ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sevgilinin eski sevgilisinin evinde kalması
-
bagaga insanının kendisini upgrade ederek boynuzlu bagaga'ya dönmesini sağlayacak olay.
iban ile ödeme alan esnaflara ceza kesilmesi
-
sonunda, faturasını kesen esnafı ayrı tutarak söylüyorum, vergiden kaçmak için türlü dansözlükler yapıp zarar gösteren esnaf gerekirse batacak ama o borcu ödeyecek.
lafa gelince memura maaşını vergilerimizle ödüyoruz demeyi, ahkam kesmeyi biliyorlar.
yılbaşını anne babayla geçirmek
-
iyi kötü kendine göre bir arkadaş çevresi olan, istanbul'daki iyi bir mekanda eller havaya eğlencelere katılabilecek kadar da allaha şükür imkanı olan bir insan olarak, aksini yapmayı düşünmem bile.
"21 yaşından büyük olup bundan zevk alan gebersin"miş, "30 yaşını geçip ailesi ile yaşayan luzır"mış, tey tey her şeyin en iyisini sen biliyorsun di mi, luzır sensin bela da sana girmesin.
27 yıllık insanım, hayatım boyunca anneme babama sesimi 1 (bir) ton bile yükseltip konuşmuş değilim, senin annen baban nasıldır bilmem amma, benimkiler en içinden çıkamadığım anda elimden tutan, başkası kırdıkça düzelten insanlardır.
onlarla birlikte oturuyorum, "ailenle oturuyosun demek :s" filan da çok gördüm geçirdim ahahah (ki üniversitenin ilk zamanları kendimi başkaları, evinde serbest dolaşım hakkı olan össqeler'e filan kıyaslayıp bunun için az küçük görmemiştim, süzme salakmışım), ev partilerine de akmıyorum çünkü yeni yıla arka odasında doruk'la ceren'in yiyiştiği merveler'de bira içip cips yiyerek, fıratlar'da ot içerek girmenin süper bişey, aileyle kutlamanın ise eziklik olduğunu zannedecek salak ötesi çağı çoktan geçtim.
annemle iş birliği yapıp soframızı kurduk, akşam ailemiz geldi, hepimiz ayrı telden güldük konuştuk yedik içtik.
"anne gezindiğin bağ baba yaslandığın dağdır. ömrünün en güzel çağı, annen ve babanla olandır." ` :ataol behramoğlu`
merveler ve fıratlar başka güne sığabilir.
diliniz kaba vicdanınız taş
-
(bkz: yalancısınız yargılanacaksınız)
düzenbaz şerefsizler ya, yemin ediyorum sinirden kendimi sikicem adamlar hala utanmadan üste çıkmaya çalışıyor. yüzsüzler.
ingiliz kemal
-
nam-i diger boksor esat,
amerikali gazeteci harry willy, trablusgarp gocmeni italyan vatandasi mehmet sait, bolsevik lui ve daha niceleri...
kurtulus savasi sirasinda gorevleri esnasinda kullandigi isimlerden bazilari.
boksor esat abimiz maceraci, akilli, acar ve capkin bir abimizdir, anzavur ayaklanmasinin bastirilmasindan, burdur-antalya hattinda ortaya cikardigi casusluk orgutune, yunan askeri hapisanesinde komunist orgut kurup ayaklanma cikarmaktan, amerikali gazeteci olarak yunan cephe hattini gezmeye kadar akla hayale gelmeyecek bir dolu macera yasamistir.
boksor esat abimiz iyi bir sporcu, ajan, kumarbaz oldugu kadar iyi bir yankesicidir de.
yasadigi macerlardan bir kac anektod aktaralim;
ismet pasa esat abimizi yunan cephesinin gerisine izmire gondermek icin makamina cagirir, abimizin methini duymustur bu arada yankesicilik yaptiginida duydugundan pek meraklanmistir, esat abimize bunlari nasil yaptigini anlatmasini ister, esat abimiz yunan cephesinin gerisinde yapacaklarini anlatmaya baslar bunun icin icin gereksinimi oldugu seyleri siralar filan sonra birden pasaya saatin kac oldugunu sorar, ismet pasa elini cebine atar saate bakmak icin lakin saat yerinde yoktur, esat abimiz bu arada buyuk bir hunerle pasanin saatini asirmis ve cebine atmistir coktan... bu olay ismet pasayi oldukca eglendirir onu gereksinimlerinin karsilanmasi icin zamanin genelkurmay baskani fevzi pasaya gonderir, fezvi pasa odenek yoklugundan dem vurup esat abimize ancak 150 lira verebilecegini soyler.
esat abimiz ne yapsin yoksul turkiyenin verebilecegi para bu kadardir gerisini kendisinin halledecegini soyler ve istanbula amerikan pasaportu cikarmak icin yollanir, istanbulda kuyumcu vitrinine bakan zengin bir rumdan carptigi 2000 lira ile bu isi de halledip izmire gecer orada amerikali gazeteci ve filimci harry willy olarak yunan cephe komutani ( genelkurmay baskani da olabilir yamuluyor olabilirim ) sari yani'nin kizini ayartip kadinliga terfi ettirir bu ablayi. daha sonrasinda bu iliskinin de verdigi kolaylikla yunan cephesini gezmisligi ve bunlari ankaraya bildirmisligi de vardir.
yunan cephe komutaninin kizini ayartip amerikali gibi yasamak elbette pahali bir istir abimizin parasi bir sure sonra suyunu ceker, bu duruma bir care bulmak gerektir, aradigi firsat, yunan cephesinin filmini cekmek icin gerekli film makinasini almak icin rodos adasina gittigi sirada ayagina gelir abimiz burada da hurmet ve ilgi ile karsilanmis sosyetik mekanlara buyur edilmistir bu mekanlardan birinde savastan kacmis zengin turk ve rum isadamlarini kumarda tabiri caizse 'yolar' masadan 10.000 liranin ustunde para kaldirir, bu para abimizin bir sure daha ( yunan ordusuna siginan cerkez ethem ve adamlariyla karsilasip desifre olana kadar ) amerikali harry willy olarak yasamasini ve tabi bilgi aktarmasini saglamistir.
velhasili kelam boksor esat abimizin maceralari anlatmakla bitmez, ancak her isimsiz kahraman gibi degeri bilinmez, unutulur omrunun son yillarinda yalnizlik ve fakirlik ceker nihayetinde devlete basvurup emekli maasi baglanmasini ister bu onurlu adam.
aşkımızın meyvesi aytek
-
20 agustos 2009 uykusuz sayisindan
---spoiler---
baba: neyin var evlat... canin sıkkın gibi.. icine ekmek dogradigin caya bile dokunmadin.... cizgi film acayim mi... ister misin?
aytek: cizgi filmle deli mi oyaliyosunuz lan siz.. dun gece herseyi duydum... ben yattiktan sonra neler ceviriyosunuz lan siz oyle! yatak odasinin kilidinin sesini duyunca hirsiz mi zorluyo acaba diye kontrol etmeye gelmistim... yaziklar olsun size! cok agrima gitti lan!
anne: aytek! oglum!
aytek(annesinin elinden kacmak icin omuzunu cekerek) dokunma bana! dokunma bana o cunup ellerinle! dokunma dedim!
---spoiler---
en iyi viski bardağı tasarımı rezaleti
-
"original design was by ıtalian renaissance artist and glass designer leonardo ıncebelli." yorumu baya güldürmüştür. leonardo ıncebelli ne lan ahahaha.
fransızcadan türkçeye geçmiş kelimeler
-
türkçede fransızca sözcük yoktur. türkçede fransızca kökenli sözcükler vardır. tıpkı ingilizcede de fransızca kökenli sözcükler olması gibi. ballet kelimesi ne kadar ingilizceyse türkçedeki bale kelimesi de o kadar türkçedir.
bir dilin bir kelimeyi alıp kendi dağarcığına katması başkadır, o dilde konuşan insanların yabancı bir kelime alıntılaması (bkz: o kadar strong bir presence'i var ki) başkadır.
nitekim bu konunun yıllardır tartışılageldiği başlık fransızcadan türkçeye geçmiş kelimelerdir.
fakat sözlük, daha doğrusu internet toplumu git gide böyle bir yer oluyor. karnını yarsan cim çıkmayacak adam gelip burada alfabe öğretmeye çalışıyor.
matmazel nasıl yazılır
stajyer nasıl yazılır
tape ne demek
okul kelimesine gelince;
okul kelimesi tam olarak bunlardan biri değildir.
fransızca école kelimesi türkçeye zaten ekol şeklinde girmiştir. listeye girecek bir kelime varsa o zaten ekoldür.
okul kelimesinin serencamı ise (çok özet geçiyorum) dil devrimi yıllarında, doğu vilayetlerinden bir mebusun kendi yöresinde mektep yerine "okula" kelimesinin kullanıldığını iddia etmesiyle başlamıştır. aynı yöreden başka mebuslar "yok öyle bir şey" demişlerse de "okula" kelimesi hemen dağarcığa alınmıştır.
1930'lu yıllardan kalma yayınlarda "siyasal bilgiler okulası", "güzel sanatlar okulası" tabirini görmek mümkündür.
sonraları bu kelime okul diye dört harfe indirilerek fransızca école kelimesine benzetilmiştir.
öte yandan, okula diye bir türeme olmuş olması imkansız mıdır? yani o mebus yalan mı söylüyordu? bence değil.
eski türkçedeki tarmak kökünden günümüzdeki tarla (tarığlağ) kelimesi türediği gibi okumak fiilinden de okula (okuğlağ) (krş. yaylak -> yaylağ -> yayla) türemesi mümkündür.
sadece okul kelimesi hakkında daha sayfalarca yazı yazılabilir ama dediğim gibi bu kadar içi boş, öğrenmeden öğretme meraklısı adamın ve onlar gibi davranan troll'ün olduğu yerde şu yukarıdakilere yazmaya ayırdığım zamana bile acıdım şimdi.
muhabbet kuşu
-
4 aylık bi tane var bende. konuşmayı çok kolay öğrendi. yemi dışında pek bir şey sevmiyor. biraz tarhana çorbası seviyor bir de her sabah benim çayımdan otlanıyor. sürekli oyun istiyor. şimdi bu elemanlar kafeslerine çok bağlıdırlar bilirsiniz. geçen arkadaşla konuşurken dedim ki, "ben şimdi bu şerefsizi besliyorum, oynuyorum, temizliyorum ama küçülsem de evsiz barksız kalsam kafesine sokmaz bu beni. iki lokma yem yedirmez tekme tokat dışarı atar." o da hak verdi, gıcık kaptık elemandan. allahın sopası yok demek ki dün sinüzitten geberiyordum. sağ gözümün üstünü matkapla deliyorlar sanki. ilaç falan da fayda etmiyor. kanepeye uzandım geçsin diye dua ediyorum. o sırada bu kafesinden çıktı, uçtu kafama kondu. doğrudan gelip gözümün üzerine oturdu. sıcacık karnı sağ gözümün üstüne öyle güzeldi ki. ağrım hafiflemeye başladı. bu sakin sakin hiç kımıldamadan yatarken uykuya dalmışım. uyandığımda yastıkta yanımdaydı ve başımın ağrısı tamamen geçmişti.
akşamın o saatinde çıktım ballı yemlerden aldım adamıma. bi gün önceki sözlerimi de geri aldım.
10 km uzaktan selektör yapan bmw'li
-
görgüsüz bmw'li. tüm bmw sahiplerine sesleniyorum buradan. olm anladık zenginsiniz parayı bulmuşsunuz ama bırakın da iki kamyon tır otobüs sollayalım lan amk. sen de otobana aynı parayı veriyorsun ben de olm! audi'li mercedes'li sen de üzerine alınabilirsin.
stadyum
-
dünyadaki bazı stadyumlarla ilgili trivia’lar:
wembley
- 90.000 kişilik stadyum, içine 25.000 otobüs park edilebilecek bir büyüklüğe sahip.
- stadyumun inşaat sürecinin herhangi bir aşamasında, ingiltere'deki her ilçeden en az bir kişi yer almıştır.
- ingiltere’nin, almanya’yı yenerek şampiyon olduğu 1966 fifa dünya kupası finali, euro 96, 78 fa cup finali, 6 avrupa kupası finali, 1948 olimpiyat oyunları gibi birçok önemli etkinliğe ev sahipliği yapmıştır.
- stadyumda 98 mutfak var.
- 1986'da queen, 1988'de michael jackson ve 1990'da the rolling stones gibi pek çok ünlü müzisyen/müzik grubu wembley’de sahne almıştır.
camp nou
- 99,354 kişilik seyirci kapasitesiyle avrupa’nın en büyük stadyumudur.
- camp nou'nun inşası 28 mart 1954'te başladı ve sadece 3 yılda tamamlandı (24 eylül 1957).
- stadın orijinal ismi “estadi del fc barcelona”ydı. “camp nou” ismi, aslında takma isim olarak kullanılıyordu.
- camp nou’daki ilk golü atan futbolcu “eulogio martínez”dir.
- barcelona, camp nou’daki ilk resmi maçını real jaen’e karşı oynadı. maçı 6-1 barcelona kazandı.
- 1972 yılında “kupa galipleri kupası”nın finaliyle; stadyum, ilk defa bir avrupa kupası finaline ev sahipliği yaptı (glasgow rangers 3-2 dinamo moskova).
- stadyum, “1982 fifa dünya kupası” açılış maçına ev sahipliği yaptı.
- 1989 yılında ilk şampiyonlar ligi finaline ev sahipliği yapmıştır. (ac milan 4-0 steaua bükreş).
santiago bernabeu
- stadyum 14 aralık 1947'de real madrid ile belenenses arasında oynanan bir maçla açıldı (real madrid 3-1 belenenses).
- “sabino barinaga”, stadın açılış golünü attı.
- eskiden “nuevo chamartin” olan stadyumun ismi, 4 ocak 1955'te kulüp başkanını onurlandırmak adına “santiago bernabeu” olarak değiştirildi.
- ilk gece maçı, 18 mayıs 1957’de real madrid ve sport club do recife arasında oynandı (maçı 5-3 real madrid kazandı).
- stadyum, 1964’te ilk kez bir avrupa kupası finaline ev sahipliği yaptı.
- ayrıca, 1982 fifa dünya kupası’nın 4 maçına ev sahipliği yaptı.
- stadyumda 4 uefa şampiyonlar ligi finali düzenlendi.
- santiago bernabeu’daki 4000. gol, cristiano ronaldo tarafından atıldı.
- u2, the rolling stones gibi birçok ünlü grup stadyumda sahne aldı.
san siro
- stadyum, kentin batı eteklerinde bulunan san siro bölgesinde yer aldığı için “san siro” olarak adlandırılır. stadyumun gerçek ismi “stadio giuseppe meazza”.
- stadyum 19 eylül 1926'da iki milano kulübü arasında oynanan bir maçla kapılarını açtı. maçı inter 6-3 kazandı.
- san siro'nun 1926'daki kapasitesi 35.000'di. mevcut kapasitesiyse 80,018.
- stadyum, 1934 fifa dünya kupası’nda 2 maça ev sahipliği yaptı.
- san siro, 1947 yılına kadar sadece ac milan'a ev sahipliği yapıyordu.
- stadyum; 1990 fifa dünya kupası, 1980 avrupa futbol şampiyonası ve 4 avrupa kupası finaline ev sahipliği yapmıştır.
anfield road
- 1884 yılında inşa edilen anfield, ilk olarak everton tarafından kiralanmıştır. ilk maç 28 eylül 1884’te everton ile earlstown arasında oynandı (everton 5-2 earlstown).
- everton kirayla ilgili anlaşmazlıklar nedeniyle 1891 yılında goodison park'a taşındıktan sonra anfield, liverpool fc'ye ev sahipliği yaptı.
allianz arena
- 75,000 kişilik seyirci kapasitesine sahiptir.
- 2006 fifa dünya kupası, 2012 uefa şampiyonlar ligi finaline ev sahipliği yapmıştır.
maracana
- stadyum, 1950 fifa dünya kupası’na ev sahipliği yapmak için inşa edildi. ancak inşaat geç başladığı için henüz bitmemişti. fifa, stadyumda maç yapılmasına izin verdi ancak inşaat aslında 1965 yılında tamamlanmıştır. stadyum, turnuvada hala bir inşaat halinde gözüküyordu.
- pele, 1000. golünü maracana’da atmıştır.
old trafford
- wembley’den sonra ingiltere’nin en büyük ikinci stadyumudur.
- manchester united, stadyumun açılış maçını liverpool’la oynadı. ancak maçı 3-4 kaybetti.
- stadyumun hemen dışında “united trinity” olarak adlandırılan, manchester united’ın efsane 3 oyuncusunun bulunduğu heykel grubu yer alır (george best, denis law ve bobby charlton).
- stadyumun en büyük bölümüne manchester united’ın en başarılı menajeri sir alex ferguson’ın ismi verilmiştir.
kaynakça
https://www.globalblue.com/…cts-on-wembley-stadium/
https://www.borehamwoodfootballclub.co.uk/…wembley/
https://www.listerious.com/facts-about-camp-nou/
https://en.wikipedia.org/wiki/allianz_arena
https://www.laliga.com/…about-the-santiago-bernabeu
https://en.wikipedia.org/wiki/san_siro
https://www.fmliving.co.uk/…efore-visiting-anfield/
https://en.wikipedia.org/…t_of_stadiums_by_capacity
https://www.listerious.com/…cts-about-old-trafford/
https://nationalpost.com/…c-opening-ceremony-in-rio