ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sinan akçıl türkiye'nin mozart'ıdır
-
zartlık konusu doğru da mo'su fazla olmuş.
saniyelik salaklıklar
-
var mısın yok musun izlerken "lan niye hep en alttaki 500.000'ler önce açılıyo, bi gün de aradaki bi 500.000'in açıldığını görmedim, vay canına lan" diye şaşırmak. saniyelik lan ama, alo saniyelik olm, olur öyle yani bence.
edit: guijarra uyardı 500.000ler en alttan diil en üstten başlıyomuş açılmaya. ne desem bilemedim. çok komplike bi yarışma heralde bana göre.
buz gibi soğukta tayt giyen özel üniversiteli kız
-
üşümeyen kızdır. senin benim gibi duraklarda otobüs metrobüs beklemez. herhangi bir yere yürümez. dışarıda olması da gerekmez çoğu zaman. soğukla temas ettiği ender zamanlar arabasına ya da onu bekleyen arabaya, taksiye yürüdüğu zamanlardır. sen de dışarıda elinde istanbul kart bilmem kaç dakikadır gelmemiş otobüsü bir tarafların donarak beklerken bunlar nasıl üşümüyor diye düşünürsün.
hiç sevgilisi olmamak
-
$u ana kadar ya$amak istedigi hicbir guzelligi ya$ayamami$ ama ya$amayi cok fazla isteyen insanlardir.
ilk el tutu$malar, ilk opucuk, ilk heyecan gibi $eylerin hicbirini yapamami$ olup ve her girdigi ortamda bunlari saklama cabasi icinde olurlar.
ili$kiler hakkinda bir konu acildiginda, hayattan soguyan, hicbir soruya cevap vermeyen veya hemen konuyu degistiren insanlardir.
ya$in gitgide ilerlediginin farkinda olup, 'acaba' sorusu kafalarindan hic silinmeyen insanlardir.
"acaba benim hic sevgilim olmayacak mı?"
sonra kendi kendilerine kızar bu tipler, sen caba gostermiyorsun ki, nasıl sevgilin olsun diye kendi kendilerini yiyip bitirirler. yine kısır dongu ba$lar.
her$eyden cekinen, haftasonlari ben neden di$ari cikmiyom, neden benimde gezecek bir arkada$im yok, sevgilim yok diye kendine i$kence ederler.
birde di$arda gordukleri sevgilileri ozenirler, niye beni bu kadar cok seven bir insan olmadi diye, ama yine bilgisayari ile tek ba$ina kalir, yalnizligi dinler ve depresif haller ba$lar.
sözlük yazarlarının uyudukları en ilginç yer
-
hücum yeleğinin ön ceplerinde bulunan iki el bombasıyla beraber, muhtelif dağ zirveleri. insan gençken ne kadar cesur oluyormuş.
(bkz: komando)
faiz indirimi sonrası zam yapan ev sahipleri
-
devlet bu krediyi toki'nin yeni yapacağı ucuz konutlar için uygulamalı.
hazırda bitmiş evler için değil.
toki de maliyetine evleri halka satmalı.
işte o zaman emlak piyasası biraz regüle olur.
celal şengör'ün savcılığa verdiği bilimsel savunma
-
bundan uzun yıllar sonra, din kitapları çoktan fantastik edebiyat raflarına düştüğünde, insanlık bu tip yaşanmış olaylar hakkında ne düşünecek çok merak ediyorum.
2022 yılında bir insanı, masallara masal dediği için suçlu ilan etmeye çalışıyorlar.
inanılmaz bir ilkellik.
edit: bu tarz hukuk katliamlarına karşı yazdığım, türkiye’de başarılı bir hukuk kariyerine giden yolu anlatmaya çalıştığım şu entry’mi buraya koyuyorum #140184788
deli gibi satabilecek ürünler
-
speaker bölümüne alkolmetre yerleştirilmiş cep telefonu.
belli bir promilden sonra yapmaya çalıştığın aramaları kabul etmeyecek. acil aramalar için sadece 1 numara kaydedebilirsin, artık kankanı mı yazarsın, anneni mi, ev sahibini mi orası sana kalmış.
sarhoşken arayıp "seviyorum hulen!!" rezilliklerine son!!
kafa uçmuşken "alo kanka naber, neeebçim seviyorum lan seni, neler yaşadık lan biz senle, neler yaşadık abi" geyikleriyle kontörün ağzına sıçmaya, faturayı sikip atmaya son!!
liverpool kalecisiyle yanlışlıkla yapılan röportaj
-
akla metin tekin'in anısını getirmiştir. 1983 ocak. donanma kupası. beşiktaş - galatasaray maçı. metin tekin henüz tanınmıyor.
metin 2 gol attığı maçta stattan çıkar. babasıyla vapur iskelesine doğru yürürler.
yoldan geçen taksici: genç! beşiktaş galatasaray maçı kaç kaç?
metin: 2-2
taksici: beşiktaş'ın gollerini kim attı?
metin: ben attım
taksici: yauw sana adam gibi soru soruyoruz kardeşim.
der. bozulur ve gider.
anımız şurada: https://www.youtube.com/watch?v=xlzbp-mp3vq
seçmenin %25'inin azerbaycan'a yerleşmesi
-
azerbaycan hakkında bilgi sahibi olmadan dile getirilen önermedir.
azerbayca'da dönen rüşvetin, üçkağıtın haddi hesabı yoktur. o yüzden %25 değil de %49 gitse çok daha çabuk uyum sağlar.
hem sırıtmazlar da!