hesabın var mı? giriş yap

  • hollanda'da aşırı sağcı özgürlük partisi'nin lideri geert wilders attığı tweetde "hollanda'da diktatör erdoğan'ın partisini seçen türkler, türkiye'ye gidin ve islamofaşizmin tadını çıkarın" diye yazdı. link
    edit:uyarilardan sonra link duzeltildi

  • virüsle, pandemiyle alakası olmayan ve tamamen insanların yaşam tarzına müdahale etmek amacıyla alınmış olan karardır. rüzgar ekmekten başka bir şey değildir.

  • gene iyiymiş lan. ben ''bunların alayı şerefsiz pezevenktir, dombilidir, yavşaktır'' falan bekliyordum.

  • çekilin işin uzmanı geldi !
    kedi oğullarımla onlarca kez yolculuk (uçuş) yaptım. neredeyse tüm firmalarla.
    öncelikle kedi çocuğun karnesi mutlaka yanınızda olmalı . havaalanında çıkacak bir sorun için önlem olarak mutlaka veteriner hekimden 'uçmasında bir sorun yoktur.' gibi bir dilekçe istemelisiniz ve kaşesini basmalı. (şart değil ama hayat kurtarır, tecrübe ile sabit. )
    kediye müşteri hizmetlerini önceden arayıp rezervasyon yapmalısınız yoksa almazlar . çünkü bir uçağa en fazla 2 kedi alınıyor. (ben uçak biletini almadan önce arayıp kedimi alacak mısınız ona göre bilet alıcam haaa tarzında bir konuşma yapıyorum genelde.)
    kedi box ile beraber en fazla 8 kg olmalı. (kilo kontrol önemli sjsjsj )
    bakın çokomelli kısıma geldim . yer hostesleri aşıdan falan anlamıyor en önemlisi 6 ay icinde yapılmış kuduz aşısı. bu olmazsa olmaz. kuduz şart.
    benden 1 ucuşta iç dış parazit istediler .karneye işletmemiştim . veterinerimizi aradım ,o an bir yazı yazdı ve whatsapptan fotosunu gönderdi kabul ettiler. (aşıları tam gibisinden)
    bir kere de yıllardır yolculuk yaptığım box ı beğenmedi thy . yönetmelik değişmiş bez taşıma çantası şartı gelmiş . ben önceden rezervasyon yaptığımda böyle bir bilgi yoktu . havaalanında eşek yüküyle o paraya box ı aldım . thy ye twitter'dan bombalama yaptım . boxın parasını geri ödediler. box bedavaya geldi shsjsjsj
    ne olursa olsun kendinizden ve kedinizden emin olun. oradakiler hayvanlar hakkinda bir şey bilmiyor . hatta bir çoğu karneye bakmayı bile bilmiyor.
    ilk kez uctugunuzu belli etmeyin. çömez muamelesi yapmasınlar . bir sorun olursa çözüm odaklı olub ve mutlaka kuduz aşısı yaptırın (son 6 ay içinde olmuş olmalı )
    mutlaka ama mutlaka onceden kedinin biletini alın. biletin ödemesini havaalanında yapacaksınız.
    bu arada 1 insan 1 pet taşıyabiliyor . ben de iki kedi var , ikinci kediyi annemle falan taşıdım . yoksa mümkün değil . sürekli uçuş yapıyorsanız ikinci kediyi alırken düşünün çok zor ben bu sebepten tayin istedim hahahahah
    kedicik son 8 saat falan bişi yemesin, su içmesin
    hava alanında çişi gelirse (-ki benim bir keresinde 12 saat rötarim olmuştu ) hemen wc ye gidip peceteleri parçalayın ve patileriyle kazma hareketi yaptırın. çok sıkışmışsa yapar hayvanda rahatlar . ev kedisi toprağı tanımaz , tanısa da havaalanında toprak olmaz :)
    bu arada kedi rezervasyonunuz varsa online check in yapamazsınız , çünkü önce kedinin kaydı yapılacak havaalanında. sonra bu check in niye olmuyor diye kafayı yemeyin . ( ben yemiştim de. )
    kediniz kabinde box tan çıkamaz . kucakta gidemez . ayağınızın altına koymanızı isteyecekler . bu sebeple check in yapılırken yanında boş koltuk olan bir koltuk rica ederseniz yardımcı olabilirler. kediyi de koltuğa oturtursunuz.
    kediden rahatsız olan yolcu yanınızda oturabilir , hanım hanım onun da bileti var !!!! diye cemkirebilirsiniz.
    şimdilik aklıma gelenler bu kadar. ileri de tecrübelerime göre ekleme yapabilirim ...
    zaten farkettim de kedi uçuş ordinaryüsu olmuşum ...
    neyse ;
    kedinize ve sizlere iyi yolculuklar dilerim <3

  • çocukluk, gecenin bir yarısı tuvaletten odana koşarken kimsenin seni yemediğine sevinmektir.

  • "bir adam tanıdım, kafasız bir kadına yaşamının yirmi yılını verdi. her şeyi feda etti ona; dostlarını, emeğini, dürüstlüğünü bile.. ama bir akşam, kadını hiç sevmemiş olduğunu anladı. canı sıkılıyordu, hepsi bu. insanların çoğu gibi canı sıkılıyordu."

    tokat gibi resmen, oturup üstüne bir süre düşünmüştüm ilk okuduğum vakit.

    (bkz: albert camus)
    (bkz: düşüş)

  • black mirror'ın 3. sezon 1. bölümünün ismidir.

    hikayesinin charlie brooker’a ait olduğu 1. bölümün senaryosunu kaleme alan kişiler rashida jones ve michael schur. joe wright’ın yönetmen koltuğunda oturduğunu gördüğümüz bölümün başrol oyuncusu ise bryce dallas howard.

    nosedive, 2 yıla yakın bir süredir beklediğimiz yeni black mirror sezonunun ilk bölümü olması ve konusunun da sosyal medya olması sebebiyle bir kara mizah örneği olarak sosyal medyada büyük bir hızla yayıldı. pastel renklerle bezeli olan bölüm, ilk etapta 2013 yapımı spike jonze imzalı “her” filmini anımsatıyor. üstelik filmle bağlantısı bu kadarla da sınırlı değil. yakın bir gelecekte geçen her ile nosedive teknoloji ile iç içe geçen insan yaşamına odaklanıyor. tıpkı filmdeki gibi nosedive’da da ekranda görünen herkesin elinde insanların sanal bir dünyaya giriş yapmasını sağlayan aygıtlar bulunmakta. black mirror’ın önceki bölümlerinden de izler taşıyan bu bölüm ile izleyicisine yeni kanalında yeniden merhaba diyen dizi, son derece sert bir sosyal medya eleştirisine imza atıyor ve önceki tüm bölümlerden geri kalır bir yanı olmadığını kanıtlıyor.

    günümüzde facebook, twitter, ınstagram, snapchat, periscope gibi sosyal medya uygulamaları ile insanların her anlarını sanal bir ortama aktardığı zaten bilinen bir gerçek. bu bölümde anlatılanlar ise biraz daha korkutucu bir fikir ile çıkıyor karşımıza. bu tür uygulamalarda yapılan her türlü paylaşıma gelecek olan her beğeni ve yorum insanların egolarını tatmin etmekten başka bir işe yaramamakta ve insanlık her geçen gün sanal bir kutuya hapsolarak yapaylaşmaktadır.

    lacie’nin günlük hayatına konuk olduğumuz bu bölüm adından da anlaşılacağı üzere bir “dibe vuruş” öyküsü anlatıyor. zaten konu black mirror olunca ütopik bir senaryo beklemek abes olurdu. distopyayı iliklerimize dek hissedeceğimiz bir gelecek portresinde insanlar 5 puan üzerinden sınıflara ayrılmıştır. günümüz sınıf farkının sanal bir boyuta taşındığını gözlemediğimiz hikayede puanı yüksek olan kişilerin yapmacık, düşük olan kişilerin doğal/normal insanlar olduklarını fark etmekse trajikomik bir durum yaratıyor. acaba lacie 4.5 üstü bir puana sahip olan arkadaşının düğününe katılıp puanını 4.5 üzerine çıkarabilecek ve bu sayede o çok istediği evi satın alabilecek midir?

    black mirror bu bölüm itibarıyla kelimenin tam anlamıyla, “ben döndüm!” mesajı veriyor.

  • bu eylemi gerçekleştireceğinizi anladınız ve pişman olacağınızı mı düşünüyorsunuz?

    şöyle yapabilirsiniz: 3406'ya herhangi bir şey yazın yada boş mesaj gönderin bir lösemi hastası çocuğun tebessümüne ortak olun.

    (bkz: lösev)

    edit: deniliyor ki "o raddeye gelindiğinde bunu nereden hatırlayacağız?" çözümü kolay: içmeye başlamadan önce eski sevgilinin telefon numarasını 3406 olarak değiştiriyorsunuz ve sorununuz kökten çözlüyor. esenlikler efenim.

  • başlığı görünce herkesin aklına sürücünün kadın olduğu geldi değil mi?

    yanılmadınız.

    yakınlarına sabır dilerim.

    tanım : kadın sürücüdür.

    çok sayıda mesaj gelmesi editi : kadınların koordinasyon eksikliği erkeklere nazaran bariz bir şekilde ortadayken, konumuz da bu iken ; olayı kadın düşmanı olmama bağlayan mesajların yazarlarına selam olsun.

    konumuz trafik canavarlığından ziyade, fren yerine gaza basma hadisesi. koordinasyon eksikliği. bunu giderip araç kullanan kadınlara saygımız tabii ki olacak.

    ulen kalkışı zor bulup, kalkış hesaplaması yapmamak için kavşaklarda durmayan, yol vermeyen kadın sürücülere hiç mi denk gelmediniz? bir motorcu olarak kadın araç sürücülerini maalesef çok iyi tanıyorum.