hesabın var mı? giriş yap

  • yuva kurmayı başarmak ne yahu? bir başarı mi evlenmek sizin için? aksine ben bekar ve yalnız yaşayan insanların hayatla başa çıkmak açısından daha başarılı olduklarını düşünüyorum.

    edit: oha. daha önce hiç 176 kişi beğenmemişti yazdıklarımı. vay anasını be.

    edit 2: günaydın. arkadaşlar napiyosunuz? 473 kişi olmuş. neyse hastaydım. birazcık sevindim. hehehe. artık nasıl garibansam; beğeni sayısına seviniyorum.

  • modern insanın sistem ve düzen algısını merkeze yerleştirip onun etrafında sistemi derinlemesine eleştiren bir yapıya tanıklık ediyoruz bu filmde..

    yetmiyor.. bu film bize yalnızlık kavramı üzerinden çoğulcu fakat eklektik bir yapılanmanın asla mümkün olamayacağını haykırıyor, gözümüze sokuyor.

    yetmiyor.. kurmacanın bütün imkanlarından faydalanarak gerilim ve korkunun sınırlarında iğrençlik tanımını yeniden yapıyor..

    bu da yetmiyor.. temelinde oldukça esnek olduğu halde, aynı kalıplarla topluma rehberlik etmeyi sürdürebilen geleneksel ahlakın suratına bir tokat indiriyor..

    yetmiyor.. umudun tükendiği yerde yeni bir umut varolabilir mi sorusunu kazıyor belleğimize.. elbette cevap veremiyoruz..

    yetmiyor.. insan hayvan ikilemiyle yüzeysel indirgemeciliğin kitabını yazan elitizmin içten pazarlıklı algısına acımasızca meydan okuyor..

    bitti mi.. bitmedi..

    yetmiyor.. dünyayı, karanlık odalarda hazırlanmış global soslu yapay kültürlere mahkum eden, egemenlerin kucağına iten masonik üst yapıyı deşifre ediyor.. doktor figürüyle simgelediği bu mekanizmayı seyirciyi yerine mıhlamak için kullanıyor...
    ...

    şaka len şaka... ben böyle filmin taa avradını skeyim...

  • annesi ilkokul mezunu olan bir yazar olarak söylüyorum ki, imkanları olmadığından zamanında okuyamadığı için 3 çocuğunu da üniversitelerde okutmuş ömrümden ömür versem hakkını ödeyemeyeceğim kişidir.

    anneliğin diplomayla yapılmadığını bilmeyenlerin beyanıdır.

  • sabah kahvalti hazirladigim oglumun, gec kaldim diye hafif yollu beni azarlayip cikmasinin ardindan..

    "sabahki okuzlugum icin ozur dilerim, sabahin korunde kahvalti hazirlamissin ve ben tam bir okuz gibi davrandim. ozur dilerim guzellik"

    diye, mesaj atmasi. iyi ki dogurmusum dedim sabah sabah...

  • 10 kusur yildir yurtdisinda yasiyorum ve daha once bu kadar net bir sekilde farketmemistim, ya da uzerinde durmayip geciyordum. bugun daha yeni turkiye'den donmus ve bunlari dusunurken cogu seyi bir fotografla ozetleyebilecegimi dusunup o an gectigim sokakta bir fotograf cektim. simdilik burada dursun, tekrar donucem buna. (imgur acmiyor diyenler icin link : http://i.hizliresim.com/b44d8d.jpg)

    turkiye'de insanlar mutsuz. ılk farkedilen bu. kimse kimseyle diyalog kurmuyor. minibus soforune "iyi aksamlar" diyince bir garipseniyor, "bir altunizade" & "para ustu" harici bir sey duyulmuyor ornegin. metrobuse binemiyoruz diye agliyor insanlar ama giren bir adim atmiyor iceride, kapi onu tiklim tiklim sadece. hapsiran birisine "cok yasa" derseniz istem disi, cevap degil bakis aliyorsunuz.
    herkes kendi kuralini koyuyor, ya da toptan hic koymuyor. koyulmus ana kurallari ise hic sayiyor. adam yerin 55 metre altina inerken * onundeki ittiriyor, bekler misiniz diyince yandan onune geciyor, tekrar belirtince "gecerim?!" diyor. iceri sokan gorevli belirli araliklarla grup grup sokma yerine geleni yolluyor asagi. her yer, her sey bir duzensizlik.

    turkiye'de cocuk buyutmek de zor is. her kafadan bin ses. sokaktaki kadin "cocugunuz usutecek ince giydirmissiniz" demekten cekinmiyor. sutu soguk verince "bogazlari sisecek" demezse olecek insanlar var, o derece.

    40 dk boyunca trafikte takilmisken emniyet seridinden minimum 20 araba kacak olarak gitti. tam olarak ne oldugunu anlayamamakla beraber bir 20 kusur de resmi arac ve polis gecti. motorsikletle gecenin sayisi daha da fazla. polis bir tanesine bile ceza yazmadi, durdurmadi. bunlar hep normal geliyor ya size, iste farkedilenlerden biri de bu. ben yurtdisinda su ana kadar 1 tane bile emniyet seridinden giden araba gormedim desem?

    2 hafta turkiyede kalip bugun geri gelince kendimi truman showda hissetmemi saglayan seyler bu farkedilenler. karsidan gelen kisinin gulumsemesi, bir merhabayi & gunaydini& iyi aksamlari siradan bir sey gormesi. arabanin yol vermesi. bisikletle giderken haklarinin olmasi. bebek arabasiyla kaldirimda rahatca gidebilmek. kaldirim diye bir sey olmasi.

    burada kurallar var, duzen var. ya iyi vatandas olmayi seciyorsun, ya da zorla oluyorsun.

    fotografa geri donuyorum: http://i.imgur.com/nnapmjs.jpg ya da http://i.hizliresim.com/b44d8d.jpg

    yol iki seritli bir yol. bir seridin de bisikletlere ayrilmis ozel serit var. buradan arabalar gitmiyor, olur da giderse $100 cezasi var. diger seritte ozel bir bisiklet serit yok ama isaretten de gorulebilecegi gibi bisikletlerin araba seridinden gidebilecegi belirtiliyor. bir araba gelip arkadan korna vs calip hizli gitmesini, yoldan cekilmesini soylemiyor.
    tum kaldirimlarin engelliler (bu sayede bebek arabasi vs icin de) rampasi var. rampayi bloklayacak sekilde parketmemeniz gerektigini biliyorsunuz ama iyi vatandas olmayi secmeyip parkederseniz $100 cezasi var yine.

    sol-ileri taraftaki evde bir calisma mevcut ama etrafina tel cevrilmis ve kaldirima hala ulasilabiliyor. ulasilamadigi durumlarda yoldan biri serit yayalara ayriliyor ve etrafi cevriliyor.

    arabalar sehir ici maksimum 30 km ile gidiyorlar. 4 adet yaya gecidi var, araclar yaya gecidine gelmeden kontrol ediyorlar, yaya varsa bekliyorlar. bunu bilmeyen suruculer icin 2 adet uyari var; biri kaldirimda, biri yol uzerinde. ıyi vatandas zaten duruyor ama durmayan bir kere $200 oduyor ve artik durmaya basliyor.

    parkedilmesi yasak yerlere kimse parketmiyor. kavsaka 6, yangin musluguna 3 metre uzakta parketmeniz gerekiyor. kaldirimdan ise 30 cm'den fazla uzak parketmemeniz gerek. hepsinin ayri ayri cezasi var.

    hayatin herhangi bir anindan alinmis bir karede bile bu kadar sey farkediliyor iste..