hesabın var mı? giriş yap

  • bir yumurtalık olsun, sebzelik olsun en beklenmedik yerlerde insanların karşısına çıkan anti-kahraman.

    yarısı günler önce muhtemelen salataya sıkılmışken acısını içine gömer, buzdolabının kapağını açtığınızda "pişşt.. beni ne yapıcan ulan? daha ne kadar beklicem burda!" der gibi ters ters bakar. yalnız çabuk kararır bu.

  • -hımm gövdeli bir tadı var.
    -tam ağzınıza layık.
    -meşe mi bu?
    -evet efendim hem de budaklısından.
    -fazla ıslatmışsınız sanıyorum.

  • yıl 2006.

    bilgisayarın evlerimizde yaygınlaşmaya başladığı dönemlerin başı. belki de biz fakirdik, bilmiyorum.

    bir gün amcamlarda oturuyoruz. almanya’dan telefon geldi. duisburg’da yaşayan dayım kaybolmuş. tipik bir türk ailesi olduğumuz için hemen fantastik kehanetlerde bulunduk. herkesin tahmin yaptığı bir anda amcam aniden salondan kalkıp bilgisayarın bulunduğu odaya gitti. yengem arkasından bağırdı; “yine mi at yarışı sonuçlarına bakmaya gidiyorsun geberesice.” bu ifadeye takılmayın. yengemin sevgisini gösterme şeklidir.

    amcam odadan çıktıktan sonra ben girdim. daha bilgisayar tam açılmadan internet explorer logosuna 398 kere tıklamamdan mütevellit bilgisayar çöktü. itiraf edeyim tırstım. bilgisayar tekrar açılsın diye allah’a dua ettim. bir daha günah işlemeyeceğime dair söz verdim. bilgisayar açılır açılmaz internete girdim. tam bir şey yazacaktım ki o komik arama geçmişini gördüm. neler mi yazmıştı?

    mehmet şahin dürsburkta kaybolmuş
    mehmet şahin nerede
    dürsburkta kaybolan türkler
    mehmet şahin’i bulmam lazım
    mehmet şahin gazinoya mı gitti

    dipnot: dayım 2012 yılında aramızdan ayrıldı. devri daim olsun.

  • alkol alınımının tavan olduğu, günahın envayi çeşidinin işlendiği güzel ülkemde bir tek birlik halinde dışlanmış günahtır. neden olduğunu anlamam. kimseye neden yemiyorsun demem de, diğer günahlar dert değil bir bu mu dert derim. adama bakıyorsun; alkol var, zina desen gırla, yalan söyler, ticarette harama el uzatır.... liste uzar gider. söz konusu domuz eti olduğunda bütün bu adamlar ağız birliği eder. günah! e diğerleri ne? bu kadarı bana iki yüzlülük gelir.
    büdüt:yanlış anlayanlara, i levye domuz eti!

  • essex üniversitesi ile cambridge üniversitesi tarafından ortak yapılan ve proceedings of the national academy of sciences dergisinde yayınlanan bir çalışmanın vardığı sonuçtur.

    bu sonuca göre eğer siz dış görünüşü toplum tarafından çekici bulunan bir bilim insanıysanız insanlar size diğer bilim insanlarına göre daha çok ilgi duyuyor ancak aynı insanlar sizin herhangi bir konuda ciddi bir araştırma yapamayacağınızı düşünüyor.

    yapılan deneyde araştırmacılar 3700 katılımcıya abd sınırları içerisinde çalışan 1000 fizikçi ve genetikçinin fotoğraflarını gösterip "sence bu kişi ne kadar çekici, sence bu kişi ne kadar uyumlu, sence bu kişi ne kadar sosyal, sence bu kişi ne kadar iyi bilim insanı" gibi sorular soruyorlar.

    katılımcılara bu sorular sorularak yapılmak istenen şey gösterilen kişilerin katılımcıların zihinlerinde nasıl bir figür oluşturduğunu ve bu figürün gösterilen kişilerin bilim insanı olup olamayacakları izlenimi vermesiyle ilgisini bulmak. bunun için de verilen cevapları toplayıp karşılaştırıyorlar.

    çalışmanın sonucunda ise insanların çoğunluğu görünüşlerine bakarak edindikleri izlenimlerle çekici, sosyal ve uyumlu buldukları insanları iyi bilim insanı olarak görmediğini; çirkin, asosyal ve uyumsuz buldukları insanları ise iyi bilim insanları olarak gördüğünü keşfediyorlar.

    yani özetle insanlar aslında çekici denebilecek dış görünüşe sahip bilim insanlarına ilgi duyuyorlar ancak zihinlerinde görseldeki gibi bir bilim insanı tiplemesi olduğu için bu kişileri zihinlerindeki bilim insanı konseptiyle eşleştiremiyor ve dolayısıyla o kişilerin gerçekten de önemli bilimsel araştırmalar yapabileceklerine pek inanmıyorlar.

    böylelikle bazen çekici olmamanın bazı konularda işe yarar bir şey olabileceği, bazen de "sende bilim insanı tipi var" cümlesinin aslında pek hoş bir cümle olmayabileceği sonucuna varıyoruz.

    kaynak: forbes

  • galatasaray başkanını bir fener yöneticisinin taklidini yaparken hiç gördünüz mü?

    görmediniz ve asla göremeyeceksiniz.

  • bu konu hakkında hiç bir bilgim yok. tek diyeceğim, darısı yönetiminde hırsız, katil, tecavüzcü dostu, tescilli yalancı, ahlaksız, onursuz, mezhepçi, yobaz pezevenklerin olduğu ülkelerin başına.

  • yele tarağı, lastik kaşağı, kök fırça, bakım fırçası, fırça başlıklı nal temizleyicisi ve çıkartılabilir iç parçalı kutu olmak üzere 7 parçadan oluşan mükemmel set.

    karşıma ilk kez geçtiğimiz pazar günü beşiktaş'taki tchibo mağazasının önünden geçerken çıktı bu muhteşem ürün.

    gerçekten mağazanın pazarlama ekibini tebrik etmek gerek çünkü memlekette o kadar çok at var ki eminim talebi karşılamakta zorlanmışlardır.

    ben de küçük bi şımarıklık yaptım ve hemen edindim, her gece fırçalanıyorum. tavsiye ederim.

  • tarih biliminin/sanatının hatta zanaatinin (kim karar verebilmiş ki?) görünürde olmasa da, arkaplandaki varsayımlarında bol bol kullandığı akıl yürütme metodu. paul w. schroeder idi sanırım (unlu uluslararası tarih uzmanı) sorun counterfactual'i kullanıp kullanmamız değil, nasıl, nerede kullanacağımızdır diyordu. sukru hanioglu da kendi çalıştığı konunun önemini belirtmek için çeşitli seferlerde counterfactual kullanır. örneğin, ittihatçılar iktidarda olmasaydı, jön türk devrimi olmasaydı, birinci dünya savaşı, dolayısıyla dünya siyaseti toptan farklı olurdu. şimdi, buradaki değer, gerçekten farklı olup olmayacağını ölçebilmemiz değil - ki ölçemiyoruz işte, maalesef ya da iyi ki - bize bunu düşündürtmesinin, jön türk devriminin dünya siyaseti olayları zincirinde hali hazırdaki yerine işaret etmesidir. osmanlı birinci dünya savaşına girmeseydi, çok büyük bir ihtimalle savaş batı avrupa'da cereyan edecek, daha kısa sürecek, belki de bir dünya savaşına dönüşmeyecek, belki amerika savaşa girmeyecek, belki bolşevik devrimi başka şekillerde olacak/yapılacak (gene kim tam çözmüş ki?) ve böyle gider işte.... tarihi bir meselenin hem diğer meselelerle göbekten ilişkisini, hem de görece önemini ölçmek, çoğunlukla başka türlü olmuş bir dünyayı tahayyül etmekle olur ve böylece counterfactual'in beşeri bilimlerdeki en güzel yerlerinden birini görmüş oluruz.