hesabın var mı? giriş yap

  • ilginc bir hikayesi olan purodur.. purolardir daha dogrusu..

    castro gelmeden once cohiba kuba'da tutun uzmanlari tarafindan uretilen en iyi purolardan biridir.. lakin castro gelince bu tutun ve puro uzmanlari ulkeden kacar.. kactiklari ulkelerden biri de bugun bayagi yogun puro uretiminin gerceklestigi (ambargo sagolsun) dominik cumhuriyetidir.. burada da tutun yetistirip puro sarar ve isim hakki kendilerine ait olan cohiba damgasini basarlar, lakin ayni zamanda kuba'da deneyimsiz puro ureticileri cohiba markasi altinda puro uretmeye devam etmektedir.. general cigars firmasi dominik cumhuriyetindeki cohiba ureten tesisi satin alir, ama bu arada montecristi adindaki bir baska tutun ureticisi sirket uluslararasi isim haklarinin kabul edilmedigi dominik cumhuriyetinde "cohiba" markasini tescil eder ve kendi cohiba'sini uretmeye baslar.. yani var olan uc cesit cohiba vardir..

    orjinal kuba cohiba'larinin bandi siyah, beyaz ve saridir, ustunde la habana, cuba yazar. dominik cohiba'lari ise beyaz ustune siyah kalin fontla yazilmis cohiba yazisina sahiptir ve o'nun ortasi kirmizidir. bu nedenle dominik cohiba'larina "red dot"(kirmizi nokta) da denir. bu purolar su gibi olmasa da fazla zorlanmadan bulunabilir, onemli olan parasini denklestirmektir (son baktigimda 25 churchill'lik kutusu 200 kusur dolardi, satildigi yere gore bu fiyat iki katina cikabilir). ucuncu cohiba olan montecristi purolarinin bandi ise kuba cohibalari ile ayni renktedir ama altinda republica dominicana yazar.. isim hakkina sahip olmadigi icin abd'ye -ve dogal olarak red dot'in isim hakkina sahip oldugunu kabullenmis diger ulkelere- getirilmesi yasaktir, ama arada kacirilmaktadir sinirdan.. en azindan kendine saygisi olan bir tutuncude bulamazsiniz ama umulmadik yerde karsiniza cikabilir..

    ayrica sozlukten altinci nesil bir kardesimiz, bu baglamda selam gondermezsem icimde kalir (kafa sesi: ulan iki aydir neredeydin pezevenk)

  • herkesin hayatinda en az bir kere karsilastigi insan tipidir. genelde 40 yas uzeri teyzeler ve amcalardan olusan bir kitledir ayni zamanda. ben de sirf koridorda oturmamak icin bir sonraki seferi bekleyenlerden birisi olarak oldukca nefret ederim bu tiplerden ve her seferinde hicbir kriteri umursamadan yaparim uyarimi, araya muavini sokarsaniz daha da cesaretlenir bunlar, yapmayin, direkt kendiniz dalin olaya ki etrafina yandas toplayamasin. bi teyzeye demistim, pencere kenari benim yerim gecebilir miyim, diye de, ugrastirma gizim beni otur orda iste, demisti ben de bakislarimla oraya gecmek istedigimi belli etmistim de 9 saatlik yol boyunca osurmustu. bazen cok da zorlamamak lazim sanki. ne cikacagi belli olmuyor.

  • lig tv'de ertuğrul sağlam'ın ağladığı görüntülerin ve maç sonunda yaptığı röportajın ardından çok doğru bir tespit yapmıştır. "biz artık kötüyüz. insanlara acı çektirmekten, kötü olmaktan mutluluk duyuyoruz. bizi oluşturan özelliklerden en büyüğü kötülük oldu" diyerek sadece futbol camiasına değil, yaklaşık 13-14 yıldır türkiye'de yaşayan tüm insanların geldiği durumu çok basit bir sıfat ile anlatmıştır.

  • 1997'deki ben. 2007'de de bunun 40'lık modeliydim. isteyip de imkân ve fırsat bulamamaktan değil. baba tarafımın neredeyse tüm erkekleri ya -babam gibi- şoför, ya tamirci, olmadı oto yedek parçacısı. rahmetli kardeşim 15 yaşında kamyon kullanıyordu. bense kamyonumuzun plakasını bile hafızama nakşedemedim.

    ilgi diyorum, olmayınca olmuyor. piyangodan sıfır araba çıksa satar daha lüzumlu bir şey alırım.