hesabın var mı? giriş yap

  • dan brown! dayıoğlu sana sesleniyorum: yıllar yılı onun şifresiyle bunun sırrıyla uğraştın durdun. bir gün de sınava itirazın şifreleriyle ilgili bir şey yazmadın. nasıl itiraz etmeliyiz sınav sonucuna, ekmek yer miyiz itiraz işinden söylemedin. vatikanlı çılgın bişip, romalı perihan, cizvit faruk derken öğrencileri hep ihmal ettin. sana önerim şudur kaptan: sınav sonucuna itiraz usulleriyle ilgili olsun bir sonraki romanın. peynir ekmek gibi satmazsa insan değilim. ha ama "lan gerzo benim zaten her yazdığım peynir ekmek gibi gidiyor" dersen, ona bir şey diyemem.

    hakkaten güzel para yaptın neşriyat işinden. inşallah kazandığın parayı çarçur etmezsin. eve yatır paranı dan. insan kuru ekmekle de yaşar, önemli olan başını sokacağın bir evin olsun. hayır yanlış mıyım? yanlışsam yanlışsın de... şimdi romandan gelen parayı arabaya yatırsan, kontağı çevirdiğin anda haydi bakalım selamunaleyküm işte oldu ikinci el araba. ama ev öyle mi dan? mayami'den bir yazlık, vaşingtın'dan beyaz saray manzaralı bir kışlık alsan o dünyalık sana yeter sana işte. elin dara düşerse satarsın mayami'deki yazlığı sibel can'a, o parayı da bankaya yatırırsın. al işte yengeyle size mis gibi gelir musluğu. veya bana ne lan ne yaparsan yap. romanlarında o kadar vatikan'dan bahsettin de vatikan'a bir çeşme mi yaptırdın, bir hayrat mı yaptırdın? allah aşkına söyle yaptırdın mı vatikan'a bir hayrat? yazdırdın mı üstüne "hacı dan brown ve karısı, ramazan 2010" diye? varsa yoksa onun pederi şunun papazı...

    neyse... dostlar, beni bilirsiniz, bileği gibi yüreği de sağlam bir deli gofret kardeşinizim. burdan sınav sonuçlarına itiraz konusunda hem dan'a hem öğrenci kardeşlerimize ışık tutmak için bir önerimi paylaşmak istiyorum ve diyorum ki sınav sonuçlarına itiraza imkanımız varsa lugano ve sabri sarıoğlu'yla gidelim. etkili bir itiraz yöntemi olabilir bu. okuldan atılmamız da bir ihtimal ama risk almadan da hiçbir şey olmuyor şu hayatta. şöyle bir şey düşünüyorum:

    - hocam 23 hiç beklediğim not değildi inanın. en az 60-65 diyordum, 23 geldi. üç sayfa kağıt verdim hocam...

    - evladım marifet çok yazmakta değil. içeriği önemli...

    - hocam okul uzuyor ama... en azından 50 almam lazım ki geçebileyim.

    - yani... şimdi sana 50 versem, başka bir arkadaşın gelecek "bana da 50 lazım", öbürü gelecek "bana da 60" lazım. e bunun sonu yok ki...

    - hocam sınavdan sonra arkadaşlarla karşılaştırdık, aynı şeyleri yazmışız. onlar hep 60, 70 aldı, bana 23 geldi hocam.

    - sağlık olsun diyelim.

    - hocam son sözünüz bu mu?

    - bu.

    - yanımda iki arkadaş getirdim, onlar da sizle konuşmak istiyorlar.

    - gelsinler...

    - lugano! sabri!

    *** hoccca nesi 23 bunun hoca, en az 70 en az 80 allahtan kork hoca....***

    şimdi bu noktada sabri bunları söylerken, lugano gözlerini belerte belerte hocanın yanına gidip eliyle not yükselt işareti yapabilir. not yükselt işareti ülkeden ülkeye değiştiği için burda ayrıntılarına giremiyorum. ayrıca eğer imkanımız varsa itirazımızın etkisini arttırmak için ibrahim üzülmez'i de getirebiliriz. o da hocanın yanına gidip, hızlandırılmış hareketlerle dirsek atma işareti yaparak "gör artık bunları gör! asistan dirsek attı sınavda bana, allah aşkına gör hoca ya" diyebilir. hocamız özellikle ibrahim kaptan'ın söylediği bu sözler karşısında iyice afallayacak, ne dirseği ne kösteği derken belki de motoru yakacaktır. nihayetinde illa denensin demiyorum bu yöntem, ama denenebilir yani. her şey gibi bu da bir sınav işte.

  • bünyesinde yapılmaması gereken 3 şey: aşk yaşamak, vatan kurtarmak, din/inanç anlatmak.

    yüzyüze iken beceremediğimiz şeyleri bu mecraya taşıyınca hepten elimize yüzümüze bulaştırıyoruz. şahdık, şahbaz oluyoruz.

  • imparator i. justinianus'un emriyle inşa edilen müthiş yapı. (bkz: kubbeli bazilika)

    justinianus tahta çıkarken böylesine muhteşem bir yapıyı inşa ettirmeyi düşünüyor muydu yahut onu bu yapıyı inşa ettirmeye iten sebep neydi? bu konuyu biraz irdeleyeyim:

    6. asra girildiğinde bizans imparatorluğu'nda iktidar uzun süredir leo hanedanının elindeydi. tarihler 9 temmuz 518'i gösterdiğinde imparator i. anastasius'un veliahtsız ölümüyle tahta kimin çıkacağı sorunu doğmuştu. bu kriz esnasında köylülükten gelip, saray muhafız komutanlığına kadar yükselen justinus tahta oturmuştu. böylelikle imparatorlukta jüstinyen hanedanının devri başlamıştı.

    alt tabakadan gelen birinin iktidarı elinde tutması bazı kesimleri fazlasıyla rahatsız etmekteydi. en başta da eski hanedan üyelerini. bu hanedan üyelerinden bir tanesi prenses anicia iuliana'ydı. kendisi batı roma imparatoru olybrius'un kızıydı. anne tarafından dedesi de iii. valentinianus idi. kendisi hem batı roma'ya hükmetmiş valentinianus hanedanına hem de doğu roma'ya hükmetmiş theodosius hanedanına mensuptu. yani devrin en önde gelen soylularından biriydi. ihtiraslı bir kişiliğe sahipti. 512 senesinde anastasius'u devirip kocasını imparator yapmaya çalışmışsa da başarılı olamamıştı. papayla olan mektuplaşmaları, devrin bir eserinde imparatoriçe gibi tasvir edilmesi siyasi gücünün en önemli göstergelerindendir. görsel

    prenses, 524 yılında gücünü ve asaletini sergilemek maksadıyla theodosius forumu civarına büyük bir bazilika inşa ettirmeye karar verdi. üç yılın sonunda da o zamana kadarki en muhteşem, en gösterişli yapı ortaya çıktı. devrin ilk kubbeli bazilikasıydı bu ve süleyman mabedi'ni örnek alarak inşa edilmişti. aziz polyeuktos kilisesi prenses bu eşsiz yapıya yazıt* da kondurmuştu. yazıtta bazilikanın inşa sürecinden, bazilikanın banisi olan kendisinden ve kendisinin soyunun gücünden, şanından, şöhretinden bahsediliyordu. yazıtta yer alan bir bölüm şu anki konumuz açısından oldukça önemli. o bölüm: ''bir tek o, tanrı'ya bir ev hediye ederek şöhret olan süleyman'ın bilgeliğini aşmış ve zeminden yıldızlara, doğudan batıya her iki taraftaki gün ışığı ile parlayarak kendini genişleten tanrı evi ile zamanın sesi olmuştur.'' görüldüğü üzere bu bölümde prensesin bu görkemli yapıyı inşa ettirerek kral süleyman'ı geçtiği vurgulanmak istenmiştir.

    bazilikanın inşasına başlandığı dönemde justinus tahttaydı. inşaatın bittiği ve bazilikanın açıldığı 527 senesindeyse i. justinianus tahta geçmişti. yani imparatorluk yönetimi artık resmen jüstinyen hanedanındaydı. prenses bunu kabullenemiyordu. itibarını, soyluluğunu vurgulamak için de böylesine muhteşem bir yapıyı inşa ettirmeye başvurmuştu. böylelikle mevcut imparatorun ve ailesinin itibarını sarsacak, tüm dünyaya yönetimde olmayı hak eden asıl ailenin kendi ailesi olduğunu gösterecekti. kısacası bu bazilika ve yazıtı justinianus'a açık bir meydan okumaydı.

    justinianus'un bu gelişmelere ne denli öfkelendiğini tahmin etmemek mümkün değil. bir imparatorun dışında, özellikle de bir kadın, nasıl devrin en büyük bazilikasını inşa ettirebilirdi? prenses bazilikanın açılışından bir sene sonra hayatını kaybetti. fakat oğlu nika ayaklanması (532) esnasında suçlu bulunup sürgüne gönderildi. bu sürgün justinianus'un intikam için attığı ilk adımdı. prensesin ailesinin itibarını zedelemeyi başarmıştı. ayaklanma esnasında prensesin bazilikası da şehrin ikinci ayasofya kilisesi de fazlasıyla hasar görmüştü. bu gelişmeler justinianus'u ayasofya'nın inşası kararını almaya iten gelişmeler oldu. ayaklanma sona erdikten kısa bir süre sonra, imparatorluğun en önemli mimarlarını daha önce görülmemiş büyüklükte bir bazilika yapmaları için görevlendirdi.

    5 yıllık bir inşaatın sonunda ayasofya ortaya çıkmış oldu. açılışı büyük bir törenle yapıldı. bu açılış esnasında imparatorun; ''süleyman seni geçtim'' diye bağırdığı söylenir. fakat imparator burada sahiden süleyman'a mı seslendi, yoksa kendisine süleyman üzerinden meydan okuyan anicia iuliana'ya mı seslendi? kim bilir? :)

    son olarak;
    aziz polyeuktos kilisesi varlığını 13. asra kadar sürdürebildi. kalıntıları için: link
    ayasofya ise tüm ihtişamıyla yıllara meydan okumaya ediyor.

    kaynaklar:
    + dilek maktal canko - ''bizans prensesi anikia ıuliana'nın baniliği ve aziz polyeuktos kilisesi'' - mimarlık ve yaşam dergisi - cilt: 2, sayı: 1.
    + nevra necipoğlu - ''anikia ıuliana'' - dünden bugüne istanbul ansiklopedisi - kültür bakanlığı ve tarih vakfı yayını.
    + elif naz şengün - ''anicia iuliana'' - gorgon dergisi - sayı: 2.

  • (bkz: dayak nedir neden atılır)

    mekandan ziyade alkollü müşteri rezaleti olması gereken başlık

    hakkını vereyim ama kendi haksızlığını bu kadar açık açık yazan rezalet başlığı görmemiştim. genelinde başlık sahipleri melek gibi insanlar olur, durduk yere dayak yerler hep.

  • önceden terkokuyorsun ve kokuyorsun gibi siteler vardı. artık yalan olmuş. oraya kokan kişinin mail adresini girerdiniz. site de yerinize anonim mail atardı. bunları ikame edecek siteler var mı diye bakındım ama bulamadım malesef.

  • cemal süreya , çok iyi anlaştığı için kız kardeşiyle evlendirmek ister ahmed arif'i. ahmed arif kabul eder durumu. der ki cemal süreya " evlen kız, türkiye nin en iyi şairi". ertesi gün için randevulaşılır. ankara'da zafer çarşısının önünde buluşacaklar. cemal süreya ile kız kardeşi ayten beklerler ama ahmed arif gelmez bir türlü. sonradan öğrenirler ki temiz bir gömleği olmadığı için gelememiş.

  • --- spoiler ---

    tatilcilerden idil kılıç da "bugün yaşadıklarımız karşısında şok olduk. gerçekten bir şey yapılmalı. psikolojim bozuldu. denize girmeye korkar oldum. üstelik yaz boyu teknede yaşayan biri olarak bu benim için çok kötü oldu" diye konuştu.
    --- spoiler ---

    ne yapılmalı lady'm? keselim mi hepsini ateşte kızartırız. sen sırf paran var diye git hayvanın alanını gasp et. sonra yok efendim o beni ısırdı. hanımefendinin yatı daha önemli ekosistemden. çünkü o zengin. o istediğini yapar. hayvan mı? parası neyse alırız canım kaç para bi kaplumbağa.