hesabın var mı? giriş yap

  • kızım henüz 4 yaşında, 1 yıl önce gittiğimiz tatilde kendi yaşıtı olan pınar isminde başka bir kız çocuğu ile kaynaştı. sonra ayrıldık geldik. bu geçen 1 yılda, her gün, her oyunda kızın adını sayıkladı. "pınar'ı çok özledim.", "baba sen pınar ol", "pınar'la tatile gidelim" gibi cümlelerle artık hem vicdani olarak, hem de bıktığım için pınar'ı, yani ailesini sosyal medyadan bulmaya karar verdim. 2-3 ay pınar'ın babasının verdiği bilgilerle adamı aradım ve bir facebook grubunda buldum. mesaj attım. bizi hatırladılar ve evlerine davet ettiler. evleri dediğim, ha şurası değil, bana 300 km uzakta. kızımı kırmamak için, hadi dedim gidelim. bir cumartesi yola çıktık. çok heyecanlıyız, kızım 1 yıldır özlediği pınar'la kavuşacak, acaba hatırlayacaklar mı? derken bizi kapıda karşıladılar, pınar gülerek defne'ye bakıyor. defne o sırada kucağımdaydı ve kulağıma yanaştı.

    - baba, pınar bu değil!

  • kendisine: "simdiye kadar hic kimsenin yaninda bu kadar huzurlu ve bu kadar guvende hissetmemiştim sevgilim, cok mutluyum" diyen sevgilisine cevaben: "senin adina cok sevindim" diyebilen yegane erkektir.

  • (bkz: pick noktası)

    daha yazılacak çok şey var da şimdi başıma iş almak istemiyorum. başlığı açan şahsın konu hakkındaki bilgisinin ne kadar sağlam (!) olduğu belli oluyor. aynen kanka, düşüş trendine girmiş dolar. her şey bitti, toparlandı ekonomi.

    edit: bir sürü mesaj aldım, "peak noktası olmasın o?" diyenler var. ulan şunu da yazdırdınız ya ne diyeyim. biz de ona dikkat çekiyoruz zaten. başlık sahibi ekonomi hakkında ahkam kesip "pick noktası" demiş, ona işaret ediyoruz.

    edit2: baslik sahibi hatasini duzeltmis. ilk actiginda "pick noktasi" yazmisti. hala bana "peak noktasi olmasin o?" diye mesaj atan gerizekalilar var. gercekten inanilmazsiniz. baslik sahibinin cakal gibi sessiz sedasiz degistirdigini haber verenlere tesekkur ederim, tek tek donemiyorum cunku ilginc bir sekilde patlamis baslik, 30-40 tane mesaj gelmis.

    edit3: hala "peak noktası olmasın o?" diye mesaj atanların ironi yahut şakaçs gülmiksliği yaptığını varsayıyorum. umarım öyledir. yoksa gidişat kötü.

    edit4: oğlum siz bela mısınız lan, üç yıl oldu hala mesaj geliyor. anladım, hata bende. hiç kızmayacaktım. şimdi inadına inadına yazıyorsunuz hehe.

  • uzun zamandır aklıma takılmış sorudur. gülünecek bir şey olabilir farkındayım fakat gerçekten merak ediyorum.

    şimdi biliyorsunuz milyarlarca gezegen var. ya bu gezegenler, galaksiler; bizde olduğu gibi birleşip başka komplike bir canlının bedenini oluşturuyorsa?

    hatta aklıma şu da geldi, biliyorsunuz kanser kontrolsüzce çoğalan ve durdurulamayan hücrelerdir. insanoğlu başka bir canlının kanseri olabilir mi?

    çünkü biz de kontrolsüzce çoğalıp içinde bulunduğumuz gezegene zarar veriyoruz.

    bilmiyorum çok garip gerçekten.

  • --- spoiler ---

    10k yılında teknoloji niye primitif diyenler olmuş. kitapta bunların açıklaması var ama filmde açıklama zahmetinde bulunmamışlar maalesef. açıklayıcı olacağını düşündüğüm hususlar:

    - geçmişte makine ve yapay zekaya karşı verilip zafer alınmış büyük bir savaş var (matrix'in tersi gibi düşünün) bu zaferden sonra “düşünen makinalar yapmak” yasaklanıyor. yani bilgisayar falan yok.

    - bilgisayarların yaptığı hesaplama işlemlerini yapması için “mentat” denen mutant zihinli insanlar yetiştiriliyor, bir nevi yapay seleksiyon ile bu tarz insanlar evriliyor. gözü arkaya kayıp akını çıkaran vezir kılıklı adamlar bu mentatlar.

    - gezegenden gezegene atlamak için o dev boru tünelini kullanıyorlar. ama uzay zamanı büküp oraya portalı açmak için gereken hesabı yapan bilgisayar yine yok. bu yokluğu gideren ise filmde “uzay loncası” diye geçen organizasyonun elindeki “navigator/seyrüsefer” denen, evrilip insanlığından çıkmış mutant yaratıklar. bu psişik garabetler (filmde görmüyoruz) yolu açmak için “baharat” ile kafayı bulmak zorundalar. kendileri kafa çekip alemlere giderken insanları da alemden aleme taşıyorlar.

    - hal böyle olunca tüm evren tek bir kaynağa bağımlı kalıyor. kaynak tekliği siyasette çoğulculuğu bitirip mevcut bir kaynağı elde tutanın muktedir olduğu emperyal ve feodal düzene geri dönüyor. serbest ticaretle burjuvazi getiremezsin ticaret baharata bağlı. yeni teknoloji icat etme motivasyonu yok çünkü yassak. merhaba galaktik ortaçağ.

    - vaktinde kalkan teknolojisi icat edilmiş. bu kalkanlar hızlı cisimleri durduruyor ama yavaş cisimler içeri girebiliyor. bu nedenle ateşli silahlar artık savaşlarda kullanılmaz hale geliyor ve kılıç hançer yeniden cephanelere geri dönüyor, yakın dövüş teknikleri savaşları domine ediyor.

    - lazer silahları kalkanlarla temas edince nükleer patlama gerçekleştiği için lazer silahları da rafa kalkıyor.

    işbu sebeplerden ötürü uzayda game of thrones izliyoruz.

    --- spoiler ---

  • uzun yıllarım geçti burada. zor da olsa mezun oldum. yaşıtlarım işe girip çalışırken ben halâ son dersleri vermeye çalışıyordum. eğitim kalitesi falan tartışılabilir.

    ama,

    havasından mı suyundan mı bilmiyorum; mücadeleci, teslim olmayan, zorluklardan yılmayan, çalışkan biri yapar insanı. düşünce kalkmayı iyi öğretir. hayatta tek başına olduğunu kafana vura vura anlatır.

    iyi bir okul mudur bilmiyorum ancak iyi bir eğitim yuvasıdır.

    bir de, padişahları sevmez.

  • tweet

    kapak gibi cevap vermiştir. şimdi aktroller ve bunların siyasi kanadı düşünsün. hahahahha

    --- spoiler ---

    1-kıymetli dostlarım, öğle saatlerinden itibaren kaldığım mekandan yetkililerle beraber ayrıldım. şu an kaldığım mekana, ailemin yanına geri geldim. hakkımdaki iddiaların yoğunluğu nedeniyle karşılıklı sohbette bulunduk.

    2-şahsım hakkında herhangi bir ınterpol kararı olmadığı için, tüm herkes gibi ülkelerinde misafir olarak bulunduğumu söylediler. hakkımda birçok suikast ihbarı olduğunu bana ilettiler, hepimizin bildiği gibi.

    3-ülkeden ayrılmamda veya ülkede kalmamda herhangi bir sorunun olmadığını da bana ilettiler. aydınlık gazetesi’nde yazan sat timlerinin ve mit timlerinin yaptığı operasyonla yakalandığım asla doğru değildir.

    4-zaten ben uluslararası hukuka göre aranan bir kişi değilim. bu sebeple yüce devletimizin bana resmi bir operasyon düzenleyebilmesi de mümkün değildir. her normal insana davrandıkları gibi bana da kibar bir şekilde davrandılar.

    5-süslü sülü, benim ahiretliğim, derin mehmet, pelikancılar, ve diğer zevatın tamamı; bizde söz namus. eğer ölmez sağ kalırsak, bu hikayeyi tamamlamaktan geri durmayacağız.

    6-tabi ki bu süre zarfında gereği eğer yapılmazsa, yapmayanlarla ilgili söyleyecek sözlerimiz de elbet olacaktır. beni sevdiği için dua edenlere, beni sevmediğinden dolayı sadece çocuklarıma ve aileme iyi dilek dileyenlere tüm kalbimle teşekkür ederim.

    bir umuttur yaşamak
    --- spoiler ---

  • başlığın "cins kedi almak yerine sokak kedisi sahiplenmek" olarak değişmesi gerekiyor bence.

    neden mi hemen açıklayayım. tekir dediğimiz şey aslında bir tüy rengi. "tabby" diye geçen. tıpkı sarman ya da smoke gibi. boz rengi üzerine siyah desenlerden oluşur. evet çoğu melez ırkların karışımından oluştuğu için toplum içinde bu tüy rengine ait gördüğümüz tüm kedileri tekir sanıyoruz. dünyadaki tüm kedi ırkları ile ilgili kocaman bi ansiklopedi okuyana kadar ben de öyle sanıyordum.

    şimdi sokakta görsek tekir diyip geçeceğimiz ama aslında cins olan bazı tekir tüy desenine sahip kedileri paylaşacağım.

    (bkz: amerikan shorthair)örnek
    (bkz: british shorthair) hani o çok bayıldığınız
    (bkz: sibirya kedisi) örnek
    (bkz: maine coon)örnek
    (bkz: scottish fold)gene çok bayıldığınız tonla paralar döktüğünüz kedy
    (bkz: exotic shorthair)örnek
    (bkz: persian)örnek
    (bkz: american curl)örnek
    (bkz: egyptian mau)örnek
    gibi gibi örnekler daha arttırılabilir. yanisi ya ben tekir sevmiyorum çok yaramaz oluyorlaar kuduruyorlaaar diye ağzınızı yaya yaya boş konuşmak yerine az araştırma yapalım öğrenelim.

    istanbul için konuşacak olursam sokaklar cins-mix tabby dolu rengine aldanarak "ya tekir buu" diye yüz çevirdiğiniz hani. ya da "aa ne güzel tekir cins gibi" dediğimiz.
    bir çok sahipli cins kedilerin evden kaçarak sokaktaki kedileri hamile bırakması ile bu popülasyon artıyor haliyle.

    nasıl her beyaz kedi ankara kedisi değilse her simsiyah kedi bombay değilse her tekir de "cinssiz" değildir. en kötü mix tir. bazı spesifik ırklar harici bir çok ırkın çok sayıda farklı tüy desenleri -renkleri var. ama ne oluyor tipi güzel bazı ırklarda bazı renkler daha fazla estetik geldiği için tek tip tüy yapısına sahip kediler ön plana çıkarılıyor üretilip satılıyor. hiç bi petshopta tabby british shorthair görmemissinizdir değil mi? hepsi ya gri ya lilac dediğimiz renklerde oluyor.

    şimdi gelelim "huy" meselesine. her bir kedinin çok ama çok farklı huyları var. elime doğan aynı anadan çıkan aynı ortamda büyüyen birbirinin aynısı 2 kedinin alakasız karakterleri var. biri kendisini çok sinirli özel harekat üyesi sanarken birisi de aşırı minnoş ingiltere prensesi sanıyor. hadi buna ne diyeceksiniz. *

    evet bazı ırklar diğer ırklara göre daha sakin-hareket sevmiyor olabilir. bunun bir çok sebebi oluyor. özellikle cins kedilerde kemik-kas yapısı sıkıntılı olabiliyor. aynı şekilde gözü akan nefes almakta inanılmaz zorlanan cins kediler de var iran kedisi gibi. şimdi bu hayvanlar isteseler de hareketli aktif olamıyorlar. sağlıkları buna el vermiyor.

    aman olsun ben şekilciyim en güzel kedi benimki olsun en cinsi benim kedim. çok hareket etmesin kudurmasın tüy dökmesin herkes hayran olsun sağlık sıkıntıları için veterinerlere bir araba parası bayılmak benim için hiiiç sıkıntı değil diyorsanız o sizin bileceğiniz iş. ama "tüm tekirler çok yaramaz eve alışmıyorlar saldırganlar" demek "tüm kahverengi saçlılar agresif nalet pislik insanlardır "demekle aynı şey bunu da bilelim.

    ansiklopediyi merak edenler olursa yeşillendirebilirler.

  • metroda inenlere öncelik vereyim de medeni gözükeyim derken hep ayakta kalıyorum amk. modern yaşamı sorgulamaya başladım.