hesabın var mı? giriş yap

  • iki sene önce.
    cerrahpaşa'ya yatıyorum.
    teşhis kötü, tanı kötü..

    cerrahpaşa geceleri karanlık, ıssız. aylarca yatıyorum, duvara görünmez çentikler atarak. on adım sayıyorum odamda, ayağa kalkabilsem on adım atarım odadan çıkmak için. ayağa kalkabilsem, şu pencereyi olsun açabilsem, yıldızları görebilsem... oysa odam çamaşırhaneye bakıyor, biliyorum.

    gece ıssız, gece uğursuz gibi sessiz. telefonuma bir mesaj düşüyor, tanrı'nın tesadüfler yoluyla benimle eğlendiğini düşünüyorum. deliler gibi ağlıyorum sonra, sonra gülmeye başlıyorum halime.

    "volkan konak- cerrahpaşa şarkısını xx kontöre cebine indir" diyen bir spam telefona düşen. inanır mısınız indiriyorum sittin kontöre, zil sesi yapıyorum. " cerrahpaşa'ya koydum canımın yarısını " diyecek kimsem olmadığı için o vakit, anamdan başka, daha bir ağlatıyor şarkı...

    orada öyle ince, öyle derinden anladım ki ben bu adamı. acısını acıma karıştırıp öyle bir ağladım ki, kimseler duymadan öyle feryatlar çıktı ki ağzımdan.

    şimdi her halta inat ayaktayım, şükür. cerrahpaşa'da değil, evimdeyim ama.. öyle bir anladım, öyle bir sevdim, öyle bir acısına ortak oldum, öyle bir ağladım ki bu adamla. işte bu yüzden tüm sikko anketlerde, ne zaman kim sorsa "en sevdiğin sanatçı kim?" diye, hep volkan konak derim. içten, yürekten söylerim, öyledir.

    az evvel cerrahpaşa'yı söyledi yine.
    öyle güzel söyledi ki...

  • abd'de, california eyaletinin güney doğusunda imperial county sınırları içinde bulunan sonora çölü'nün ve salvation mountain'ın kıyısında, meksika sınırına 50 km mesafedeki ıssız ve kurak bir bölgede yer alan yerleşim yeri. sloganı ' abd'deki son özgür yer ' . özellikle meraklıların ve motorcuların gelmesiyle yaz nüfusunun 3 bin civarında olduğu tahmin ediliyor. yaz-kış devamlı kalan ise yaklaşık 200-250 kişilik bir grup. çöl iklimi olduğu için yazın sıcaklık gündüz 45-50 derecelerde, akşam ise 0-5 derecelerde seyrediyor. herhangi bir resmiyeti olmadığı için doğal olarak imar izni bulunmuyor ve sakinleri çadırlarda, karavanlarda ve derme çatma prefabrik evlerde kalıyor. henüz olmasa da yakın bir zamanda hükümetin buraya bir el atacağı ve kamulaştıracağı kesin gibi.

    toplumun dayattığı kurallardan bıkan ve alternatif bir yaşam hayal edenlerin yaşadığı ve kendi içinde kendi kurallarının olduğu bir yer. the beach'teki yerleşimin çöldeki versiyonu diyelim. elektrik, su, kanalizyon, çöp toplama gibi hizmetler olmadığı için yaşayanlar kendi imkanlarıyla bunları hallediyor. elektrik için jeneratörler ve güneş panelleri, su için yeraltı suları ve taşıma sular kullanılıyor. banyo için küçük göletler ve taşıma sularla doldurulan küvetler kullanılıyor. keza tuvalet için de ortak kullanımda olan kabinler olsa da herkesin kendi çöpünü temizlemesi şart ! çeşitli suçlara karşı kendi güvenlik birimleri var ve yaşayanların verilen cezalara uyacaklarını baştan taahhüt etmeleri zorunlu. gün içinde doğa yürüyüşleri yaparak, müzik dinleyerek, kitap okuyarak, çeşitli hobilerinizle ilgilenerek, meditasyon ve yoga yaparak vakit geçirebileceğiniz gibi, akşamları da çeşitli grupların sahne aldığı eğlencelere katılabilirsiniz.

    `grand theft auto v'te stab city olarak adlandırılmıştı bu yer. the lost mc'nin mekanı olarak grand senora çölünde alamo gölünün hemen kıyısında yer alıyordu. ayrıca çeşitli belgesellere ve filmlere de konu olan bir yerdir.

    into the wild;

    https://www.youtube.com/watch?v=g4bw2yknqky

    https://www.youtube.com/watch?v=7ysetduhow8

    https://www.youtube.com/watch?v=5rehikn5krq

    2015 yapımı bir belgesel ;

    escape from slab city

    2012 yapımı bir belgesel ;

    welcome to slab city

    2010 yapımı bir belgesel ;

    americana slab city

    daha fazla kaynak için ;

    https://en.wikipedia.org/…iki/slab_city,_california

    http://www.milliyet.com.tr/…580--yasasiz-tek-sehir/

    https://www.facebook.com/slabcitywebsite

  • iyice kafayı yedi bunlar, şirket kar açıkladı diye hedef gösteriyorlar. kar etmesi manidar bulunmuş, ahahaha.

    adamlar 33 milyar liralık satış yapmış, 1.25 milyar kar elde etmiş. %4 bile değil. elbette edecek bu ciroda bu kadar kar, neyin fırsatçılığıymış bu?

    gören de hayır kurumu zannedecek.

  • ancak akp iktidarında gerçek olabilirdi, oldu da. zira olmayan yerli üretim uçağı seçim öncesinde yine göklere çıkarmayı başarmış olan tek parti akp idi. baktılar bu eyyamları halk çok beğeniyor, 24 km ray ile yurdu demir ağlarla döşediklerini iddia ettiler, ilki çok beğenilince, olmayan uçağı gökyüzüne çıkaranlar bu sefer olmayan rayları yeraltına indirdiler. oysa bakıyorsun karşılarına aldıkları, rakip gördükleri 1920'lerin iktidarı yılda ortalama 180 km ray döşemiş.

    şimdi birileri çıkıp diyecek ki "o zamanki raylarla bu zamankiler bir mi? her şey elektronik falan" o zaman ben de diyeceğim ki "be pezevenk, savaştan yeni çıkmış, parası olmayan, iş gücü olmayan, yorgun, bitkin, kafasını kaldırmaya çalışan türkiye cumhuriyeti ile bugünkü türkiye'yi kıyaslamasını biliyorsun ama!?"

  • tıpkı jesse james gibi, amerikan toplumunda bazı suçlulara karşı duyulan sempatinin örneklerinden biridir. öyle ki, adına yakılmış bir türkü bile bulunmaktadır (bkz: the ballad of d b cooper). kendisinin basit bir suçlu olmanın ötesine geçerek efsaneleşmesini sağlayan olaylar 70'li yılların başında kuzeybatı abd'de vuku bulmuştur...

    24 kasım 1971 tarihinde, northwest orient airlines firmasına ait portland seattle hattında 305 sefer sayılı boeing 727 tipi uçağı kaçırmış, sahte bomba düzeneğini hostese göstermiş, uçağın yere indirilerek, kendisine iki adet paraşüt ve 200 000 dolar para verilmesini istemiştir. uçak yere indikten sonra bütün yolcuları dışarı çıkartmıştır ve mevcut personelle tekrar havalanan uçak seyir halindeyken, sadece boeing 727 tipi uçaklarda bulunan ve arkaya doğru açılan kuyruk kapısından paraşütle atlamış ve 200 000 doları alıp kaçmıştır. olay şükran günü tatiline denk geldiğinden ve oregon'da hava durumu çok karlı olduğundan nereye indiği tespit edilemediği gibi bölgede yapılan aramalar da sonuçsuz kalmıştır. bu olaydan sonra abd federal havacılık dairesi'nin kararıyla, boeing 727 tipi uçaklara havadayken arka kapılarının açılmasını engelleyen bir aparat takılmış ve söz konusu alete dan cooper'a ithafen cooper vane adı verilmiştir.

    olaydan 9 yıl sonra, 1980 yılında, aynı bölgede, 5800 dolar tutarında bir para ve boeing 727 tipi uçakların arka kapılarının nasıl açıldığını gösteren bir talimatname bulunmuştur. parayı bulan çocuk bunları polise teslim ettiğinde, seri numaralarından dan cooper'a fidye olarak verilen paraların bir bölümü olduğu anlaşılmıştır. ancak polise ilgili deliller ulaştıktan kısa bir süre sonra st. helens yanardağı patlamış ve delillerin bulunduğu bölge volkan külleriyle kaplanmıştır. polis bölgede daha sonra aramalar yaptığında ise başka bir bulguya ulaşamamıştır. böylece olay iyice gizemli bir hale gelmiş ve çözülememiştir.

    dan cooper'ın 1995 yılında ölen, ikinci dünya savaşı'na paraşütçü birliğinde katılmış olan duane weber adlı kişi olduğuna inanılmaktadır. ancak olay sırasında dan cooper'ın elinde eldiven olduğundan fbi'ın yaptığı incelemelerde herhangi bir parmak izine rastlanılamadığı için bu durum kanıtlanamamıştır. duane weber'in dan cooper olduğunu düşündürten temel bulgular ise, eşinin, ölümünden üç gün önce hasta yatağında kendisinin dan cooper olduğunu itiraf ettiğini söylemesi ve 1978 yılında olayın gerçekleştiği bölgeye tatil yapmaya gitmiş olmalarıdır. ayrıca fbi tarafından hazırlanan robot resimlerle duane weber büyük benzerlik göstermektedir.

    http://www.cbsnews.com/…s/d-b-cooper-found-at-last/

    d.b. cooper uçak biletini dan cooper adıyla almış, ancak bir yanlış anlaşılma sonucu adamın adı medyada sürekli d.b. cooper olarak geçtiğinden dan cooper yerine d.b. cooper denmiştir. gizemi, zamanla amerikan dizilerine, filmlerine konu olmuş bir popüler kültür öğesi haline gelmiştir. dan cooper'a ithafen richard purdy adındaki yerel bir şarkıcı tarafından 1980 yılında yazılmış olan the ballad of d.b. cooper adlı şarkının yanısıra, sonraları başka sanatçılar tarafından da bu adam için şarkılar yazılmıştır.

    http://images.45cat.com/…d-of-db-cooper-azimuth.jpg
    http://www.45cat.com/record/az451
    https://www.youtube.com/watch?v=gwrr0zo0xa0
    https://www.youtube.com/watch?v=olpq6dgujnw
    https://www.youtube.com/watch?v=mxtgibncqlq

  • annem.

    her anlamda başarılı. profesör. anneannemin vasiyeti imiş zamanında. kitaplarını üst üste koyunca benim boyumu geçiyor. altmış beş yaşında hala bilimsel makale yapayım, kitap yazayim derdinde. öğrencileri hayran, tanıyan hayran, imrenilecek bir saygı ve sevgi görüyorum insanların gözlerinde. çocukluğuma ait bir tablo; etime kazınmış, geceleri hep bilgisayar başında. bir o kadar da mütevazi. yeni biriyle tanıştığında eğitimciyim der geçer, ayrıntıya girmez gerekmedikçe. evde hala ya mutfakta ya da bilgisayar başındadır. nasıl temiz titiz bir kadın, nasıl hamarat. nasıl bir hamaratlıksa bu, fırında domates soslu somon yapsam; arkadaşlarım domates suyunu annenden aldın di mi, o yuzden çok güzel olmuş diyor:p yan tabaktaki mezeyi benim yaptığıma inandıramıyorum kimseyi. evime ilk kez gelen biri evin çok şeker, annen ile beraber mi döşediniz diye soruyor, gülümsüyorum ne yapayım: ) nasıl bir imaj, nasıl bir güven bırakıyorsa insanlarda artık. . . benim diyen ev hanımına taş çıkartacak kadar becerikli ve elinden her iş gelen bir kadın. örgü örer, dikiş diker, mutfakta harikalar yaratır, üretir, çoğaltır, çekip çevirir.. hiç boş kalmaz ki. ailecek hep gölgesinde kaldık, gölgesinde huzur ve güç bulduk.

    mükemmel insanlar, mükemmel dostluklar etrafında.. ve mükemmel bir evlilik. babamla muhabbet kuşu gibiler hala; huzur veren bir uyum ve bu uyumun mimarı, koçu annem.

    ona hayranım ve onunla gurur duyuyorum.

    çocukluktan beri en büyük korkum onu kaybetmek. biliyorum o gün geldiğinde darmadağın olacağım.