hesabın var mı? giriş yap

  • türk insanının özeti olan cümledir. diplomaside de bakkaldan sigara alırken de işler. dükkana girerken selam verir, çıkarken hayırlı işler dersin adam yüzüne bakmaz ama önüne parayı atıp "bi muratti versene" dediğinde buyur abi olur.

    nezaketin zayıflık olarak algılandığı bir topluma kaba ve sert davranmak lazım. trump da bunu çözmüş.

  • kahvaltı. bizim ev.

    ben: baba, günaşırı ne demek?
    babam: bir gün arayla demek.
    ben: bunu bana ne zaman söyleyecektiniz baba?
    babam: neyi?
    ben: günaşırının anlamını. ben günaşırıyı yanlış biliyormuşum.
    babam: ne sanıyordun?
    ben: akşam üstü şöyle 5-6 gibi felan sanıyordum. :/

    annem: haha. nasıl öğrendin?
    ben: herkesin içinde!! arkadaş saçına besleyci bi karışım uyguluyormuş. hangi sıklıkla uyguluyorsun dedim, günaşırı dedi. her gün her gün zor olmuyor mu dedim. her gün değil, günaşırı dedi. ben de tamam işte, her akşam her akşam zor olmuyor mu dedim. her akşam değil, günaşırı dedi....

    annem: hahaha ilahi keyfekeder...
    ben: niye öğretmediniz anne?

    kardeşim: aslında söyleyecektik de, senin biraz daha büyümeni bekliyorduk.
    ben: :/

  • lost aşşa lost yukarı diye histeri krizine giren gençler arasında lost hakkında eşsiz yorumlar yapmam için bana yönelmiş bir soru karşısında, soruya karşılık sorduğum soru.

    "peder bey, baba, lost mükemmel bir dizi değil mi? eşsiz bir yapım. valla ben tüm vaktimi lost'a ayırıyorum"
    "lost ne lan?"

    bunu dediğim anda gençlerden birisi bayıldı, birisi de hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. ağlayanı teselli ettik, bayılanı da gazozla ayılttık. ülker çamlıca gazozla.

    sonra topladım hepsini çevreme ve şöyle dedim: "bakınız çocuklar, tamam lost most bunlar iyi şeylerdir ama bu kadar bağımlı olmayın. elin amerikalısı bundan para kazanıyor be size ne? biraz dersinize bakın, ya da çıkın dışarılarda gezin, bu kadar esir olmayın böyle dandik şeylere. veya kitap okumayı deneyin, nasıl olur?"

    ondan sonra hepsi yıkandı, tertemiz, pasparlak oldular ve bir daha lost mudur, most mudur ne karın ağrısıysa izlemediler onu. ama cillop gibi oldular, saçları da yana taradılar, bir yakışıklı oldular ki, görme.

  • az önce bir oğlum oldu arkadaşlar. adını "kartal" koydum. umarım birgün burayı okur. o sene bu sene.

  • annenin yakın arkadaşlarından oluşan bir whatsapp grubuna katılmasıyla asıl etkilerini hissedersiniz. her gün kadim dostlar whatsapp grubunda neden onun da özlü sözler içeren görseller paylaşamadığı, o görselleri bulanların nasıl bulduğu (- "kızları buluyor tabi onların sen bana hiç bulmuyorsun") ama kendisinin bulamadığı, ayşe hanım'ın son gönderdiğine nasıl bir cevap yazması gerektiği ayrı bir olay oluyor. ama grubu okuması çok zevkli ehehe:

    - günaydın hanımlar bugün hava yağmurlu
    - günaydın neclacığım, evet hava yağmurlu
    - kızlar günaydın (her arkadaş grubundaki gönlü genç teyze) burada yağmur var (2 ilçe öteden bahsediyor asdf)
    - günaydın, nasılsınız, yağmur berekettir
    - günaydın gülerciğim, haklısın. şemsiyenizi almayı unutmayın.

    anne: acaba ben ne yazsam, bir şey söylesene.
    ben: hepiniz yazınca bugün havanın yağmurlu olduğunu nihayet anladım, saolun kızlar yaz ahahsd.
    anne: git.

  • bana göre koç'un her zaman sabancıdan her anlamda üstün olduğu karşılaştırmadır.

    koç ailesinden kimseyi televoleci magazin basınında görmezsiniz ama hacı sabancı'yı sürekli kendinden uzun mankenlerle basında görürsünüz.

    koç ailesi kurnazlıkla anılmaz ama "cin ali" lakaplı pegasus patronu ali sabancı sürekli hinliklerle ve cinliklerle anılır.

    siyasi konularda sabancı hep susar, görüş bildirmekten kaçar ama gezi olaylarında oteli açıp gazdan kaçan göstericilere merhamet eden koç'tur, otokratik yönetime rağmen cesurca duruşunu koruyan koç'tur,

    zaten borsada işlem gören koç ve sabancı hisselerini kıyaslamak bile iki grup arasındaki farkları net bir şekilde anlamak için yeterlidir.

    sonuç olarak isimlerini duyunca bende oluşan çağrışımlar şunlar:

    koc: kalite, elit, güven, eğitimli, cesur, adil
    sabancı: zengin, avam, kurnaz, pragmatik,

  • shangri-la oteline satılmış. otel'in özel kullanımına açık olup, bu sahil kısmı halka elbette kapalı olacakmış. binalar yetmedi, artık denizleri de göremeyeceğiz. işte bunlar hep akp!