ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
şehir tabelalarından nüfus ve rakımın kaldırılması
-
yav sineği sıkıp yağ çıkarma derdindeler. neymiş masraf oluyormuş.
ülkenin ammına koymak isteyen cengize şlap diye 50 milyon 50 milyon para yağdır. suriye 360 milyar tl yağdır. oraya yağdır buraya yağdır.
tabelaya gelince: yav masraf oluyordu.
ne kadar da israfla mücadele eden bir hükümet.
münevver karabulut
-
cem garipoğlu tarafından hunharca katledilmiş cancağızım, rahmetli.
o dönem otopsi raporunu okumuştum, okuyup ağladığımı hatırlıyorum.
bir de ismini unuttuğum bir programda, sezen aksu-firuze eşliğinde anılmıştı.
şimdi ne zaman firuze çalsa, aklıma münevver karabulut gelir.
"üzüm buğusu gibi..."
ne zaman protez tırnak taksam, cem garipoğlu'nun evinde, yerde bulunan tırnakları geliyor aklıma, poşetten çıkan kanlı çamaşırlar beliriyor sonra gözümde. sonra testere geliyor aklıma, başının gövdesinden ayrılma sahnesi... daha sonra onun bulunduğu, cenaze için, kafasının gövdesine dikildiği...
amcası, bileklerinden bahsetmişti bir yerde... "bileklerini telle mi neyle bağladılarsa, bilekleri..." deyip yutkunmuştu adamcağız...
ölüm anında aklından geçenleri düşünüyorum, ne kadar ürküp, ne kadar korktuğunu...
allah rahmet eylesin. ben bu cancağızıma hala çok üzülüyorum.
can yücel
-
izmir'de kıbrıs şehitleri caddesi'nde geçen bir öyküsünü duyduğum şair ve dobra adam.
hikaye şöyledir: can baba, bir takım hayranları ve arkadaşlarıyla bir yerlerde içer, sohbet eder. aynı grup, sabahın 5'i 6'sı gibi pek de kimsenin bulunmadığı kıbrıs şehitleri caddesinde yürürken, şair birden durur ve yere yatar. yanındakiler de aynı şeyi yaparlar. şair, gözlerini kırpmadan gökyüzüne bakmaktadır. hayranlardan birisi dayanamayıp sorar:
- baba, ne görüyorsun, bize de söyle...
üstat, gözlerini gökyüzünden hiç ayırmadan, ondan ulvi ya da şairane bir cevap bekleyen vatandaşa şöyle cevap verir:
- çok sarhoşum, .mına koyim...
otoimmün hastalık
-
otoimmün hastalığı olan kişilerde immün sistem, kişinin kendi hücrelerini dokularını ve organlarını hedef alır ve onlara saldırır.
herbiri vücudu farklı şekilde etkileyen bir çok otoimmün hastalıkvardır. örneğin, multiple sclerosisde otoimmün reaksiyon beyni hedef alırken; crohn hastalığında bağırsakları hedef alır. systemic lupus erythematosus (lupus) gibi diğer otoimmün hastalıklarda doku ve organlar ayrı ayrı etkilenebilirler. lupuslu bir hastanın cildi ve eklemleri hastalıktan etkilenirken, bir başkasında etkilenen bölgeler böbrek ve ciğerler olabilir. sonuçta, immün sistem bazı dokularda kalıcı hasara yol açar. pankreastaki insülin salgılayan hücrelerin hasar görmesiyle oluşan tip1 diyabet buna örnektir.
weltschmerz
-
fikrimce almanca en güzel kelimelerden biridir. "dünya acısı" anlamındadır ve varoluştan kaynaklanan tüm ıstırabı böyle bir anda özetleyiverir.
30 ağustos 2017 askerin sokağa inmesi
-
30 ağustos kutlamaları nedeniyle olduğu söylenen.
yalnız şunu anlamadım ben lan: osmaniye'de hayat ne kadar felç olabilir ki ya. osmaniye diyorum bakın... markete mi gidemedin? nalbura mı ulaşamadın? ne bileyim; menemen için domatese erişimin mi engellendi? nasıl felç oldu hayat?
ilginç yav bizim millet. zafer bayramı işte, asker diyor ki: buradayız, arkanızdayız, bize güvenin...
not: tamamen üstteki entry referans alınarak yazılmıştır. ekstra herhangi bir bilgiye sahip değilim konuyla alakalı.
başbakanlığa interneti engelleme yetkisi verilmesi
-
anayasa mahkemesi’nin ulaştırma bakanı ve tib başkanı’na sakıncalı içeriği 4 saat içinde engelleme yetkisi tanıyan düzenlemeyi iptal etmesinin ardından başbakanlığa ve ilgili bakanlığa yetki verilmesi düşünülen yeni düzenleme.
yeni düzenlemede, milli güvenlik ve kamu düzeninin korunmasının gerektiği hallerde erişimin başbakan veya ulaştırma bakanı’nın talimatıyla engellenebileceğinin yer alması bekleniyor.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/27839328.asp
cumhurbaşkanına da kırmızı bir buton versinler, hani şu filmlerde olanlardan. canı sıkıldıkça bassın interneti kapatsın.
teoman'ın tükenmişlik açıklaması
-
şu adamın şovundan ben bile sıkıldım. her albümünü ezbere bilirim. o kadar da fanıyım. ama yok "kadınlar ık mık" yok "müzikten sıkıldım" yok "tükendim" eeee.
(bkz: amlarına koyayım onların çok ayıp ediyorlar)
zenginlerin derdi cidden çekilmiyor. utanmıyorlar da açıklama yaparken. az iç manyak herif. hay allah'ım ya.
bir gün suyu keselim eski istanbul buydu diyelim
-
orman ve su işleri bakanı eroğlu'nun dahiyane oy toplama fikri.
"eroğlu’nun istanbul’un eski günlerini hatırlatmak için "bir gün suyu keselim, eski istanbul buydu diye hatırlatalım"
adamların her tarafından rezillik akıyor lan, bitmiyor da bitmiyor.
beyler aklınızı koruyun, az kaldı bu rezilliklerden kurtulacağız.
edit: kurtulamadık amk.