hesabın var mı? giriş yap

  • tahminimce 1990'lı yılların sonuyla 2000'lerin başı arasında olan karanlık dönemdir.

    misal yıl 1998, babam diyor ki teybi arabada bırakmayalım, teybi arabadan inerken eve taşıyoruz.
    misal yıl 1999, mahallemizdeki osman amca teybini arabada bırakıyor, sabahleyin bir bakıyor ki teybin yerinde yeller esiyor.

    şimdi çok nostaljik geliyor kulağa.

  • adam teknosa, vatan diye isimleri verirken sansürlememiş, telefona marka model uyduruyor. davan hayırlı olsun kardeşim.

  • hubble uzay teleskobu'nun 20 yıl önce fotoğrafını çekerek insanlığa armağan ettiği sıcak genç yıldızların ışığıyla aydınlanan üç adet devasa gaz sütunudur. 6 bin 500 ışık yılı uzaklıkta kartal bulutsusunda konumlanmıştır.
    5 ışık yılı yükseklikteki bu sütunların içerisinde yeni doğmuş ve doğmakta olan yıldızlar var. bu sebeple kendisine yıldız fabrikası da denilebilir. sütunların en tepe noktaları, sert yıldız rüzgârlarıyla dövülüyor ve yıldızlara özgü bu hırpalanmanın bir sonucu olarak, en yüksek sütunun tepesindeki gaz birikintisi uçarcasına uzaklaşıyor.

  • yöntemlerini yazayım:

    - kaşık yöntemi: en basit yöntemdir. kabuk kaşık girecek kadar soyulur. sonra kaşık yardımıyla kabuktan yumurta ayrılarak çıkartılır.
    - sirke yöntemi: "rivayete göre" * sirkeli suda haşlanan yumurta kolay soyulur.
    - tuz yöntemi : tuzlu suda haşlanan yumurtanın da kolay soyulduğu iddia edilir
    - delme yöntemi: yumurtaya haşlanmadan önce delik açılır, sonra haşlanır, sonra sudan çıkarınca o delikten üflenir ve soyulur (ben iğneyle deldim, işe yaramadı).
    - bayatlatma: yumurta tazeyse zor soyulur, biraz bayatsa daha kolay soyulduğu söyleniyor. ne kadar bayatsa artık ben 2 haftalık yumurtada bile bir kolay soyulmaya rastlamadım.
    - şoklama: kaynar sudan çıkarılan yumurta soğuk suda bekletilir. soğuk suya koyunca yumurta büzülerek kabuğundan ayrılacağı için kolay soyulacağı söylenir.

  • kısmen katıldığım gerçek.

    birincisi ukrayna'da olaylara bakış çok farklı. bizde hakkını arayan herkes "anarşik" olarak isimlendirilir ve haklı olsa bile hakir görülür. işsiz kalıp başbakana-bakana haykıran adam bile partizanca saldırıya uğrar, sıradan vatandaş tarafından linç edilir. linç edenler de muhtemelen açlıktan ağzı kokanlardır.

    ikincisi orada büyük oranda göstericiler şiddet kullandı. oradaki kullanımı sonuna kadar meşru görüyorum, haklı buluyorum. eğer bizim gibi "şiddet yok abi" modunda olsalardı sinek gibi ezileceklerdi. öte yandan biz şiddet kullansa idik muhtemelen paramiliter güçler oluşturulup ateşli silahlarla vurulacaktık.

    sorun, korkaklık değil ama halkın hala tebaa psikolojisi ile devlete ve dolayısıyla güce tapmasıdır.

    son hususta bir şeyler yazdım, dolu bakınızdır. (bkz: türk halkının tebaa psikolojisinden çıkamaması)

  • https://www.youtube.com/watch?v=gcjxrqts5nk&t=829s
    videoda, bir amerikan üniversitesinde yapılan ilginç bir deneyin sunumu ve görüntüleri var. deney şu şekilde; iki maymun birbirini görebilecek şekilde konumlandırılır. önce iki maymuna da, içerideki taşı vermesi karşılığında çok sevdikleri üzüm verilir. 25 kere tekrarlanan bu işlem sırasında hiç bir sorun çıkmaz. daha sonra sağdaki maymuna, içerideki taşı vermesi karşılığında, yine üzüm verilir. soldaki maymuna da aynı işlem uygulanır ama bu sefer taş karşılığında hoşlanmadıkları bir yiyecek olan salatalık verilir. ve tüm olayın farkında olan soldaki maymun bu duruma her seferinde aşırı derecede tepki verir ve salatalığı verene fırlatır. eşit olmayan dağıtımı protesto edip tepki koyabilen maymun zekası ve adaletsizliğin kralını yapanlara ses çıkarmayıp destek veren insan zekası.

    videonun olduğu ted videosunun tamamına şuradan ulaşılabilir. http://www.youtube.com/watch?v=gcjxrqts5nk

    ayrıca ted sayfasında türkçe çevirili altyazılı hali de mevcuttur: https://www.ted.com/…waal_moral_behavior_in_animals

  • merak etmeyin 10 seneye kadar türkler deveye binmiyor ya da biz arap değiliz diye anlatmanıza gerek kalmayacak.

    edit : ne demek istiyorsun diye mesajlar geliyor şaka gibi hahaha. 10 yıl sonra ülkedeki arap nüfusu ve arap kültürünün yayılma hızı göz önüne alınarak yapılmış ufak bir mümin latifesi sadece.

    edit 2: deve sever çaylak arkadaşlar tarafından saldırı altındayım. bakın arkadaşlar benim deveye binen arkadaşlarım da var. lütfen.

  • hayatımızdaki insan sayısı.
    30'lu yaşların başında biri olarak şunu diyebilirim ki yeni bir insan tanımaya ya da hayatımdaki insanların nazını çekmeye pek tahammülüm yok. eskiden kimle plan yapacağımı şaşırırdım, şimdi kendimleyim ve daha mutluyum.

  • selpak yöntemi

    türü: bireysel
    zorluk derecesi: kolay
    risk faktörü: düşük
    kullanım alanı: hemen hemen her ders

    yazılıdan önceki ders hasta taklidi yapın. gerekirse vitamin hapı öksürük şurubu falan getirip öğretmenin gözü önünde için. kopyayı selpak mendilinizin içine tükenmez kalemle yazın. dolma kalem ya da benzeri likit mürekkepli kalemler kullanmayın, yazı dağılır. hazırladığınız mendilleri sınıflandırıp farklı ceplerinize yerleştirin. sınav sırasında burnunuzu silecek gibi yapıp çaktırmadan yazdıklarınızı okuyun. asla mendile çok uzun süre bakmayın. unutmayın ki kimse kendisinin bile olsa bir sümüğü yarım dakika izlemez. öğretmenin şüphelendiği durumlarda mendili gerçekten kullanın ve kopyayı imha edin. inanın öğretmen emin bile olsa mendilinizi incelemeyecektir. yazılı kağıdını verirken burnunuzda istanbulun fethi 1453 yazmasını istemiyorsanız asla mürekkepli kısmı yüzünüze deydirmeyin.