hesabın var mı? giriş yap

  • suriyelilere vatandaşlık vererek çözecek sanırım. artık "suriyeli" değil "türkiyeli" sorunu olacaklar.
    6 ayda başka türlü çözülemez o sorun.

  • geçenlerde sevdiğim bir aile dostumuzun yanına gittim. beni bulunca da arkadaşının hukuki bir konuda yardıma ihtiyacı olduğunu söyleyip beni arkadaşına kitledi*

    abinin yanına gittim. altmışlı yaşlarda bir abi, söze eşini kaybettiğini söyleyerek başladı. o kadar rahat ve kanıksamış bir şekilde söyledi ki kendi kendime eşi öleli en az 2 sene olmuştur diye düşündüm. eşimden geriye miras kaldı, bu işi nasıl çözeriz? dedi. hemen aklımdan beynimde yerleşik olan insanların ne kadar maddiyatçı olduğuna dair fikir dizisi geçti (klasik hikaye işte ölenler ölür kalanlar mal kavgası yapar). sonra konuştukça hikaye biraz daha açıldı. abinin ve rahmetlinin çocukları olmamış. rahmetli eşin üzerine de sadece bir araba varmış. veraset ilamı almışlar tam 42 kişi rahmetlinin mirasçısıymış. abimiz de bu mirasçıların paylarını ödeyip arabayı almak istiyormuş. aklımdan arabanın değeri epey yüksek galiba başka türlü 42 kişiyle uğraşılmaz düşüncesi geçti. konuştukça arabanın da pek para etmediğini öğrendim. en sonunda "hocam yanlış anlamayın ama ben sizin yerinizde olsam bu kadar uğraşmazdım. 42 kişiden vekalet toplamak imkansız gibi bir şey. bana 50.000 lira verseler bu işle uğraşmam, zahmetine değmez ayrıca sonuç da garanti değil" dedim. kendisi sonuna kadar bu şekilde uğraşacağını belirtti. benim sunduğum alternatifleri de dinlemedi.

    sonra muhabbet biraz ilerledi. eşinin 18 yıl boyunca kanserle mücadele ettiğini, tedavisi için kolaylık olur umuduyla 3 yıl önce bu arabayı aldıklarını ve arabaya 36 bin lira verdiklerini ama eski araba olduğu için çok arıza yaptığını bir araba parası da tamir için verdiklerini, eşinin kanserle mücadelesini, cesaretini anlattı. öldüğü günü en ince ayrıntısına kadar hatırlıyordu ve hikayenin sonu yaklaştıkça gözleri dolmaya ve sesi titremeye başladı.

    eşi ölünce dünyasının başına yıkıldığını, eşinin her şeyi olduğunu, eşi olmadan ne kadar eksik ve aciz kaldığını anlattı. en sonunda da "bu miras işiyle de beni biraz meşgul etsin diye uğraşıyorum, derdimden uzaklaşmak için" dedi ve insanların birbiriyle yalnızca menfaat temelli ilişkiler kuran duygusuz yaratıklar olduğuna dair ön yargım uzun bir aradan sonra yıkıldı. bu kadar ön yargılı olduğum için kendime de epey kızdım.

  • iş arkadaşımın kızının (7. sinif) matematik dersi için verilen ev ödevindeki soru başlıklardan biri.. gereksiz bir ayrıntı lakin birbirinden ilginç 50 soru başlık vardı bu araştırma ödevinde...

    neyse köprüye döneyim ;

    1940 yılında abd’nin tacoma şehrinde inşa edilmiş ve açılıştan dört ay sonra aynı yıl içinde göçmüş. göçme anı görüntüleri köprüye büyük bir ilgi ve ün kazandırmış.

    zamanın mevcut bilgileri altında çökmemesi gereken köprünün çökmesi mühendislik bilgilerinin güncellenmesi adına da büyük bir ders olmuş.

    tamamlandığında dünyanın üçüncü büyük açıklıklı asma köprüsüymüş. ayaklar arası orta açıklık 853 m olmasına karşın genişliği sadece 11.9 m imiş... açılıştan kısa süre sonra, çok hafif rüzgârda bile (6-9 km/saat), sağa-sola ve yukarı-aşağı salınım yaptığı gözlenmiş. bu nedenle halk köprüye “galloping gertie” adını takmış.

    07 kasım 1940, çok da kuvvetli esmeyen (yaklaşık 67 km/saat) rüzgârlı bir günde rezonansa gelerek yıkılmış. projesine göre 140 km/saat rüzgara dayanıklı olmalıymış. rüzgârın etkisiyle köprü önce 0.6 hz frekansla 0.5 m yukarı-aşağı salınım yapmaya başlamış. ardından 0.2 hz lik dönme (burulma) salınımı başlamış. salınım sırasında sol kenar sağ kenara nazaran 8.5 m yukarıda ve aşağıda yer alıyormuş. düzgün esen rüzgâr sonucunda giderek şiddetlenen salınımların frekansı köprünün öz frekansı ile çakışmış, köprü çökmüş. köprü çökme öncesi trafiğe
    kapatıldığından, köprü üzerindeki arabada bulunan bir köpek dışında, can kaybı olmamış.

    http://www.youtube.com/watch?v=j-zczjxsxnw

  • şu haberde görüldüğü gibi, istanbul metro inşaatı için onay üç günde çıkarılırken, kendisine yedi aydır onay çıkmayan metro inşaatıdır.

    http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/22840838.asp

    yüklenici firma parasını alamadığı için inşaatı durdurmuş. bakanlığın önünde iki yol var. ya sözleşme feshedilecek 2014'e uzayacak ya da onay verecek, inşaat sürecek. tahmin edin bakalım hangisi olacak. yıllardır izmir'e, izmir belediyesine bok atanlara tokat gibi haberdir kendisi. düşün artık izmir'in yakasından.