hesabın var mı? giriş yap

  • 5 ocak 2017 izmir adliye patlamasında şehit düşen trafik polisimiz.

    bu ülkenin hainleri de kahramanları da bitmiyor.

    vatan sana minnettardır.

  • çankırı'da valiliğin yayımladığı bildiri ile il sınırların içindeki halka açık yerlerde içki tüketimini yasaklandı. şimdi hemen dellenmeyin bir bakalım gerekçe neymiş. valilik diyor ki havalar ısınınca insanlar pikniğe gidiyor, orada alkol alıp dönüş yolunda trafik kazası yapıyor, bu yüzden geçen sene 2 kişi ölmüş. http://www.milliyet.com.tr/…akika&articleid=1094614

    şimdi yasağın tutarsızlığına gelirsek; diyelim ki bir minibüse arkadaşlarla 20 kişi doluşup pikniğe gittiniz. valilik genelgesine göre 20 kişinin de içki içmesi yasak. niye? çünkü kaza olur. sadece şoför içmese, ya da yasal sınırlar dahilinde içse? olmaz, içki herkese yasak. (bkz: maksat üzüm yemek değil bağcıyı dövmek). "e kontrole gelince kim şoför ne bileceğiz, ya içiyorsa?". arkadaşım piknik yolu güzergahları bellidir, koyarsın bir ekip otosu üfletirsin şoföre, yasal sınırın üzerinde alkollü ise zaten kodaman bir ceza yazma hakkın var.

    ceza dedim de aklıma geldi; bu ülkede alkollü araç kullanmak zaten yasak değil mi? yasak. hem de kol gibi para cezası var, ehliyetin alınması da cabası. e o zaman sen bu yasağı yürürlüğe koyma acizliğini neden ikinci bir yasakla kapatmaya çalışıyorsun? o zaman ben derim ki madem alkollü araç kullanmak yasak ama kontrol edemeyip içki içmeyi yasaklıyorsun o zaman halka açık yerde içmeyi kontrol edemezsen yarın içki üretimini de yasaklarsın. hadi onu da kontrol edemedin, kesmedi içki ithalatını da yasaklarsın. nereye varacak bu? bir tane yasağın var onu adam gibi uygula olsun bitsin.

    üçüncü nokta; piknik dönüşü alkolden kaza olmuş. e peki ben içkiyi seven ama sorumsuz bir şoförüm, pikniğe giderken değil evden yola çıkmadan içtim, n'olacak? yarın "pikniğe giderken kaza oldu, artık evde içmek de yasak" mı diyeceksin?

    böyle neresinden tutsan saçmalık akan bir karar umarım uzun süreli olmaz.

  • dün yazılanlar ile ilgili üzülmüş ve tereddüte düşmüştüm. bir açıklama veya delil olmadan hem suçlamak hem de hemen iftira diyerek aklamaya çalışanların çabası yanlış gelmişti. bu yüzden beklemek en sağlıklısıydı. bugün kendi yaptığı "eril faillik" ifadesi geçen açıklamasından sonra...
    cemal süreya nın eşini dövmesi gibi, cemal süreya şairdir ama şiddet şiddettir. hasan ali toptaş sanatçıdır ama taciz tacizdir.
    biliyorum, insanoğlu çiğ süt emmiş ama tacize de taciz denir. ve yaşadığımız tacizi/tacizleri anlatma cesareti, bu gibi olaylar ortaya çıktıkça güçlenecek.

  • "bu aralar isimlere taktım. geçen bir hanımla muhabbetim oldu. isminizi bağışlar mısınız dedim. su dedi. su istiyor sandım."

    türkiye'nin en büyük yeteneği seçildi bu adam.

  • http://www.uefa.com/news/newsid=892064.html

    beşiktaş'ın desibel rekoru guiness de yazmaz çünkü o rekor kırıldığında hadi rekor kıralım diye özel olarak organize olunmadığı için guiness çağrılmamıştı.. o gün maçı yayınlayan tv 'lerin ölçümlerinde çıkan ses 132 desibel.. üstelik bu inönü stadında maçtan önce değil maç sırasında 20-25 bin taraftar tarafından olağan gelişen bir durumdu.

    galatasaray rekoruna! gelirsek;
    maçtan günler öncesinde 50 bin kişilik stadlarında 50 bin kişi ile desibel rekoru kıracağız diye duyurup ... guiness yetkilileri çağrılıp... stadın içinde anons yaptırarak 50 bin kişinin organize bir şekilde aynı anda bağırmasıyla 136 desibel ses çıkartmayı başarmışlardır.

    işte bu iki durum arasında ki farkı anlamaya ufak beyinleri yetmeyenlere bilal'e anlatır gibi anlatmakta maalesef biz romantik! taraftara düşüyor ne yazık ki...

    insan bir araştırır önce.. ama yok maksat trolluk olsun!

    edit: adam hala rekor göster diyor.. :)
    edit2 : çok mesaj geliyor o yüzden düzeltme yapayım gs'ın çıkardığı ses 136 değil 131db miş...

  • komplesine cephe almış değilim ama sikini, taşağını da yedirdilerse o zaman harbiden çok sinirlenicem.