ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
erzurum şeker fab işçilerinin işten çıkarılması
-
su veren itfaiyenin hortumunu siksinler...
adam hala utanmadan hükümet yetkililerimiz oy almaya gelince ''sizi mağdur etmeyeceğiz'' demiştiler. özellikle ak parti ''ilçe başkanımız'' diyor.
ilçe başkanın kurtarsın şimdi seni.
edit: şeker fabrikasını alan şirket: albayrak turizm seyahat inşaat ticaret aş.
(bkz: ver mehteri)
rusya'nın sebze ve meyve ithalatını yasaklaması
-
tam olarak; rusya'nın türkiye'den tarım ürünleri, sebze ve meyve ithalatını yasaklaması.
30 kasım 2015 tarihinde rusya başbakan yardımcısının açıkladığı yasaklamadır. tıkla.
dönen tavuk etlerinin, yolu kesilen tırların, alınmayan meyve sebzenin acısını ilerleyen günlerde daha da derinden hissedeceğiz. biz mandalina yetiştiricisiyiz, ürünümüzü uçak olayından 3 gün önce sattık, çeklerimizi aldık. uçak düşünce yüreğimiz ağzımıza geldi çünkü tüccar bu malı rusya'ya satıyor. telefonla görüştük, bir şekilde romanya'ya satabileceklerini ama bundan sonra mal almayı durdurduklarını söylediler.
aynı tüccarla bu hafta pazarlığa oturacak çiftçilerin görüşmeleri iptal oldu, mal ellerinde. romanya'ya satabiliriz diye 95 kuruşluk mala 60 kuruş fiyat veren tüccarlar dolanmaya başladı. hemen hepsinin narenciye satılınca ödemek üzere vadesi ayarlanmış banka kredileri var.
güney komşularımızla ilişkilerimiz bitince o yöne ihracat büyük darbe almıştı zaten. ırak`a olan turunçgil ihracatımız 2013 yılında %22,3 oranında azalmış ve 236 milyon dolardan 183 milyon dolara gerilemişti.
ziraat odası'nın raporuna göre 2013 yılı itibarıyla %4`lük bir artış kaydederek 933 milyon dolara ulaşan turunçgil ihracatımız içerisinde rusya federasyonu 297 milyon dolar ile ilk sırada yer almakta ve sektörün vazgeçilmez pazarı olma niteliğini sürdürmekte idi.
sadece antalya değil, adana, mersin, ve hatay'ın kaliteli malı rusya'ya gidiyordu.
ortadoğu pazarı kapandı, büyük alıcı rusya kapandı, bu kadar malı 2016'da çiftçi satamayacak, kredisini, borcunu ödeyemeyecek.
neden?
edıt:
takip eden entrilerde bir kaç nokta tekrar tekrar vurgulanmış. bakalım;
1. bu sene meyveyi ucuza yeriz, güzelini yeriz.
hayır yiyemezsiniz.
bu sene malını satıp, borcunu ödeyemeyen üretici bankadan da önce veresiye mal aldığı ziraii ilaç bayi ve gübrecinin parasını ödemez. ilaçcı, gübreci de kendi borcunu ödeyemez bankaya. veresiyeyi azaltır, birikmiş alacağını almak üzere diğer üreticilerin üstüne yürür. domnio taşı gibi hepsi devrilir. kriz dediğin budur zaten. bunlar hep gelecek üretimleri etkiler.
daha da önemlisi, üretici malını kaçtan verirse versin, sizin ödeyeceğiniz parayı kabzımal, tüccar belirler. aradaki fark kabzımalın, halcinin lehine artar. sen yine aynı paraya yersin.
bu arada, o ince kabuklu, sulu, lezzetli malı yine sana yedirmeyecek tüccarlar, doğu avrupa bağlantılarını kuracaklar yavaş yavaş, üzerine ekleyip rusya’ya satacaklar. sen yine kalın kabuklu, susuz, lifli mandalinayı yiyeceksin.
2. yıllarca yerli tüketiciye geçirdiniz.
hayır geçirmedik. sizin 3-4-5 liraya yediğiniz mandalinanın bahçeden satış fiyatı 55-65 kuruştur. sizin yazın 7-8 tl’ye yediğiniz limonun bahçe satış fiyatı 50-70 kuruştur. aradaki fark kabzımal mafyası, dağıtıcı ve marketlere gider.
3. akp’ye oy verdiniz, daha beter olun.
en haklı olduğunuz konu bu ama bildiğim kadarıyla medeniyetin beşiği iç anadolu’da mandalina yetişmiyor, mandalina üreticisi illerimiz adana, antalya, mersin ve hatay. şu son seçime kadar akp’nin alamadığı, akp’ye en zor teslim olan kırmızı boyalı iller buralar değil mi?
edit 2: bu da seracı gözünden. #56617615
debe editi: türk üreticisinin derdiyle dertlendiğiniz için teşekkür ederim. bu başlık sayesinde ülkemizdeki en adi, en şerefsiz, en haysiyetsiz 3. grubun, doktorlar ve öğretmenlerden sonra, mandalina üreticileri olduğunu da anlamış olduk.
binali yıldırım'ın ibb'de görevden alınması
-
bir tarafta kardesine para yedirmedi diye, kardesinin kendisi hakkinda ileri geri konustugu kemal kilicdaroglu,
diger tarafta ise görev aldigi en ufak güc sahibi mevki de senin benim parami, devletin parasini, halkin parasini babasinin mali gibi kullanan ve sülalesi icin firsat yaratan binali yildirim.
su farki anlasa türk halki, avrupa birligi seviyesinde bir ülke olacagiz da, nerdeeee...
ortadogu'ya özenen bir halk icin bir anlam ifade etmeyen.
okunması gereken edebiyat dışı kitaplar
-
(bkz: savaş günlükleri) - kont galeazzo ciano
sonradan ona karşı hareket etmesiyle suçlanarak kurşuna dizilen mussolini'nin damadı tarafından yazılmış. ikinci dünya savaşında, almanya ve italya'nın hazırlık ve ilerleyiş planlarını içeriyor. ciano, bu savaşa tamamen karşıydı fakat önlemek için hiçbir şey yapamıyordu. yapılan her şeyi kayıt etti ve bir gün infaz edileceğini bildiği için öldüğü takdirde bu belgeleri gizlice müttefiklere ulaştırması için karısı dahil çok sayıda kişiyle anlaştı.
savaş sonrası mahkemelerde, savaşın axis tarafında nasıl tasarlandığıyla ilgili delil olarak da kullanılmıştır bu yapıt.
türklerin son yıllarda çok hızlı ilerlemesi
-
otobüs içinde bile arkaya ilerlemeyip ortada kümelenmesiyle ünlü bir millet hakkında uydurulan yalan.
serkan inci
-
çöp dediği adamların öğrencisi olmayı dahi beceremeyip bulgaristan'da okumuş son cv bükücü, atanamamış nihat doğan.
jack the ripper
-
türkiye’de “karın deşen jack” olarak bilinen, seri katil, ingiltere’den bi efsane. ortalıkta, çok zengin bi aileden geldiğine dair bazı söylentiler dolaşan jack’in aynı zamanda doktor olduğu sanılmakta ki şu sebeple; kurbanlarının hepsi kadın olan jack, kestiği organları o kadar bilerek, estetik ve diğer organlara zarar vermeden, iz bırakmadan kesmiştir ki, bunun için bayağı bilgili olmak gereklidir.
sonraları jack the ripper’dan etkilenen bi dolu katil türemiş, savunmalarında “o benim içimdeydi, ruhu bendeydi, yar dedi yardım karıyı” gibi cümleler uydurmuşlardır.
türk insanının yürüme yetisinin olmaması
-
edit:şekil a
millet olarak yürümeyi bile beceremiyoruz.avm de çalışıyorsanız haftasonunda sinir krizleri geçirmenize sebep olurlar.
maddeler halinde sıralarsak
-yürüyen merdivenlerin giriş çıkışlarında dikilme
-yürüyen merdivende toplu bir şekilde dikilme ve herkesi mal gibi dikilmeye zorlama
-4 lü 5 li gruplar halinde yanyana kağnı hızında yürümece
-mağaza girişlerinde çıkışlarında dikilme ve yanlarından zorla geçilmesine rağmen kılını kıpırdatmama
-bebek arabasıyla ani duruş ve dönüşler yaparak arkadan gelen ve yandan geçenlere engel olma
-wc giriş çıkışlarında dikilme insanların bunların etrafından dolanıp wc ye girmesi
daha çok var ama aklıma şimdilik bunlar geldi
beyaz yakalı kadının ofiste bir günüm videosu
-
bu da yeni moda oldu
sabah sik sok kafeden kahvemı alıyorum
çükübikte yemeğimi yiyorum
aa bak ofisimde etkinlik var at siki koleksiyonuna bakin
ay yoruldum, fikıboka binip eve gideyim.
5 milyon mülteci sınır dışı etmenin lojistiği
-
son 10yılda vatanadaşlık alanların vatandaşlıklarını ya iptal edersin yada sıkı bir test sonucu kalırlarsa iptal edersin.
a'dan z'ye tüm mültecilere yapılan yardımı kesersin
ekstra vergilendirmeye tabi tutarsın
yetmedi faturalarına yurtta kalma bedeli eklersin
zorunlu askerlik getirirsin
bak bakalım kendileri geldikleri gibi gidiyor mu?
karşı cinse dönüşülse yapılacak ilk şey
-
kirli sakal bırakırdım. boxerla evin içinde dolanırdım. yazın şort-tişört, kışın da kot-sweatshirt giyerdim. alışveriş yapmak zorunda olmamak negzel lan.
bir de durduk yere adamın birine ''hayırdır birader bi sorun mu var? niye baktın'' der kafa atardım.
izmir
-
geçen hafta ziyaret ettiğim şehir. fena da gezmedim hani. bir ankara'lı olarak notlarım:
-şehir uygar beyler, yapacak bir şey yok. ankara'nın yiğidolarını aratmayacak insanların yoğunlaştığı semtler olsa da, şehirde genel olarak bayan arkadaşlarımız rahatlıkla istedikleri gibi gezebiliyorlar.
ankara'da benim bile şortla rahat gezemediğim semtler varken, burada 3 parmaklık şortla gezen hanımefendiler vardı. gene semtten semte değişir tabi ama, hoşuma gitti bu kendi işine bakmacılık.
-dediğim gibi laf atma, bıyık burma, apaçilik falan pek görmedim. en apaçi ben olabilirim.
-istanbul'un vapur keyfini daha kompakt olarak, istanbul gibi leş olmayan bir şehirde yaşama imkanı sunmakta. vapur yolculuğu da çok uzun değil zaten, tam kararında kalıyor.
-alsancak, kordon falan çogzel.
-efsane zannediyordum ama 3 gün boyunca çirkin kız görmedim lan. üstelik sen onlara bakınca onlar da sana bakıyor! biz böyle görmedik olum, elim ayağım karıştı ne yapacağımı bilemedim.
-alsancak'ta gece vakti çimlerde oturacak yer yoktu neredeyse, birasını kapan gelmişti. hayır ağlamıyorum gözüme bir şey kaçtı :' (
-toplu ulaşım ücreti ankara'nın yarısı. i.melih gökçek başgana selamlar.
-insanı güleryüzlü, selpakçıları laftan anlıyor, çingeneleri sevimli, tarihi bina bar olmuş lan daha ne olsun.
-sanırım maddeler halinde yazmayı seviyorum.
resmi olarak ciddi düşündüğüm bir şehir olmuştur izmir, şimdi o düşünsün!
şirin payzın
-
özgecan cinayetini, kadın sorununu konuşmak için kabataş yalancısı elif çakır'ı konuk çıkaran programcı. kadın cinayetleri hakkında konuşacak başka kadın kalmadıysa demek