hesabın var mı? giriş yap

  • amaçlarının olmaması.

    büyümeyi bekliyorlar resmen, saçma sapan şeylere ilgi göstermeler falan. geçen bir bebek gördüm mesela sırt üstü yere uzanmış tavana bakıp gülüyor. korktum lan resmen kime gülüyor bu diye. hemen uzaklaştım oradan. kaç aylık insan sonuçta, kendi başının çaresine baksın az.

  • karayip korsanları'nın amerikanın metrik sisteme geçememe sebebi olduğu düşünülmektedir.

    bağımsızlık savaşı’nda abd'ye destek olan fransa, abd ile ticari ilişkilerini geliştirmek istiyordu. farklı tarihlerde abd başkanlığı ve abd dışişleri bakanlığı görevlerini de yürüten thomas jefferson ise ölçü birimlerinde belirli bir standart olmamasından rahatsızdı.

    abd’nin kuruluş aşamasında eyaletlerin bu konuda birbirinden bağımsız hareket etmesi söz konusuydu. ilk olarak hollandalı kolonicilerin yerleştiği new york’ta hollanda sistemi, new england’da ise ingiliz sistemi kullanılıyordu. bu durum ülke içindeki ticarette bile sorun oluşturuyordu. abd’de standart ölçü birimlerinin kullanılması hem yurt içi hem de yurt dışı ticareti kolaylaştıracaktı. jefferson fransa’da o yıllarda yeni yeni sistematik hale getirilen ondalık tabanlı metrik sistemden haberdar olmuştu ve bu sistemin abd için uygun olabileceğini düşünüyordu. fransa ile bu konuda iletişime geçip metrik ölçü birimlerinin örneklerini istedi.

    bu amaçla deniz yolculuğu konusunda deneyimli joseph dombey görevlendirildi. dombey, bir metre ve bir kilogramı sembolize eden iki bakır nesne ile yolculuğa çıktı. dombey hem bir botanikçi olduğu için ticareti yapılacak tarım ürünlerinin kalitesini değerlendirebilecek hem de yetkin bir bilim insanı olduğu için abd kongresi’ni yeni fransız standartlarını kabul etmeye ikna edebilecek kapasitedeydi.

    ancak dombey'in içinde bulunduğu gemi karayip denizi’nde korsanlar tarafından ele geçirildi. dombey hayatını kurtarmak için önce sıradan bir ispanyol denizci gibi görünmek için rol yaptı ancak gerçek kimliği ortaya çıkınca korsanlar tarafından esir alındı. korsanlar, fransa ile fidye pazarlığı yapamadan dombey hayatını kaybetti. fransa’nın dombey ile birlikte abd’ye göndermek istediği ölçü birimleri de böylece hedefine ulaşamadı.

    tarihçilerin bir kısmı bu olayın amerikanın metrik sisteme geçememesinin sebebi olduğunu düşünmektedir.

    amerikan ulusal standartlar ve teknoloji enstitüsü müzesinde* bulunan ve dombey'in gemisinden çıktığı iddia edilen bakır kilogram örneği.

    dombey’in gemisinden elde edilen ganimetler bir açık artırma ile satılır. birkaç fransız aracılığıyla bu standart ölçüler jefferson’dan sonraki dışişleri bakanı olan edmund randolph’a ulaşır. ne var ki randolph eline geçen bakır nesnelerin önemini kavrayamaz ve bunları görmezden gelir. bir süre sonra, kilogramlık kütle dombey’in çağdaşı andrew ellicott’un mülkiyetine geçer. uzun yıllar ellicott ailesinde nesilden nesile aktarılan bu ölçü birimi, 1952’de andrew ellicott douglass tarafından amerikan ulusal standartlar ve teknoloji enstitüsü müzesi’ne bağışlanır.

    kaynak: nist

  • tartışmaktır.
    öyle ya da böyle insanlar sinirliyken verdikleri tepkiler ile size duyduğu sevgi ve saygıyı açığa vuruyorlar. en gözünüzde büyütüp saygı duyduğunuz, değer verdiğiniz insanlar hakkında dahi yanılabiliyorsunuz. tartışma anında kulaktan dolma, saçma sapan, emin olmaya dahi zahmet etmediği konular ile yargılayıp infaza kalkışıyorsa ve hatta yine bu sebeple sizi bile isteye kırıp kaybetmeyi göze alıyorsa zaten kişide hiç bir zaman yer edememişsinizdir.
    eğer ki dinliyor yapıcı davranıyor ve emin olduğu mantıklı sebepler sunup çözüm arıyorsa afiyet olsun olmuş demektir.

  • elinde bana ait bir şey tutan 3,5 yaşındaki kayra'ya seslenilir:
    -şşt kayra, onu yerine bırak, benim o!
    kreşe giden kayra, öğretmeninin okulda sürekli söylediği sözle cevap verir:
    -benim yok! hepimizin!

  • oğlum bu adam beşiktaş'a gelmeyecekse boşuna buraları coşturup durmayalım. üzülüyorum sonra.

    bir keresinde de adebayor'u almaya gidip eneramo'yu almışlardı. ürkmüyor değilim.

  • annem babam işsizdi. bir evden başka bir şeyimiz yoktu. aylık gelirimiz 300 lira oluyor belki olmuyordu. cidden yarı aç yaşıyorduk. ve sevgili devlet bana ve kardeşime kredi verirken babası kuyumcu olan arkadaşıma bursu layık görmüştü. neyin ülkesi, neyin adaleti. pırıl pırıl 10000 lira borcum var kendisine.