hesabın var mı? giriş yap

  • trafiğe taktım bugün. sırayla tüm şehirler yazılacak buraya. orduda araba kullananla, mersinde araba kullanan zihniyet aynı.
    genel mantık şu şekilde.
    1) ben gideyim de trafik ne olursa olsun.
    2) acelem olmasa bile en hızlı şekilde gitmeliyim. mümkün olduğunca durmadan, frene basmadan gitmeliyim.
    3) benden hızlı veya benden yavaş giden herkes aptal.
    4) tüm noktalarda geçiş hakkı bana ait.
    5) eğer durmam gerekiyorsa madde 2 iptal. iki dakika beklesinler ne aceleleri var.
    6) araba kullanmayan herkes(motorlular dahil) ezik. bu yüzden onlara yol verilmez, öncelik araba kullananların.
    7) sinyal, yol ayrımı öncesi doğru şeride geçme vs. sadece vakit kaybettirir. bunları yapanlar acemidir, ustalar kafasını kullanır.
    8) ben hangi şeritte, hangi hızda gidiyorsam trafik ona göre akmalı. ben en solda 40la gidiyorsam benim sağım 30, onun sağı 20 şeklinde herkes hızını ayarlamalı.

  • doğrusunu yapan kişidir. dışarıda yapılan vücudun içine kim bilir ne katıyorlar.

  • kim ne derse desin sosyal medyanın gücüdür.

    neler neler dönüyor, sosyal medyaya yakalananlar karşılığını buluyor. geri kalan aynen devam.

  • hollanda'da anlatılan van gogh'un deliliği ve renkler hikayesinin bir versiyonu ise şöyledir;
    gerçekte van gogh, sürekli hale gelen kulak çınlamasından şikayetçi olarak doktora gider, ancak doktor içine kapanık ve melankolik kişiliğinden dolayı "kafasının içinde sesler" duyduğuna kanaat getirir ve mani tedavisine başlar. bu arada doktor kendi geliştirdiği bir ilaçlı tedavi yöntemini de test etmeye can atmaktadır.

    ancak van gogh
    yüksek tansiyon hastasıdır ve bu yüzden kulağı çınlamaktadır. aldığı yanlış ilaçlar ve diyet uygulamaması çınlamayı iyice tetikler. hastalığı ilerler ve yüksek tansiyon sonucu mavi ve sarı renkleri patlar halde görür, tıpkı resimlerindeki gibi.

    doktoru bunları muhtemel sanrılar olarak algılar ve teşhisi netleşir. özellikle de van gogh bir gün kafasındaki çınlamaya ve kulağındaki zonklamaya dayanamayacak hale gelip kulağını kesince, tüm şüpheler ortadan kalkar, van gogh delidir. öte yandan ilaç tedavisine cevap vermeyişi sürmektedir.

    diğer bir deyişle van gogh sarı ve mavileri gördüğü gibi resmetmiştir ve deli değildir van gogh belki depresif, biraz melankolik çoğumuz gibi , ama sonu bir çoğumuzdan daha trajik bir insandır, ömrü tımarhanelerde tükenmiş, deliliğine ikna olacak kadar mütevazi...

  • bos vaktinde megafon u yaparak patates sogan terorune imkan tanimasiyla da eksi hanede puan toplamistir.

  • "atatürk dahili ve harici bedhahlarımız olacağını söylemişti de, halkla bu kadar taşşak geçeceklerini hiç söylememişti..."

  • ölümsüz değildir. yalnızca olumsuz koşullarda uzunca bir süre ölü gibi bekleyebileceği müthiş bir bekleme modu vardır. eğer bu koruma modunu devreye sokması gereken bir ortam oluşmazsa normal ömrü 1 yıldan daha azdır.

    kaynak: "however they are not "immortal".[11] ıt has been estimated that a tardigrade would have a life span of less than a year if it never entered the cryptobiotic state."