hesabın var mı? giriş yap

  • - cesmeden akan sulari gonul rahatligiyla icebilirsin. $i$e suyuna yatirma sermayeyi.
    - evlerde banyo, tuvalet gibi yerlerde bo$una elektrik dugmesi arama. bir ip olacak, onu cek i$igi acip, kapamak istediginde.
    - tuvaletlerde taharet muslugu aranma, yok cunku.
    - yolda aval aval dola$an tilki gormek ozellikle ki$lari cok normaldir, panik yapma, onlar senden korkup kacarlar.
    - farelerden, bir de sicanlardan korkuyorsan gelme sakin.
    - sincaplar bizim cocuk kitaplarindaki gibi kahverengi degil. kafandaki sincaplari griye boyayip da gel.
    - memleketli gormek, memleket yemegi yemek, memleket bakkali gibi bakkallardan ali$veri$ etmek, memleket berberinde tra$ olmak gibi istek ve arzular dolarsa icine, hackney ve harringey bolgelerine du$ur yolunu.
    - hackney londra'nin en fakir semtidir haberin olsun ama en renkli yerlerinden de biridir. gez dola$ stoke newington, church street, dalston gibi kulturler potasini. eridigini hisset dunyanin ortasindaki ate$te...
    - londra koftiden degil, gercekten bir dunya kentidir. tadini cikar cok kulturlulugun. kendini asla yabanci hissetme. bir ingiliz'le kar$ila$inca dikkat et de, o kendini yabanci gibi hissetmesin.
    - marketler bizim memlekette degi$ik yorelerin yiyecek, iceceklerini satarlar. londra'da dunyanin en bilmedigin memleketinin, en bilmedigin yiyecegini, icecegini bulma $ansin vardir. her boku denemeyi seven biriysen tadini cikar.
    - ayni mahallede, ayni sokakta zenginlik ve yoksulluk yanyanadir bu $ehirde. ikisiyle de icice ya$ayacaksin $a$irma! zaten bu kentte $a$irmamayi ogren bence evvela!
    - senin her gun onunden gectigin dandik bir mahalle pubunda, dun gece kizin birinin uc- be$ bin sterlinlik cantasi calinmi$tir mesela. pub deyip de gecme diye $ettim.
    - sen yaya gecidinden gecmek icin harekete gectiginde trafik durur.
    - otobus duraklarinda beklerken elini kaldirip, i$aret etmezsen otobus durmaz.
    - kapali mekanlarda sigara icilmez.
    - ba$in dertteyse cevirecegin acil numarasi 999'dir. yangindi, hirsizlikti ya da olmek uzeresin unutma bu tek numara sana lazim olan.
    - ba$i dertte birini gorunce atma kendini kahraman gibi. kari$ilmaz burda ba$kasinin i$ine.
    - yaninda kimlik ta$imana gerek yok. tuhaf gelebilir belki ama ba$in derde girse de polislik bile olsan, agzindan cikan bilgilerdir istedikleri. kimse nufus cuzdanini yaninda ta$imak zorunda degildir unutma.
    - ev kiralari, alinan ucretler falan haftaliktir. burda aylik diyorlarsa bir $eye, o $eyi 52 ile carpip, 12'ye bolunce elde edilen rakamdan bahsediyorlardir.
    - cuma gunu oldu muydu i$ten cikanlar kendilerini ak$am yemegi icin lokantalara ya da icki icin publara falan atarlar. gunduz elinde supurge sizin sokagi supuren kadini, gece elbisesi ve topuklu pabuclariyla giderken gorunce cok bakma kadina, nerden taniyorum bunu ben diye?
    - bir dukkanda gazoz almak icin elini uzattiginda bir rafa, ayni anda ayni gazoza eli uzanan sizin mahallenin iktidardaki parti milletvekili olabilir. ya da bindigin otobuste, tv'deki en komik programi yapan o kadini gorursun oturuyordur oyle kendi halinde, yuzunde bir gram makyaj olmadan. bu $ehirde me$hurlar, siyasetciler bagirmazlar biz muhimiz diye arkalarindaki koruma ordulariyla gezerken.
    - ana muhalefet partisi ba$kani, parlementoya bisikletiyle giderken gorulebilir herhangi bir londra sokaginda. bir kez daha farkedersin siradanligin o hicbir $eye degi$ilemeyecek kiymetini...
    - dunyadaki en guzel parklara sahiptir londra. bazilari sana orman gibi bile gelebilir. en az bir defa cikar pabuclarini, cimlerinde yuvarlan.
    - kanallardaki o tekneleri ve teknelerde ya$ayanlari gormeden gelme.
    - thames ustundeki koprulerin en az uc tanesinin ustunden gecmeden, london bridge'in altindaki calgiciyi dinlemeden gelme.
    - covent garden'da bir sihirbazi seyret, tate modern'in en ust katinda bir cay ic mutlaka.
    - cin mahallesinde fazla dola$ma, gunlerce cikmaz ustunden ba$indan o yagli hamur kokusu benden soylemesi.
    - istedigini giyebilirsin, yazin paltoyla dola$, ki$in ayaginda parmak arasi terlik normaldir merak etme kimse bakmaz.
    - birinin kiyafine bakip da, sinifini ya da gelir durumunu anlayabilecegini sanma. anlayabildiklerin italyan ya da fransizdirlar kari$tirma. dirsekleri eprimi$ hirkayla gordugun o adam, ciddi bir servetin sahibi olabilir.
    - ortalama ingiliz sigdir, bencil bir bireydir, yalnizdir ama mutlaka saygilidir. bir sorry cok kusuru duzeltir.
    - kadinsan tadini cikar. ne giydigine, ne giymedigine, oturu$una, kalki$ina, baki$ina kimse yan gozle bakmaz. burada kadin olmak muhte$em bir $eydir, e$itligin ve ozgurlugun ruzgarina sal saclarini dalgalansinlar.
    - bu $ehir buyulu bir $ehirdir, yanindan her an bir peri gecebilir.. kabaklarin elinde dola$, tacin cebinde! ya da gercekten beyaz atli biri gecer mesela, uniformalara merakliysan gozun aydin, i$te kismetin!
    - cok kalma, gune$i ozlersin. bir de romatizma. ayarini kacirip da cok kalirsan, birakip da gidemezsin sonra !

  • roma'ya imparator olması için bu üzüm yeme sınavından başarıyla geçmesi gerekir. kim ki 12 saat boyunca yan yatarak üzüm yer, işte o adam roma'ya imparator olur. çok önemli!

  • her sene 10-15 japon turistin major depresyon geçirmesine sebebiyet veren psikolojik rahatsızlık. 1980li yıllarda japon bir bilim adamı tarafından literatüre sokulan ve stendhal sendromunun bir türevi olan bu rahatsızlık bir kaç faktörün birleşmesi neticesinde vuku bulmakta sevgili sözlük:

    birincisi aşırı yorgunluk, ikincisi dil bariyeri ki dünyanın en kötü ingilizce konuşan iki milletini (franko-capon) bir araya getirirseniz anlaşmalarını beklemek imkansız haliyle, üçüncüsü ve en önemlisi ise japon turistlerin bütün hayatları boyunca hayalini kurdukları ve idealize ettikleri parisle modern gerçekliğin birbirinden radikal bir biçimde ayrılması. tahminim paris sokaklarında yürürken gördüğünüz ve üstüne bastığınız köpek boku adedini sayarsanız bunu anlamak çok da zor olmasa gerek. hatta 9. metro hattının son duraklarından birinde inip o enfes! kokuyu duyduğunuz anda paris aç kollarını ben geldim diyerek şener şen gibi koşmanız da ihtimal dahilinde.

  • erkek kadın ayrımında erkeklerden bay vs. diye bahsedilmediği durumlarda kadınlardan kadın değil de bayan diye bahsedilmesi ile ilgili.

    "erkek voleybol milli takımı" vs. "kadın voleybol miili takımı" yerine "bayan milli takımı" gibi ayrımlar,
    "hastanemizde erkek doktor sayısı 23, kadın doktor sayısı 18" yerine "bayan doktor sayısı 18" gibi.

    kültürün kadın kelimesini (kafasındaki kadın kız ayrımından, kadın kelimesini ruh hastası şekilde kaba bulduğundan) sansürlemek istediğini gösterir. sen kadın demekten imtina ettiğin sürece bilinçli kadınlar bu dersi verecekler.

  • arkadaşımın oğlu kuzey(5) kreşte bir kıza aşık olur ve epey bir süre ''ben kübra'yla evlencem'' diye dolanır. gel zaman git zaman, gönlünü başka bir kıza kaptırır.

    kuzey: ben ilayda'yla evlencem
    annesi: aa hani kübra'yla evlenicektin?
    k: istemiyorum..
    a: ama oğlum sen ''kübra'yla evlenicem'' dedin diye, ben çiçek aldım, çikolata aldım, gittim evlerine kübra'yı istedim. şimdi vazgeçemeyiz artık çok ayıp olur
    k: yaa anne naaaaaptın seeeen?? her şeyi mahvettiiiin!!! (gerçek sanıp, inanılmaz yıkılmış ve sinirlenmiş bir halde)
    a: artık evlenmek zorundasın, yapacak bir şey yok oğlum
    k: üff peki ya tamam... napalım o zaman, evleniyim bari... of anne of...