hesabın var mı? giriş yap

  • berber paradoksu, russel paradoksundan türetilmiş bir bulmacadır. bizzat bertrand russell tarafından paradoksu örneklemek için kullanılmıştır. köyün birinde bir berber varmış ve bu berber dükkanının önünde şöyle bir levha asılıymış “sadece kendini tıraş etmeyen erkekler tıraş edilir.”

  • öyle bir videodur ki, çok büyük bir gerçeği yüzümüze vurur.

    "yol yabdı" diye övdüğü partinin yaptırdığı yolun projesini çizen mühendisler,
    "togg yabdı" diye övdüğü partinin "yaptırdığı" aracın üretiminde çalışan mühendisler,
    "hürkuş, mmu, vs. uçak yaptı" diye övünülen uçakların üretiminde çalışan mühendisler,
    ve hatta bayraktar'ın da çok iyi bildiği gibi, baykar'da çalışan mühendislerin çok büyük kısmının verdiği oy belli.

    akp mitingine gidip bu çocukların fotoğrafını göstersen, size oy vermeyecekmiş desen "bunlar vadan hayini yavvv" diyecek tiplere göre bunların tamamını yine akp seçmeni yapmıştır.

    15 mayıs'ta bu aydın gençler-yüzler kalkıp dese ki "madem biz vatan hainiyiz, kovun bizi videonun tamamında osmanlı mosmanlı diye öten dayıları getirin. onlar yapsın bunları." değil uçak yapmak, yapılmış uçağı bozmadan tozunu alamayacak tiplerin sürekli halkın akıllı kesmine bu lafları etmesine sebep olanlar da gün yüzü görmesin.

  • kendisi çok iyi teknik direktördür. ne yaptığını bilen ve sözünü sakınmayan birisi.
    son ropörtajında fenerbahçe ve türk futbolu hakkında şunları söylemiş.

    --- spoiler ---

    fenerbahçe günlerini değerlendiren advocaat, "fenerbahçe kariyerimde oyuncuların çoğu beni sevmezdi. bazı kalitesizlikleri yüzlerine söylüyordum. bu taraftara bu mücadele yakışmıyordu çünkü. yönetimle problemler oldu. kalsaydım takımda tahmin edilmeyecek değişiklikler olacaktı." dedi.
    özellikle bu sözleri tam futbolun özeti:
    advocaat, "türk futbolunda oyunculara aşırı romantiklik ve duygusallık yüklenmiş, kalitesizlik gizlenmiş. gerçekler sezon sonu acı tecrübe oluyor. bu paraların döndüğü alanda oyuncuların başarısız olması salaklıktır" ifadelerini kullandı.
    --- spoiler ---

    https://www.haberler.com/…nerbahce-13167314-haberi/

  • 90'lı yıllarda mazda her segmentte oldukça bilinir ve tutulan bir markaydı. o yıllarda ülkemize mermerler otomotiv tarafından ithal edilmekteydi. 121, 323, 626 ve 929 modelleri yollarda sıklıkla görülmekte ve tercih edilmekteydi. bugünkü mazda 3 ve mazda 6'nın atası olan mazda 323 ve mazda 626 modelleri heralde rakipleri ile kıyaslandığında ilk 5 arasında yer alırdı.

    distribütör değişikliği sırasında yaşanan problem ve mazda türkiye'nin pazarlama stratejisi mazda'nın çok tercih edilmeyen bir marka haline gelmesine neden oldu.

    ülkemizde bir otomobil asla bir eşya olarak değerlendirilmez. bir otomobile sahip olmanın verdiği prestij hissi bir kenara bırakılsa dahi gelir düzeyi, vergiler, alım gücü sebeplerde otomobile yatırım olarak bakılır. ve finansın beylik kurallarından biridir; bir yatırım aracının ikinci el piyasası zayıfsa birinci el piyasası da olmaz. dolayısıyla ikinci elde güçlü olmayan otomobiller de bizim ülkede tercih edilmez. mazda 90'larda çok güçlü bir ikinci el piyasasına sahip, c ve d segmentlerinde liderliğe oynarken bugün ne yazık ki ülkemizde kaliteli, güzel ama tercih edilmeyen otomobiller üreten bir marka haline gelmiştir.

    edit: sağolsun, (bkz: bana bi birinci salla) hatırlattı, 90'lı yıllarda yine ticari tarafta da mazda çok tercih edilen, satan bir markaydı. 2000'lerden herkesin hatırlayacağı hyundai h100 minibüslerin atası diyebileceğimiz mazda e2200 minbüsler ve mazda b2500 pickupların hatrı sayılır bir pazar payı vardı.

  • havadaki su buharı(nem) miktarının artması nedeniyle ortaya çıkar.

    şöyle ki; güneş ışınlarının dünyaya dik olarak gelmeye başlamasıyla denizlerde buharlaşma miktarı artar, bu da havadaki nemi artırır. yazın da kimi zaman nemin yüksek olması nedeniyle bunaltıcı bir hava olduğunu farkederiz ama baharın ilk zamanlarında bu yorgunluğu hissetmemizin asıl nedeni, mevsimsel geçiş nedeniyle vücudun buna ayak uyduramamasıdır. çünkü havadaki yüksek neme bağlı olarak vücuttaki nem miktarı da artar, ama havalar yazın olduğu gibi sıcak olmadığı için de biz bu nemi terleyerek atamayız, bu durumda vücut kendisini korumak için damarlara büzer ve kan akışı düşer. kanın düşmesi ile vücuda daha az oksijen gittiği için de bir yorgunluk ve halsizlik hissiyatı oluşur. bu durumdan en az etkilenmenin yolu sabahları sağlam bir egzersiz ile terleyip güzelce bir duş alarak güne başlamaktır.

  • dünyanın çekilir hale gelmesine neden olan insanlardan yalnızca biridir. köpeği öldüren o pezevenk ise, bu adamın tırnağındaki kir kadar bile değerli değildir.

  • çankırı'da valiliğin yayımladığı bildiri ile il sınırların içindeki halka açık yerlerde içki tüketimini yasaklandı. şimdi hemen dellenmeyin bir bakalım gerekçe neymiş. valilik diyor ki havalar ısınınca insanlar pikniğe gidiyor, orada alkol alıp dönüş yolunda trafik kazası yapıyor, bu yüzden geçen sene 2 kişi ölmüş. http://www.milliyet.com.tr/…akika&articleid=1094614

    şimdi yasağın tutarsızlığına gelirsek; diyelim ki bir minibüse arkadaşlarla 20 kişi doluşup pikniğe gittiniz. valilik genelgesine göre 20 kişinin de içki içmesi yasak. niye? çünkü kaza olur. sadece şoför içmese, ya da yasal sınırlar dahilinde içse? olmaz, içki herkese yasak. (bkz: maksat üzüm yemek değil bağcıyı dövmek). "e kontrole gelince kim şoför ne bileceğiz, ya içiyorsa?". arkadaşım piknik yolu güzergahları bellidir, koyarsın bir ekip otosu üfletirsin şoföre, yasal sınırın üzerinde alkollü ise zaten kodaman bir ceza yazma hakkın var.

    ceza dedim de aklıma geldi; bu ülkede alkollü araç kullanmak zaten yasak değil mi? yasak. hem de kol gibi para cezası var, ehliyetin alınması da cabası. e o zaman sen bu yasağı yürürlüğe koyma acizliğini neden ikinci bir yasakla kapatmaya çalışıyorsun? o zaman ben derim ki madem alkollü araç kullanmak yasak ama kontrol edemeyip içki içmeyi yasaklıyorsun o zaman halka açık yerde içmeyi kontrol edemezsen yarın içki üretimini de yasaklarsın. hadi onu da kontrol edemedin, kesmedi içki ithalatını da yasaklarsın. nereye varacak bu? bir tane yasağın var onu adam gibi uygula olsun bitsin.

    üçüncü nokta; piknik dönüşü alkolden kaza olmuş. e peki ben içkiyi seven ama sorumsuz bir şoförüm, pikniğe giderken değil evden yola çıkmadan içtim, n'olacak? yarın "pikniğe giderken kaza oldu, artık evde içmek de yasak" mı diyeceksin?

    böyle neresinden tutsan saçmalık akan bir karar umarım uzun süreli olmaz.

  • türkiye, rağbet görmeyen spor dallarında başarılı bir ülke. çünkü çok yetenekli ve azimli sporcularımız var.

    futbol gibi paranın çok olduğu, pastanın büyük olduğu dallarda ise yine kokuşmuşluk ve liyakatsizlik nedeniyle asla başarılı olamayacağız. paralimpik oyunlarda niye başarılıyız? çünkü milli takıma alınması istenilen birilerinin yakını, birilerinin adamı olan paralimpik sporcumuz yok muhtemelen. olsaydı bunda da başarısız olurduk.

    emeklerine sağlık. helal olsun.