hesabın var mı? giriş yap

  • la hatun balkon kapisini acik biraktim, adres su, oda numaram su, ciplak olacam diye davet cikariyor olayi yanlis anlamissiniz.

  • dil yapısına göre milletleri tasnif etmek pek sağlıklı olmasa da dil yapısı göz önüne alındığında yazarın haklı olabileceği bir durum.

    kelt dilleri germen dillerinden etkilenen diller değiller. zira irlanda'da konuşulan kelt dilinin yanı başındaki ingilizceye değil de binlerce km ötedeki farsça ile daha çok benzerlik taşıması bunun en büyük örneğidir. yine fransızcanın farsça ile benzerliğnin almanca ile benzerliğine eşit olması da bu savı destekler. nedeni uzun bir açıklama gerektirdiğinden değinmeyeceğim. ancak fransızcanın oluşumu yapı olarak latince, telaffuz olarak ise kelt dilleriyle yakından ilişkilidir.

    franklar galya topraklarını istila ettiklerinde yönetici sınıfı franklardan oluşmasına rağmen frank kültürü ve dolayısıyla germen kültürü galya üzerinde baskın kültür olamadı. baskın kültür roma dolayısıyla latin kültürü oldu. bu nedenle frank kralı şarlman kendini ve imparatorluğunu roma'nın devamı saymıştır. ki o dönemde frank yöneticilerin diğer avrupa ülkelerine göre daha erken uluslaşması ve güçlü bir birlik kurmaları bu roma kültürünü devam ettirmelerinden kaynaklanır.

    ancak bu süreçten sonra uzun bir dönem galya frank toprağı olarak kabul edildi. bu 17. yy'a kadar sürdü. 17 ve 18. yy fransa imparatorları fransa'da romayı tekrar canlandırmak adına sezar'in fetihlerini resmetmeyi teşvik etmişlerdir. bu resimlerden en önemlisi vercingetorix'in at üstünde mağrur bir şekilde sezar'a teslim olduğu resimdir. burada amaç roma'nın şanını vurgulamak ve fransa'da roma'nın izlerini halka göstermek iken hedef amacından sapmış, resimdeki getorix mağrurluğu ona fransa'da sempati kazandırmış ve yıllar sonra getorix ve galyalıların fransa'nın bir parçası olduğu kabul edilmiştir.

    sonuç olarak fransa latindir. tıpkı rusların viking kanı taşımalarına rağmen slav kökenli olmaları gibi.

  • acil personelini eve kahve içmeye çağırmadıysanız eğer normal görülecek durum. saniyelerle hayatta kalma şansı olan hastalar var

  • kimse büyük konuşup yazar arkadaşa akıl vermesin bence. bu kalp öyle bir orosbu ruhlu ki kilitlendimi boku yiyorsun. kendini kandırıp türlü türlü bahaneler ile avutuyorsun.

    çok geçmiş olsun kardeşim inşallah tez zamanda düşündüklerin ya da iç sıkıntın yanlış çıkar.

    lütfen güzel sevenler üzülmesin allahım, bu gece sana dua edeceğim

  • repetition compulsion örneği olarak ilişkiler de verilir. "alkolik/dayakçı babanın kızının alkolik/dayakçı koca bulması" örneği mesela. (bkz: #4996740)
    eğer hep aynı biçimde ilişkiler yaşıyorsanız "hep manyaklara denk geliyorum", "hep aynı şey oluyor", "bak yine oldu", "x de böyle yapmıştı y de böyle yaptı" vb. cümleler kuruyorsanız repetitive compulsive bir döngüdesiniz demektir. -"yineleme zorlantılı bir döngü", hahah çevirisi garip geldi kusura bakmayın-

    özetle zihin -bilinçdışı diyelim- aslında travmanın olduğu yere gidip o travmayı çözmek ister. o travmayı çözebilmek için farklı yöntemler denemek gerekir. zihin bu sayede travma sonucunda yaşadığınız nihai duyguyu -hatta öğrenmeyi- değiştirmeyi hedefler. ancak davranış paternlerini -bu paternin de bir türkçesi vardı, "örüntü"ydü sanırım- değiştiremediği için aynı olaylar tekrarlanır. bu noktada travma halen çözülemediğinden aynı durumların ve duyguların tekrar tekrarı gerçekleşir.

    travmayı aşabilmenin yolu önce o travmayı yaratan koşullara benzer koşulları yaratmak sonra da kendi davranış patternini değiştirerek sonuca etki etmektir. ancak bu böyle sözcüklere döküldüğü kadar kolay diildir. zihin -bilinçdışı-, sürekli olarak ilk aşama olan "travmayı yaratan koşullara benzer koşullar yaratma" işinin hakkını verir ancak ikinci kısım yani "davranışı değiştirmek" kısmı işte o kolay diildir. dolayısıyla sonuç değişmez. tekrar ve tekrar aynı olayların, ilişki biçimlerinin, hislerin ve çaresizliğin içinde bulur kendini kişi.

    biraz aşı gibi, aşı da diil de yan etkisi kuvvetli bir ilaç gibi düşünmekte fayda var. zihniniz -bilinçdışınız- sizin gerisini de getireceğinizi ve bu kez makus talihinizi yeneceğinizi umarak size aynı koşulları yarattırır. ya işte diğer seçeneği seçeceksiniz ya da ilelebet aynı seçimleri, paternleri tekrarlayarak travmanıza gömüleceksiniz.
    aynı şeylerin yaşanmasını sağlayan sizsiniz. çünkü aslında -farkında olmasanız da- değişmek ve değiştirmek istiyorsunuz. bunun için de değişik bir şey yapmanız gerekiyor. bu da cesaret istiyor. çünkü acı bağımlılığını yenme ve yüzleşme cesareti gösterildiğinde aynı başlayan şeyin sonu değişebilir ve böylelikle ders alınmış olacağından travma atlatılıp bir sonraki adım düşünülebilir.

    pratik yapan bir piyano öğrencisi gibi düşünün. takıldığı yeri aşmak için defalarca en başından başlar. siz aynı parçayı dinlemekten cinnet geçirirsiniz ancak takıldığı yeri geçmesi için giriş kısmını da defalarca tekrar etmesi gerekecektir. nihayet doğru çalarsa bir sonraki takılacağı yere kadar ilerler. yeniden takılırsa da parçanın başka bir kısmından yineleyerek devam eder.

    zihin aslında sizi istemsizce gelişime doğru zorlamaktadır. ama işte parçanın aynı yerinde ne kadar takılacağınız size bağlıdır. (komşuların cinneti de.)

    repetition compulsion özetle, bir iyileşme isteğidir. ancak gerisi getirilemezse daha da ağır bir travma yaratır -bunu da bilerek yapar bir yandan, çünkü acının şiddeti arttıkça değişime yönelme mecburiyeti ya da olasılığı da artacaktır-, bu daha ağır travmanın size değişim için itici güç sağlamasını umar, yeniden aynı koşulları oluşturursunuz kendinize, bu sefer de olmazsa daha ağır olur travmanız, daha da sertini oluşturur benzer koşulların -dolayısıyla ilişki örneğinden gidiyorsak eğer, davranışınızı değiştiremiyorsanız varacağınız son manyağın diğerlerine kıyasla en manyağı olması olasılığı hayli yüksektir-. e hala davranışınızı değiştirmiyorsanız repetition compulsion'la uslanmayanın hakkı kötektir -demiyoruz tabi bunu-

    bilinçdışınız sizi iyileştirmenin bir yolunu bulur. ama işte bir iki el atsanız da bunca yıpranmasanız iyi olur.

  • o zaman sporcu ve bu absurd istegini kabul eden salak antrenorun ikisi de yaptiklari hareketin toplumsal maliyetini hesaplayamadiklari icin spordan men edilsin.

    bu birbirini aklayan ve siddeti mesrulastiran gerizekalilardan iyice sikildim.