hesabın var mı? giriş yap

  • abd'de böyle eski kafa amerikalılar vardı. biz türkçe konuştuğumuzda bizi uyarır "burada ingilizce konuşacaksınız burası amerika!" derlerdi. demeye cesaret edemeyenler de garson aracılığıyla bize uyarı yollarlardı (bkz: arby's/@ssg). normalde varlığından haberimizin bile olmadığı bu insanlar bir anda gözümüzde cahil, ayrımcı ihtiyarlara dönüşürlerdi. aklımızda öyle yer ederlerdi. ama abd'deki fark oranın cahilinin baya yaşlı olmasıydı. biz ise türkiye'de o cahil ihtiylarların gençliğine denk geldik şansımıza. neyse iki üç kuşak sonra biterler herhalde.

  • çoğu ikinci el araçta rastlayacağınız mevzulardan biri, emniyet kemerinin "dirençle kandırılması" sürecidir. daha önce emniyet kemeri ve/veya airbag açmış aracın ikaz lambasını söndürmek için ön koltukların altından kabloları birbirine bağlanır ve motor beynine yalan bir şekilde "her şey yolunda" sinyali gönderilir, böylece airbag ışığı söner.

    ancak bu şekilde kandırılmış airbag veya kemerler kaza esnasında tekrar patlamaz. ayrıca kemerin patlaması için airbag'in patlamasına da gerek yoktur, hafif kazalarda airbag devreye girmese de kemer patlayabilir ve bu durumda da arıza lambası yanar.

    velhasıl sadece alıcıyı kandırmak için yapılan bir işlemdir zira airbag ve kemer mekanizmaları inanılmaz pahalıdır (aracına göre şu anda 15 bin civarına geliyor airbag + iki kemerin değişimi).

    patlak emniyet kemeri tutup sertçe aşağı çekilerek anlaşılmaz, sertçe çekince kilitlenme süreci mekanik bir harekettir ve kolay kolay bozulmaz. patlak olan kemerler de aşağı çekince kilitlenir. ancak patlak emniyet kemeri kaza esnasında sizi tutup koltuğa yapıştırmaz, sadece kilitlenir, bu da kazada yaralanma ihtimalinizi artırır. değiştirilmemiş bir airbag zaten hiçbir şekilde patlamaz.

  • bilale anlatır gibi anlatmaya çalışacağım.
    iki ilaç arasında aynı etken maddeye rağmen fiyat farkını oluşturan iki değişken vardır.
    1- ilacın etken maddesinin yapıldığı ülke
    2- etken madde eşdeğerlik kontrol ve testlerinin yapıldığı fabrika-ülke

    yani ucuz ilaç, hindistan-çin menşeli etken maddeden yapılmıştır ve yine bu ülkelerin kurallarının geçerli olduğu labratuvarlardan eşdeğerlik-etkinlik onaylarını almıştır. buna karşılık pahalı dediğiniz marka ve bilindik ilaçlar örneğin fransa veya almanya gibi avrupa ülkelerinde üretilir ve test edilir ve haliyle bu ülkelerin ürettiği ve test ettiği ilaçlar daha güvenilirdir. etrafınızdan sıkça duyduğunuz "falanca ağrı kesici bana iyi gelmişyor ama filanca şak diye ağrımı kesiyor" hikayesi bununla ilgilidir.
    yani arkadaşlar olayın pek çok boyutu mevcut. söz konusu olan karmaşık organik moleküller topluluğudur. üzerinde etken madde aynı yazıyor diye içindeki kimyasal da aynı olmak veya aynı etkiyi göstermek zorunda değildir.
    son söz: konunun doktorla, eczacıyla, mümessille falan alakası yok. devletin sağlık harcamalarını subvanse etme yeteneğinin sonuna geldik. yani para bitti. kapitalist sistemde paran bittiyse donlarını avm den değil, çarşamba pazarından alırsın.

  • bir de böyle adamlar türedi son zamanda. aha bu da son örneği:

    (bkz: eylemcilere söven esnaf)

    daha önce bunun bir örneğini de tcdd grevinde görmüştüm. adamlar hakları için greve gitmişler. seferler durmuş. adam gideceği yere gidemediği için grevcilere küfrediyordu. millet mecburdu sanki sen biryere gideceksin diye üç kuruşa çalışmaya.. yada senin işin aksamasın diye evinde oturmaya.

    doktor dövülüyor mesela bir hastanede. doktorlar greve gidiyor. "e ben hasta olsam ne olacak?" diyor bu andavallar.

    adamların işi görülsün de isterse dünya yıkılsın umurlarında değil.