hızlıca alın.
    3- asla panik yapmayın.
    4- dingin bir tuzlu suda batmazsiniz. ama dalga, girdap vb sizi dibe çekebilir veya yön duygunuzu bozabilir. bu yuzden suyun muhtemel hareketlerini iyi tahlil edin.
    5- vücudu mümkün mertebe suyun altına sokun. unutmayın suyun altındaki kısım sizi yukarı, üstündeki kısım aşağı iter.
    6- göğüs kafesiniz ne kadar doluysa o kadar yukarı çıkarsınız.
    7- kesinlikle suda sabit durmayı öğrenin.

    edit: otamatik düzeltme sağ olsun, muhtemel olmuş sana muhtemelen. uyaran arkadaşa teşekkürler.

    hazır o maddeyi tekrar okumusken biraz daha bilgi vereyim. yüzmeyi küçük yaşta barajda ve nehirde öğrenmiş biri olarak çok badire atlattim. su sizi girdap, dalga gibi bir şeyle dibe çekerken dediğim gibi yön duygunuz allak bullak oluyor. en tehlikelisi de bu. ne yöne hamle yapacaginizi bilemiyorsunuz. en kral yüzücü de olsanız, ne yöne gitmeniz gerektiğini bilmiyorsanız yapabileceğiniz bir şey kalmıyor. ondan sonra istemsiz bir panik ve derin bir sessizlik.

    demem o ki dalga varsa yüzme, derinliğini kestiremiyorsan yüzme, akıntı hesabını yapamiyorsan yüzme. suyun erkekliği olmaz.

    ilk maddeye de ekleme yapayım, bırakın o ayak salınsın. mümkün olduğunca kalça kaslarınız çalışsın ve yoruldugunuzu anladiginiz an sabit durup dinlenin. sabit durmadan kastim nefes alabilecek durumda rölantiye alırsınız kendinizi. bu durumda bile hareket etmeniz lazım. yani tam yorulmayi beklememeniz lazım ki dinlenirken harcayacaginiz eforu karsilayabilin.

  • ben bunların kafasını anlamıyorum. eğer bim, şok, a101 fiyat şişiriyorsa olması gereken fiyata ürün satan marketler hangileri?
    bu marketlerden ucuzu yok ki amk. en ucuz marketleri enflasyonun sebebi olarak görüyorlar.

  • çok eski bir gelenek değildir. şofben kazaları ile başlamışıtr. sağ gittim sağ döndüm kutlaması gibi bişidir.

  • güzel kız: pardon mehmet akif mahallesi nerde acaba?
    erkek: şimdi şu okulu biraz geçin, sağa dönün, bir beş dakika ile..(kız keser)
    güzel kız: ayy çok şeker yaa gerçekten bunun olabileceğine inandın mı?
    erkek: neyin?
    kız: sana adres sorabileceğime...
    erkek: anlamadım?
    kız: of ya sana adres sorar mıyım ben gerizekaaalı
    erkek: kendinde misin sen?
    kız: üff sanane be salak.

    sonuç olarak yine erkeğin mallığına çıkan bir amaçtır.

  • iv. murat koydugu yasaklara uyulup uyulmadigini bizzat kendisi kontrol etmeye merakli bir padisah oldugu için yine bir gün kiyafet degistirerek bir sandala biner. amaci sahil seridinde içki içilip içilmedigini kontrol etmektir. iv. murat'i tanimayan sandalci arada bir cebinden bir sise çikartip yudumlamaya baslayinca padisah sorar :

    - "nedir o içtigin ? "

    sandalci bekri mustafa'nin ta kendisidir; kendini kolay ele vermez.

    - "kuvvet surubu" der. "ben bundan iki yudum çekince kendimi aslan gibi hissediyorum. kürek çekmek viz geliyor".

    padisah tadina bakmak isteyince, bekri mustafa, nasilsa denizin ortasindayiz, bizi kim yakalayacak, diye düsünüp siseyi uzatir. padisah iki yudum alir almaz kükrer :

    - "bre zindik ! bu sarap. sarap içmeyi yasakladigimi bilmiyor musun ?

    bekri mustafa sasirir :

    - "sen kimsin ki içkiyi yasakliyorsun ?" der.
    - "ben iv. murat'im !.." yanitini alinca bekri mustafa küregi kaptigi gibi ayaga firlar
    - "simdi atarim seni denize, daha iki yudum aldin, kendini iv. murat sanmaya basladin. iki yudum daha alsan, dünyayi ben yarattim diyeceksin".

  • yaşadığı şeyi meşrulastirmaya çalışan aşk kelebeklerine sesleniyorum burdan ben o kadindim çok masumdu bidibidi diyenlere sesleniyorum elimde olsa bunu gözlerinizin içine bakarak söylemeyi ne çok isterdim. hissettiğiniz yaşadığınız hiçbir şey o adamin evdeki çocuğu kadar masum değil. o kadin değil de o çocuk olmayi deneyin sizin babaniz sizinle geçireceği zamani size değilde başka bir kadina ayirsa babanizin sizinle gecirecegi vakitten çalsa! hiç mi akliniz ermiyor hiç mi dusunemiyorsunuz yaa hayatınızda duymadinizmi aşkı için herseyden vazgecen insan o adam sizi gerçekten sevse o adam adam gibi bi adam olsa karisini çocuğunu aldatarak size gelirmi ben başkasına aşık oldum bu evliligi sürdüremem senin çocuğumun gözüne baka baka baskasini düşünemem demezmi karisina ? adam gibi adam olsa çocuğunun riskini sizinle paylasirmi karisinin ütüledigi gömlekle size sarilirmi ? geçin bunlari biraz gerçekçi olun.

  • müstakbel eşimle evlenmek için yanına taşındığımda içinde bir adet eş kişisi, çift kişilik yatak, kablolu tv bağlanmış bir adet antika bilgisayar ve üç çatalla gelen evdi bizimkisi. bir de dışarda yeme artık demem sebebiyle bir yıl kadar önce aldığı ve hiç kullanmadığı uyduruk tencere tava seti vardı ki ben ciddi bir ev aşçısıyım. alet edevat lazım diye çemkirmedim. öyle evlendik, bir yandan tayin bekleyerek.

    garaj üstü, buralarda kaynana dairesi denen bir artı bir minnicik bir evimsi. bazan o da yeter, en azından ihtiyaçlarınız netleşene kadar. yani bir kere evleniyorum diyerek sanki bir daha hiç vaktiniz, naktiniz olmayacakmış gibi ihtiyacım var mı yok mu diye düşünmeden her bir şeyi alıp kendinize yüklenmeyin. mühim olan sizsiniz ve sizin içinde bulunduğunuz şartlar. bana kendi çevremden manyakmısın diyenler de çıktı, hiç canımı sıkmadım. kendileri " eviniz mülk, çıkar kiracıyı otur. bahçedeki bit kadar evin neresine sığacaksınız. bir kere gelin oluyorsun, ne istiyorsan aldır ilerde nazın geçmez. hem yarın çocuğunuz olacak, bık bık vıdı " diye rengarenk yumurtalar yumurtladılar, aldırmadım. tayin gelse, başka yere taşınsak eve zurt diye kiracıyı kim bulacak. altı üstü iki kişi olan bizim için alınmış kervanlar dolusu eşyayı taşıma derdine kim düşecek. ne güzel içinde oturanı var zaten, biz ufak yerden ve gerekirse sadece birbirimizle başlarız ortak hayatımıza diye düşündüm.

    şimdi bakıyorum, iyi ki öyle alel acele ev dayayıp döşememişim. tayin olmadı ama çok daha güzel bir ev bulduk burda. knik arm ve karlı dağları yuva bilmiş insanların ışıkları uzaktan göz kırpıyor bu uğurlu eve. kapalı havalarda bulutlar altımızda kalıyor ve güneş altın başını gösterdiğinde öyle güzel süzülüyor ki ışıklar. kocaman pencerelerden yıldızları izleyerek battaniyelerin altında dürüm yapıyoruz kendimizi uzun kış gecelerinde. yeni taşındık, küçük evde geçen süre zarfında ihtiyaçlar oldukça listeledim ve çoğunu sakin zamanda, çok daha uygun fiyatlara alıp kutularında muhafaza ettim. buna rağmen hala televizyonumuz yok, salonda ışıl ışıl bir noel ağacı ve tombik bir kanepe var sadece. bu sadelik çok hoşuma gidiyor. yeniden evlenmiş gibiyiz. minik evimizi boyadım, şimdi kiraya vereceğiz. onu bunu, hemen şimdi istemek yerine mali kaynaklarımızı düzenlemişim iyi ki.

    yani evlenirken onca telaş arasında güzel huzurunuzu bozmayın, maddi manevi kendinizi cendereye sokmayın. yuva kuruyorsunuz ve madem ömürlük bir yol, uzunca zamanınız var ihtiyaçlarınızı temin etmek için.

    o yüzden eşya derdine düşmeden önce iki gönül bir olun, samanlığı seyran edin gitsin. gerisi kendiliğinden gelir.

  • son 3 senedir paylaştığım verileri 2023 sonuçları ile güncelleyeyim:
    2020: türkiye'nin internet hızında 117. olması
    2021: türkiye'nin internet hızında 124.lüğe gerilemesi
    2022: türkiye'nin 2022'de internet hızında 119. olması
    2023: bir ileri bir geri gidişimiz bu yıl da sürmüş ve 8 sıra kaybetmişiz.

    cable.co.uk'in her yıl düzenli olarak yayınladığı çalışma bu yıl, 220 ülkede, 300 milyon (300.794.011) farklı ip'den yapılan, 1.29 milyar (1.291.102.926) hız testi değerlendirerek oluşturmuş.

    2022'de olduğu gibi 2023'de de 220 ülkeden veriler alınmış. 2022'deki yükselişimizde 224 yerine 220 ülke verileri kullanılması da etkiliyken, bu sene ülke sayısında bir fark bulunmuyor. bu nedenle net olarak geçen yıla göre 8 sıra kaybettiğimizi söyleyebiliriz.

    global internet hızı ortalaması, 2017 yılında 7,40 mbps, 2018 yılında 9,10mbps, 2019 yılında 11,03 mbps, 2020 yılında 24,83 mbps, 2021 yılında 29,79 mbps, 2022 yılında 34,79 mbps olurken, bu sene %31 artışla 45,60 mbps'ye ulaşmış. türkiye'nin 2023 yılında 16 mbps olan ortalama internet hızı ise %55 artışla 24,84 mbps'ye yükselmiş.

    en hızlı 5 ülkedeki ortalama internet hızı, en yavaş ortalamaya sahip 5 ülkeye göre 107 kat daha yüksek çıkmış. 2021'de bu ortalama 202 kat, 2022'de ise 229 kat yüksekti. son 5 ülkede, kağıt üzerinde ciddi hız artışı görülmüş olsa da bu 5 ülkenin ortalama internet hızının 2.20 mbps olduğunu da belirtelim.

    listedeki ilk 10 ülke:

    1) jersey: 264,52 mbps
    2) lihtenştayn: 246,76 mbps
    3) makau: 231,40 mbps
    4) izlanda: 229,35 mbps
    5) cebelitarık: 206,27 mbps
    6) andorra: 190,40 mbps
    7) lüksemburg: 162,21 mbps
    8) tayvan: 153,51 mbps
    9) fransa: 152,45 mbps
    10) hollanda: 142,49 mbps

    türkiye ve alt ve üstünde bulunan 5'er ülke:

    122) bonaire: 26,27 mbps
    123) guam: 25,75 mbps
    124) hırvatistan: 25,72 mbps
    125) arnavutluk: 25,36 mbps
    126) nikaragua: 25,28 mbps
    *127) türkiye: 24,84 mbps
    128) el salvador: 23,56 mbps
    129) guatemala: 23,26 mbps
    130) amerikan samoası: 22,01 mbps
    131) özbekistan: 21,67 mbps
    132) sri lanka: 21,23 mbps

    listedeki son 10 ülke:

    211) burundi: 3,70 mbps
    212) etiyopya: 3,54 mbps
    213) kamerun: 3,16 mbps
    214) tacikistan: 2,98 mbps
    215) wallis ve futuna: 2,72 mbps
    216) ekvator ginesi: 2,70 mbps
    217) doğu timor: 2,50 mbps
    218) suriye: 2,30 mbps
    219) yemen: 1,79 mbps
    220) afganistan: 1,71 mbps

    kaynak: cable.co.uk

    her yıl olduğu gibi bu yıl da boş geçmeyeyim: bu sonuçta, türk telekom ile beraber peşkeş çekilen ana iletişim kablolarının da etkisi mevcuttur. olması gereken bunların ve mevcut şehir içerisindeki altyapı ağının devlet kontrolünde bırakılması, geliştirilmesi ve firmalardan lisans ücreti alınarak rekabet ortamı yaratılmasıydı... türkiye'yi internete bağlayan sualtı iletişim kabloları

  • - alooo ??

    - türk telekom müşteri temsilcisi ayşegül, buyrun ?

    - ayşegül hanım sözlüğe giremiyorum.

    - neyi öğrenmek istiyorsunuz ?

    - pena ?

    - gitar çalmak için kullanılan minik plastik garip nesne

    - peki teşekkürler.

    - rica ederim.

  • the golden age albümünü bugün baştan sona tekrardan dinledim. albümü uzun senelerdir biliyor olmama rağmen şarkıların bağlantılarına hiç dikkat etmemiştim. aslında, albüm baştan sona üzücü bir hayat hikayesini anlatıyormuş ve ben hiç fark etmemişim.

    1- the golden age: hikaye, değeri bilinmeyen ve yakında bitecek olan bir çocukluk dönemi , "the golden age" olarak isimlendirilerek başlıyor.

    "did you ever feel
    we're falling as we grow?"

    2- run boy run: daha önce de belirtildiği gibi altın çağ biter ve çocuk hayata atılır. şimdi ise çocuk, içinde bulunduğu bu yolda karşılaşacağı zorluklar için uyarılır.

    "run, boy, run! this world is not made for you
    run, boy, run! they’re trying to catch you"

    3- the great escape: artık çocuğun yanında bir yoldaş vardır. üstelik kaçmışlardır. yani özgürlerdir. ama yine de hayatın bilinmezliğinden dolayı bir korku içerisindedirler. görüş açıları genişlemiş olsa da ne olacağını bilmiyorlardır.

    "tell me that we'll always be together"

    4- boat song: bütün bilinmezliklere rağmen bir yolculuğa çıkılır. korkuyorlardır ama korkudan daha üstün olan bir şey bu yolun kapısını açmıştır.

    "we packed our bags and said farewell
    untied our knot and raised the sail"

    5- i love you: korkudan daha üstün olan bir şey? aşk? evet evet aşk. ama tek taraflı olanından. sevgisinin karşılığını bulamayan çocuğun çaresizliği artık dayanılmaz bir hâl alır.

    "whatever i feel for you
    you only seem to care about you
    is there any chance you could see me, too?
    'cause i love you"

    6- the shore: karşılıksız aşk hikayesi güzel gitmiyordur. aşkla çıkılan yol yarıda kalmıştır ve çocuk ne yapacağını bilmiyordur.

    "i wonder what i am made for
    if i'm not meant to be with you"

    7- ghost lights: her şeye rağmen çocuk pes etmiyor ve yapacakları konusunda kararlı bir şekilde ilerliyordur.

    "no matter what it takes, i’ll try to save the ghost lights
    how ever hard i pray to remake you mine
    i will never feel down"

    8- shadows

    9- stabat mater: karşılıksız aşk hikayesi kötü devam ederken çocuk savaşa katılmaya karar verir. bunun doğru bir karar olup olmadığını sorgularken aslında artık geri dönmek için çok geç olduğunu fark eder.

    "now the wind ventures to other plains
    hey, when will i see you again if i go?"

    10- conquest of spaces: "uzayların fethi" tabiri aslında çocukla sevdiği arasındaki mesafeyi anlatan bir metafor. savaşa giden çocuk artık olması gerektiğinden çok daha uzaktadır. ama içinde hâlâ tek bir istek vardır.

    "i'm ready to start the conquest of spaces
    expanding between you and me"

    11- falling

    12- where i live: seçimlerinin hayatını nasıl etkilediğini anlayan çocuk, kendi gözünden hayatı anlatır. içinde ukte kalmış şeyler vardır ama artık her şey için çok geçtir.

    "no matter how wise i was, i feel wrong
    to forget that i never followed
    that man that i adored"

    13- iron: çocuk, katıldığı savaşta masumluğunu kaybetmiştir. kaybolmuşluğunu ve ölümü nasıl beklediğini anlatır.

    "i'm frozen to the bones, i am
    a soldier on my own, i don't know the way"

    14- the other side: artık ölüm kapıdadır. çocuk, ölümü kucaklar. çünkü aklında hâlâ tek bir kişi vardır.

    "it's like a cold hand on my shoulder
    i'll see you on the other side"

    "hayat" aslında bu albümde çok basit bir şekilde açıklanmış. hepimiz kendi irademizle belki de bir şeylerden kaçabilmek, uzaklaşabilmek için kararlar veriyoruz. ama bazen verdiğimiz kararlar, bizi geri dönülemez bambaşka bir yola sokuyor. ve sonunda tamamen farklı insanlara dönüşüyoruz.

    bu albümün yeri bende her zaman ayrı olmuştur. ama bugün, normalde olduğundan daha bir farklı duygulandırdı.

    "but the golden age is over"

  • philadelphia'da zenci mahallesinde tutulan evde, mahallede herkesin zenci-musluman olmasi. siyah siyah kadinlarin turbanla tesetturle simsiyah gezmesi, 5 yasinda kizlarin bile bas ortusu takiyor olmasi. asil dumur olaya geleyim, banyo havalandirmasindan yan evdeki banyoda yasananlarin isitilebilmesi. bir gun dus alirken komsu bay zencinin de o esnada dus aliyor olusu, adamin dus alirken ezan okumasi. ezan okurken allahu ackbar yeaaah diye bagirmasi, ezana rnb cover cekmesi. ezani duyan musluman kulturlen yetismis bunyenin elindekini birakip, lan herif rnb de olsa ezan okuyor ben burda neler yapiyorum diyip vicdana gelmesi, ve mevzu tamamlanmadigi icin akabinde yumurtaliklarda olusan feci agri.

    edit: mla