hesabın var mı? giriş yap

  • istanbul havalimanı, 3. köprü, osmangazi, çanakkale, şehir hastaneleri ve bir çok atıl havalimanı ihalesini euro ile yapıp halkın mevduatlarını tl’de tutmasını istemek nedir yahu? aptallara dolar yaktırtmak en sevdiğim akvitiviteleri; kendi yandaşına bir yandan euro ile ödeme yaparken oy veren kitlene elindeki euro’yu bozdur baskısı yapmaları tam anlamıyla komedi. aptal turnusolü gibi bir olay. sen tl kullan çomarım, euro bana ve yandaşıma lazım.

  • mehmet şimşek, ak saray'ın maliyetinin 1 milyar 370 milyon lira olduğunu açıkladı.

    erdoğan'ın makam uçağı tc-tur için de "satın alma bedeli ile toplam maliyeti 185 milyon dolardır" dedi.

    evet ak saray'a harcanan parayla neler yapılabilirdi?

    - bütçe açığının yüzde 7’si kapanırdı.
    - 40 kişilik 2740 yaşam odası yapılırdı.
    - 13 bin işsiz 12 yıl boyunca asgari ücretten maaş alarak istihdam edilebilirdi.
    - 1 günde 550 bin aracın geçtiği boğaz köprüsü’nden 391 milyon araç ücretsiz geçebilirdi.
    - 800 okul yapılırdı.
    - 400 yataklı 13 hastane yapılırdı.
    edit: imla

  • meşakatli, masraflı fakat bir o kadar da keyifli bir iştir. plağın seçimi, temizliği, muhafazası ve dinleme şekli plak koleksiyonunun en sorunsuz biçimde uzun yıllar korunabilmesi için dikkat edilmesi gereken noktalardır.

    plak seçimi: plak seçimininde etkili olan bazı unsurlar vardır.

    plağın fiziksel durumu: plak, yapısı gereği çizilmeye müsait bir metadır. zarfında/kabında saklanmayarak ortalıkta gelişigüzel bırakılan veya üst üste koyulan plaklar kaçınılmaz olarak bir süre sonra sürtünmeden dolayı çizilmeye maruz kalacaktır. uygun koşullarda saklansa bile sık kullanılan plakların kabından sürekli çıkartılması zamanla zarf sıyrıklarına yol açacaktır. bu sıyrıklar çok önemli değildir ama derin çizikler plağın cızırtılı çalmasına hatta atlamasına neden olur. derin olmasa bile çok miktarda çizik de sürekli bir dip sese sebep olacağı için ses kalitesini ve dinleme zevkini azaltacaktır. genel kanı bütün plakların cızırtılı ses verdiği yönünde olsa da aslında yeni bir plağın ses temizliği neredeyse cd'ye muadildir. ayrıca bazı plaklarda çatlak, kırık veya kopmuş kısımlar olabilir. koleksiyon amacı dışında dinlemek için bu tür plakları almayın. bunların dışında nemli ortamda muhafaza edilen plaklarda bazı lekeler oluşabilir. bu tür plakları tercih etmediğim için lekelerin dinlemeye olan etkisini ayrıntılı olarak deneyimleyemedim ama çizikler kadar olmasa da etkisi olacağını tahmin ediyorum. görsel açıdan ise kötü durduğu bir gerçektir. sonuç olarak plağın fiziki durumu hem dinleme kalitesini hem de koleksiyon değerini direkt etkiler. eğer plağı alırken dinleme imkanı yoksa plağın durumunu iyi aydınlatılmış bir ortamda incelemek gerekir. zira plağın görüntüsü dinleme kalitesini çok büyük oranda yansıtır.

    plak kabının durumu: genel olarak plağın koleksiyon değerini etkiler. temiz, yırtığı, eksiği ve kat izi olmayan kapak hem görsel olarak daha hoş durur, hem de plağın daha iyi muhafaza edilmesini sağlar. bununla birlikte alınacak plağın promosyon özelliklerinin de bilinmesi önemlidir. zira bazı lp plaklar şarkı sözlerini ve/veya müzisyene/gruba ait fotoğrafları içeren bir kitapçığa, özel tasarımlı bir iç zarfa ve şömize sahip olabilir. ayrıca zarf veya açılır kapak olarak iki farklı şekilde sunulmuş olabilir. eksiksiz bir plağın koleksiyon değeri artacağı için bu noktalara dikkat etmek gerekir. 45'lik plaklarda ise böyle ayrıntılar yoktur. genel olarak kağıt zarf, az bir kısmı ise karton zarf/açılır kapak şeklinde sunulur.

    plak seçimiyle ilgili önerim; kendinize bir kondisyon alt sınırı atayın ve o sınırın altındaki plakları özel durumlar dışında almayın. ancak bu şekilde iyi bir koleksiyona sahip olabilirsiniz. bir koleksiyoner için plak kabı da plak kadar değerlidir. ancak nadir ve iyi durumdaki bir plağı sırf kabı kötü halde diye almamak da olmaz. belki başka bir yerde sadece kapağını veya plağı değil ama kapağı iyi durumda olanını bulma ihtimali olabilir. bunun dışında temiz ve yıpranmamış olmasına rağmen bir şekilde yırtılmış olan kaplar görünmez bantla ve bir kağıt yapıştırıcısıyla kullanılabilir hale getirilebilir.

    plak temizliği: sahaflardan, internetten veya ordan burdan alınan plaklar genelde yıllardır kullanılmamanın veya özen gösterilmemenin sonucu kirli olarak elimize geçmektedir. o nedenle temizliğinden emin olmadığımız plağı aldığımız gibi dinlemeden önce kısa bir temizlik işleminden geçirmemiz gerekiyor. öncelikle tozu çeken ve plağa zarar vermeyecek nitelikte micro fiber yapıda bir bezi distile su ile nemlendirerek plağı tozlarından iyice arındırıyoruz. bunu yaparken plak oluklarının yönünü takip etmek gerekiyor. temizleme işleminin ardından antistatik plak fırçasıyla plak oluklarının üzerinden tekrar geçiyoruz. bu işlemler sonunda plağımız kullanıma hazır hale geliyor. ara ara fırça yardımıyla plağımızda oluşan yeni tozları ve elektriklenmeyi gideriyoruz.

    plağın muhafazası: birinci kural, hiç bir plağı kapsız olarak saklamayın. eğer plağın özgün kapağına sahip değilseniz piyasada bulabileceğiniz plak kaplarından yararlanabilirsiniz. lp plakların ayrıca iç zarfı da olmalıdır. iç zarfları da piyasadan temin edebilirsiniz. daha değerli bir koleksiyona sahip olmak için plakları ayrıca pvc bazlı dış kaplarda muhafaza edebilirsiniz. bunların dışında nemli ve tozlu ortamlar plaklar için risk oluşturacağından bu duruma da dikkat edilmelidir.

    dinleme şekli: plağın temini, temizliği ve muhafazası konularına dikkat edilse bile yanlış kullanımdan dolayı dinleme esnasında plaklar zarar görebilir. o nedenle pikabın gerekli bakımları yapılmalı ve kullanım süresi dolan iğne yenisiyle değiştirilmelidir. ayrıca kol ayarı da en uygun oranda olmalıdır. zira fazla verilen ağırlık plak oluklarına yapılan baskıyı arttıracağından daha çabuk yıpranmasına yol açacaktır. pikap kolunun elle kullanımı da plakların zamanla yıpranmasına neden olmaktadır.

    plak koleksiyonu hakkındaki tecrübelerimi elimden geldiğince aktarmaya çalıştım. eksiklik olmamasına dikkat ettim ama ayrıca sormak istedikleri olanlar iletişime geçebilirler.

    sonuç olarak plak dinlemek kalite ve zevk işidir. plağın bulunması, temizlenmesi, kapağının onarılması, saklanması hatta dinlemek için kabından çıkartılması bile keyif vericidir. dinlemeye başlandığında ise bu keyif daha da artar. plak kaydındaki o sesin ahengi başka hiç bir medyanın veremeyeceği bir etkidedir. keyifli dinlemeler.

  • anne: gel. sarho$ olsan da gel. baban daha gelmedi.
    $ahis: gelmem.
    baba: gelsene lan $erefsiz...

    [tuzaktan kurtulunur]

  • yine lokalizasyondan gidersek,

    -çevirdiğiniz metinleri ingilizceden, almancadan fransızcadan çevrilmiş gibi değil, türkçe yazılmış gibi durmasına özen gösterin. başka bir deyişle kelime kelime çeviri asla yapmayın. örneğin '‘you may want to get up before you speak.’’ gibi bir cümleyi asla ve asla ‘’konuşmadan önce ayağa kalkmak isteyebilirsiniz.’’ şeklinde çevirmeyin. biz onu güzel türkçemizde ‘’konuşmadan önce ayağa kalkın.’’ şeklinde kullanıyoruz.

    - çevirdiğiniz metinde her kelime tutarlı bir biçimde çevrilecek terim değildir, bunu unutmayın. bazı şeylerin metne yedirilmesi gerekir. çevirirken ''ben bunu hedef dilde en akıcı ve rahat nasıl ifade ederim'' diye düşünürseniz çok yararını görürsünüz.

    - ''make sure’’, ‘’be sure’’ gibi kalıpları çevirirken dikkatli ve esnek olun. türkçe’de ‘’müşterilerimize iyi bir hizmet verdiğimizden emin olmak için satış kurallarımıza uyarız’’ gibi bir cümle yoktur. ‘’müşterilerimize iyi bir hizmet vermek için satış kurallarımıza uyarız.’’ gibi bir cümle vardır.

    - ‘’bir’’ kelimesinin kullanımını hunharca sınırlandırın. hatta zorunlu kalmadan kullanmayın bile. hele cümle başlarında asla kullanmayın. ‘’ bir müşterinin ihtiyaçlarını nasıl karşılarız?’’ değil, ‘’müşterinin ihtiyaçlarını nasıl karşılarız.’’ yazın. o ‘bir’ leri saçını başını yolarak silecek ve sizin adınızı bir kenara yazacak redaktörü düşünün.

    - tek bir cümle içinde birden fazla ‘ve’ kullanmayın. iki ‘ve’ kullanmak yerine sözcük çiftlerinden uygun olan birini ‘ile’ kullanarak bağlayın. fazla 've’ kullanımının kulağa ve göze ne kadar kötü geldiğini bilemezsiniz.

    - anglosakson milleti bağlaçlarla cümleleri birbirine bağlayıp dört satır boyunca süren mega cümleler kullanmaya bayılır. aynı hataya düşmeyin. kısa cümlelerle konuşmak gibisi yoktur.

    örneğin: ‘’using your common sense while serving the customers leads to better results, so the customers come back to buy from you.’’
    ''müşterilere hizmet ederken sağduyunuzu kullanmak daha iyi sonuçlar almanızı sağlar. böylece müşteriler alışveriş için yine size gelirler.''

    - yazım denetimi yapın demiş miydim?

  • - fontlar bold ve italik olsun
    - pencere ekrana gelirken boyle yoktan varolur gibi gelsin resim falan ciksin
    - onay butonu ye$il vazgec kirmizi olsun ki kullanici hangisi hangisi ayirdedebilsin
    - skin destegi olsun muhasebe programi da olsa
    - boyle sihirbaz gibi bi$ey yapalim kullanici programi kolay kullansin
    - mouse'la butonun ustune gelince ustune geldigimizi anlayabilelim rengi degi$sin etrafindan kirmizi i$iklar sacsin
    - minimum pencere ebadi 1024x768 olsun zaten daha du$uk cozunurluk kullanan yok bizim mu$terilerde
    - acilir acilmaz ekrani kaplasin millet ba$ka $eylerle ilgilenip dikkati dagilmasin
    - enter'a basinca sonraki giri$ alanina gecsin dos'ta oyle gorduk biz cobol'cuyum ben
    - butonlar buyuk harfle yazilsin kucuk harfli olunca muhasebecimiz hilmi bey okuyamiyor
    - $oyle resimler koyalim internet explorer'daki gibi toolbar olsun kolay fonksiyonlara ordan eri$im saglansin
    - hakkinda penceresinde ismimiz kaysin
    - demirdokum logosu ekranda ortalansin bi de sag altta koc amblemi olsun sayfa acilir gibi kurumsal standart bu
    - kendi icinde hesap makinesi olsun hesap makinesi acmak zorunda kalmayalim
    - kendi icinde muzik calabilsin muzik calmak icin kullanici programdan cikmak zorunda kalmasin
    - kendi icinde internet tarayicisi olsun boylece programi kullanirken interneti gezebilsin
    - kopyalanamasin ozel disket istesin 2 yil sonra disket bozulunca kapimiza dayansin para teklif etsin
    - kullanici ekran renklerini degi$tirse bile bizim program kurumsal renklerimizi kullansin degi$tirilemesin
    - ekranlar kagittaki formun aynisi olsun elemanlarimiz o forma ali$ik
    - esc'e basinca program kapansin direk
    - programin icine oyun gibi bi$ey koyalim muhasebeci cani sikilinca oyun oynayabilsin cok ho$ olur
    - hizli her tur kritere gore arama olsun. kullanici her $eyi arayabilsin.
    - 1 yil cali$tiktan sonra program kendini kitlesin $ifre istesin
    - ozel bir $ifreyle biz istedigimiz zaman mu$terideki programa girebilelim

  • balığın kuyruğu ve kafasını neden hep kendi tabağına koyduğu büyümeden anlaşılmayan kutsal varlık.

  • bu sabah minibüste en arkada oturan iki arkadaştan duyduğum diyalogtur.

    -yağmur yağıyor
    +yağsın banane amk.

    2 dakika sonra..

    -işe geç kaldık
    +kalalım sanki çok önemli insanlarız amk.