hesabın var mı? giriş yap

  • necip fazıl'ın bu kategoriye giren bir cevabı sigara içenlerin muhabbetlerinin vazgeçilmezlerindendir.

    https://eksiup.com/p/im299130kvqd şu ünlü fotoğrafından] anlaşılacağı gibi necip fazıl iflah olmaz bir sigara tiryakisidir. bir gün odasında çalışırken öğrencilerinden biri yanına gelip, biraz da onu sigarayı bırakmaya ikna etmek için bir ümitle "hocam, rüyamda bütün bitkiler allah'a secde ediyordu ama tütün etmiyordu" der.

    necip fazıl ise öğrencisine bakar ve cevaplar:

    - o zaman getir de yakalım o kafiri!

  • celal hocama çok saygı duymakla beraber bir soru sormak isterim aslında.

    ya araştırma için bağışladığın herhangi bir organdan yada iskeletten bir hastalığa çözüm bulurlar da, bir dangalak tedavi olur ve yaşarsa, yine sorun olmayacak mı?

    edit : msjla gelen soru ve yorumlar üzerine küçük bir açıklama.

    yapılacak organ bağışı sonrası kurtulacak kişinin (çocuğun) ilerde tüm insanlığa faydalı bir buluş, araştırma yapmayacağını nasıl bilebilir. araştırma için bağışladığı organın yapılan araştırma sonucu daha fazla insanin kurtulmasına nasıl kesin gözü ile bakılabilir.

    bu ihtimali kim hesaplayabilir. organ bağışı bekleyenler hep bilgisiz, faydasız ve fakirler mı?

  • azalan misir arkeoloji turizmini yeniden populer hale getirmek amaciyla yapilan canli yayin. bir bucuk senedir bolgeyi arastirmislar ve birkac adet ilginc olabilecek mezara ulasmislar. mezarlara giden yollari falan acmislar evet, kurgu bu diyenler icin acikliyorum. kurgu degil, mezarlara ilk girilis de degil. sadece mezara basinla ilk giris, simdiye kadar birkac arkeolog ve yardimcilar disinda giren olmamis yani. ayrica, heyecanli olsun diye de lahitlerin acilisini sadece canli yayina birakmislar. yani heyecanla izlenilen sey lahitlerin acilmasi, ve mumyalarin 4000 yil sonra ilk defa gun yuzu gormesi.

    ilk acilan lahitlerin heyecanli olmamasinin sebebi, o lahitlerin goreceli olarak fakir insanlara ait olmasi. o zamanlar sarkici olan kisinin mumyasi parcalar halindeydi mesela, iskeleti kalmisti. bunun birinci sebebi mumyalama tekniginin cok mukemmel olmamasi. diger sebebi de o kisinin goreceli olarak fakir, ve mumyalama isinin cok ama cok pahali olmasi. rahiplerin temel gecim kaynagi buydu zaten. gunumuzdeki gibi cennete arsa satma isi gibi dusunun bunu. o kutsal yazilari yazip satiyordu rahipler, ve sadece bunu satin almaya gucu yeten kisiler alip oteki dunyayi garantiliyordu. sarkici abinin de sadece kendisinin ve esinin mumyalanmasina parasi yetmis, erken yasta kaybettigi coluk cocugunu, ve bir arkabasini daha ve kopegini mumyalatamamis, sadece iskeletleri mezara konulmus. oysa zenginlerin kedilerinin hatta dusuk yapma esnasinda cikan ceninlerin bile mumyalanabildigini biliyoruz tutankamun'un mezarindan.

    merak edilen bir soru da bu mumyalarin kim olduklari ve ne is yaptiklarinin nereden biliniyor olmasi. antik yunan lahitlerinde de oldugu gibi, tum bu lahitlerde mumyanin ismi, meslegi, babasinin adi ve meslegi gibi detaylar yazilir. bu hiyeroglifleri okuyarak bize kim kadin, kim sarkici, kim rahip soyleyebildiler.

    rahibe gelince, bu garibanlarin parasini tirtiklamis rahibin mezari ise en iyi durumda olandi, ve ayni zamanda ulasilmasi en zor olandi. rahibin mumyasinin mukemmel durumda olmasi tamamen zenginligi, ve en pahali ve mukemmel olan teknige gucunun yetiyor olmasi sayesinde. muhtemelen rahiplerin mumyalanmasi icin ozel bir yer vardi, ve orada bu sekilde mumyalandi. ayni sekilde mumyada calinmaya musait altin ve fil disi parcalar bulunmus olmasi, ve muhtemelen daha baska degerli amuletlerin cikacak olmasi da herifin zenginliginin bir baska gostergesi.

    canli yayin kurgu degildi yani, lahitlerin de ilk defa acildigi lahitlerdeki zedelerin tazeliginden ve zedelenen yerlerin az once yardimci kisilerin itekledigi yerler olmasindan anlasiliyor. goruntuleri izleyip heyecan duymayan kisilere buradan anlasilacak tarihi bir bilginin altini cizeyim, belki heyecanlari artar. binlerce yil once de hayat zenginlere guzeldi. ve binlerce yil once de dini ve olumden sonrasini kullanarak insanlar yonetiliyordu, ve paralari aliniyordu. oyle bir din dusunun ki sadece zengin olanlar cennete gidebiliyor, fakirler ise cok daha berbat bir hayat yasayip, oldukten sonra hicbir yere gidemeyeceklerine inaniyorlar ve hayatlari boyu kazandiklari iki kurusu bu tip mezarlar, mumyalama islemi ve rahiplerin yazacagi oluler kitabini satin almaya harciyorlardi.

    zenginler de sadece elbette sarayda onemli islerde parmagi olanlar ve rahiplerdi. hatta cogu zaman rahipler firavunlardan daha guclulerdi, ki tutankamun'un babasi akenathen ve uvey anasi nefertiti rahiplere ters dusup, koskoca sehri bambaska bir yere, colun tam ortasina kurmaya karar verip, binlerce yetiskin ve cocuk erkegin olumune sebep olurlar - sehrin kurulumunda berbat kosullardan hayatlarini kaybederler. insanin aklina istanbul havalimaninin insaati geliyor valla, neyse. yine de firavun ve esi inat edip, sirf rahiplerden daha guclu olmak adina kendilerini tanri ilan eder ve yeni sehre tasinirlar, halki da yanlarina alip. suyu da uzaktan tasirlar, mecburen. zaman gectikce halk onlardan nefret eder, nefret giderek artar... hikayeyi merak edenler arastirsin.

    kisaca insanlikla, ve insanligin bundan 4000 yil sonra eger var olmaya devam ederse degismeyecegini gosteren yayin. fakirleri somuren zenginlerin dunyasi olmaya devam edecek bu dunya.

  • +1'mle dahil oldugum topluluk. yakin gozlugu takmiyorum, menapoza hazirlanmiyorum, herseyi daha iyi gorup, anlayip, tahlil edebiliyorum. bir 40 sene daha yasamak arzusunda ve enerjisindeyim. hala aska inaniyorum.

    yikilmadim, ayaktayim.

  • zekanın farklı tipleri ve farklı tanımları olduğu için bu çok geniş bir soru. cevabı da geniş tutmak için zekayı beynin bilgiyi işleyebilme becerisi olarak basitçe tanımlayalım ve tartışalım.
    beynin bilgiyi işleyebilmesi nöronlar arasındaki bağlantıların sayısına, işlevselliğine ve bu süreçlerde rol alan proteinlerin miktarına/kompozisyonuna bağlıdır. bunları hem genetik faktörler hem de çevresel faktörler belirler.
    beyindeki sinaps sayısı, işlevselliği ve protein kompozisyonu sabit değildir ve aktiviteye göre değişiklik gösterir (bkz: sinaptik plastisite). yani beyninizi ne denli entelektüel aktiviteler için kullanırsanız beyniniz o kadar bu fonksiyonlara uygun kalır.
    (caps lock on) ancak (caps lock off) beynin buna uyum sağlama becerisi yaşla birlikte azalır. yani özellikle yaşamın ilk yıllarında beyninizi ne denli aktif kullanırsanız o kadar zeki olursunuz denebilir. örneğin çocukların dil öğrenme becerisi.
    deney hayvanlarındaki çalışmalar göstermektedir ki gençlik döneminde öğrenme süreçleri toplam sinaps sayısını artırmaktadır. ilerleyen dönemlerdeki öğrenme süreçleri ise sinaps sayısından öte sinapsların büyüklüğü üzerinden etki etmektedir. ayrıca genç hayvanların beyinlerinde sessiz sinapslar dediğimiz fonksiyon görmeye hazır ancak adından da anlaşıldığı gibi o an için sessiz sinapslar bulunmaktadır (bkz: silent synapses). öğrenme süreçleri ile birlikte bu sinapslar hızla aktifleşir ve genç yaştaki öğrenme becerisinin artmasından sorumludur.
    genetik faktörlerin önemi elbette çok büyük ancak doğrudan değiştirmemiz mümkün olmadığı için bu entry'nin kapsamının dışında tutulmuştur.

    özetle beyninizi yüksek devirde çalıştırın ve synaptic plasticity'e güvenin.

  • 13 milyondan fazla at hırsızı var deniliyor. bunun gibi kaç tane tetikte bekleyen var siz hesap edin. %1 deseniz kaç kişi yapar. siz üşenirsiniz şimdi hesaplamaya ben söyleyeyim 130 bin yapar.

    patlama sorumlusu olduğu söylenen kişidir. dolaylı olarak akp ve ona oy verenler ve sığınmacı & kaçak sevdalıları da sorumludur. hiç boşuna "vah vah tüh tüh" demeyin. bu işlerin vebali hepinizin elinde.

    (bkz: zafer partisi)

  • ülkenin niye tayyip erdoğan tarafından yönetildiğini izah eden bir çıkarım.

  • + özgeçmişinizde son iki yıldır nerede çalıştığınız belirtilmemiş?
    - çok gizli bir projede çalıştığım için onu yazamadım oraya tabi.
    +ne kadar gizli?
    -çook!
    +kamuyla ilgili bir iş mi?
    -kamu vaaaar, özel sektör vaaar, amerika vaar.

    yemediler.

  • (bkz: dilemma)

    ama ablacım, seninki dilemma olmamış. kadının sevgilisini elinden al, işinden de kov...

    bence yetmez git köpeğini falan da öldür, annesine babasına korona bulaştır.

    bir iki "level" daha atlarsın böylece.

    aynı ortamda olmak istemiyorsan sen defolur gidersin.

    köpekler gibi kıskandığını itiraf edemeyen, duygusal olarak dengesiz bir yazar serzenişi.