hesabın var mı? giriş yap

  • ayar değil, düpedüz kabalıktır.
    bu arada lamborghini'yi kullanan şahsa neden piç dendiği anlaşılamamıştır. lamborghini sahibi olmak insanı piç yapar mı, o da ayrı bir konu.

  • daha önce 17 tür köpekbalığı ile dalış yapmış biri olarak söylüyorum, köpekbalıklarının yani taksonomide ve besin zincirinde asla insan yoktur zaten insan onlar için yağsız bir besin, ama ısırma içgüdüleri bunu yapar sonuçta kan geldiğinde artık durdurulamaz bir hal olabilir çoğu zaman ısırıp yok bu benim yiyeceğim değil diye gider.

    yani o köpekbalığı ultra acıkmış bundan kaçış yok, köpekbalığının 2 özelliği vardır bir lorenzini ampülleri (ampullae of lorenzini)dediğimiz seni elektro manyetik olarak suda 3d boyutunda algılar ikincisi kan.

    doğanın acımasızlığı değil bu gerekliliğidir.

  • video art'a pop art'ın elektro manyetik uzantısı demek, ancak bütün bir 20. yüzyıl sanat tarihini 30 sayfaya sıkıştırmak zorunda kalırsanız, kategorileri azaltmak ve basitleştirmek için kullanabileceğiniz bir tabir olabilir. video art, söylenecek bir şeyin belki de gerçekten olmadığı dönemlerde yükseliyor olabilir. ve bu anlamda hayatta kalmayı başarmış sanat dallarından biri olarak kabul edilebilir. pop art ve küreselleşmeyi yan yana düşünmek ise akıl karı değildir. video art'ın küreselleşmesi olumlu bir şey olabilir belki ama böyle bir durum en az bir yüz yıl gözükmemektedir. ayrıca video bugün küreselleşme karşıtlarının en güçlü ifade araçlarından birine dönüşmüştür. tüm dünyada video sanatının yükselişinde sinemanın ticari oyuna katılmayanları dışarda bırakmasının etkisi vardır. öykünün sıkıcılığı, hız, zamansızlık ve dengelerin alt üst olması videoyu önemli ifade araçlarından birine dönüştürmektedir. ve esas virüs burroughs'ın dediği gibi, dildir...

  • inci-caps'ten seçmeler;

    "parası neyse veriyim de beni de sevin lan!"

    "bazı kızlar beni güldürürken düşündürüyor. mesela hem gülüyorum hem de 'acaba verir mi?' diye düşünüyorum. kalbini..."

    "kızlar; oranızı buranızı açacağınıza mantı açın da yiyelim bari."

    "hoşlandığı kıza yaklaşayım derken yanlışlıkla kanka olan beyler için 1 dakikalık saygı duruşu."

    "+ aşkım ben süt bazlı karamel soslu extra buzlu çikolata parçacıklı frappuccino latte söylüyorum sen ne diyorsun?
    - amin..."

    "geçen gün apartman yöneticisine admin dedim ya la!"

  • sahilden istinye yönüne giderken kahvaltı mekanlarına gelmeden hemen solunuzda kalan ispark tabelalı ama aslında mafyanın elinde olan rezil otopark.

    başımdan geçeni kısaca özet geçiyorum.

    dün kale cafe'ye kahvaltı için sahil yolundan gidiyordum. aslında her zaman daha kahvaltı mekanlarına gelmeden hemen sağda denize doğru kalan ispark'lara bırakırdım hep. orası henüz mafyanın elinde olmadığı için sıkıntı yaşamıyordum. dün ise buralarda yer olmadığı için mecburen denizin karşı tarafında kalan çok hafif rampalı ispark tabelalı yeri bilirsiniz ya oraya girmek istedim. ispark üniforması olmayan mafya tipli iki üç tane eleman vardı. olayı anladım ama yine de bi sorayım dedim.

    + burası ispark değil mi?
    - gel abi 15 lira.
    + ispark 15 lira mı yani?
    - ispark'ın yerleri dolu abi. gel biz sana yer ayarlarız.
    + istanbul'un yerlisiyiz birader, eyvallah.

    diyerek park etmeden devam ettim. sonra mecburen tekrar bebek yönüne doğru biraz gidip arnavutköy'den geri yine aynı kahvaltıcılar istikametine döndüm. denize doğru kalan ispark'lardan belki biri çıkmıştır da ben girerim ümidiyle giderken şansıma gerçekten de birisi parktan çıktı ve hemen arabayı bıraktım. bu sırada oradaki üniformalı ispark görevlisine olayın aslını sordum.

    + kardeşim, şu karşıda da sizin ispark tabelası var ama içeride ispark falan yok. bu nasıl iş?
    - ya abi o olayı hiç sorma. oraya ispark tabelasını koydurdular ki insanlar ispark sanıp arabalarını ve anahtarlarını güvenerek bıraksınlar. aslında ispark yok orada.
    + o nasıl oluyor ya? ciddi misin sen? böyle saçmalık mı olur.
    - abi valla öyle. oraya bi ara ispark görevlisi de koydular göstermelik ama arabaları yine mekanların valeleri park ediyor. ispark görevlisine para aldırmıyorlar. kendileri kendi ceplerine atıyorlar parayı.
    + yav kardeşim istanbul'un göbeğinde kimse görmüyor mu bunu? bir allahın kulu bir şey diyemiyor mu bu mafyalara?
    - abi zaten mekanların sahipleri büyük adamlar. bi tanesi hatta işi direkt yukarıdan bağlamış. polisler bile bir şey diyemiyor.

    düşün ki koca devlet kendine ait bir kurumun mafyalar tarafından işgal edilmesine ses çıkaramıyor ya da oradaki isparkı işletme sahiplerine ya da otopark mafyasına peşkeş çekiyor. sonra da bizden devlete güvenmemizi istiyorlar.

    buyur?

  • borsa arz talep usulü çalışır. bir hisse için herkes hangi fiyattan alıp satmak istediğini emir olarak sisteme girer. eşleşen emirler sırayla gerçekleşir.

    örneğin hisse alış 9.80 satış 9.90 gözüküyorsa ya almak isteyen parasına kıyıp 9.90 verecek ya da satmak isteyen eaah tamam lan diyip 9.80'e razı gelecek.

    bazı günler bir hisseyi o kadar kişi satmak ister ki piyasadaki tüm alıcılar biter. bu da satıcıların tamam lan 9 lira olsun ben razıyım demesine kadar varır. bu panik ortamında satmak isteyenler daha da zarar etmesin ya da almak isteyenler biraz daha bekleyeyim 7 liradan alayım demesin diye borsa dur hele bir soluklanın yeğen der. bir önceki günün ağırlıklı ortalama fiyatının belli bir oranında örneğin 9 lirada devre kesme * olur. hatta duruma göre brüt takas vb. açığa satışı önleyici önlemler de gelebilir. (bkz: açığa satış)

    işte bu durumda taban fiyattan satmak isteyenlerin emirleri sıraya girer. atıyorum milyon hisse zaten 9 lira olan taban fiyattan satış için sıraya girdiyse siz milyon+1. sırada olursunuz. ben sıra beklemek istemiyorum daha ucuza satacağım da diyemezsiniz çünkü hisse devre kesmiştir.

    kısacası ya birileri gelip sizin önünüzde sırada bekleyen tüm hisseleri alacak * ya da bir sonraki seansta daha da ucuza satmayı deneyeceksiniz.

    eskiden 90'ların başınfa borsa galata'dayken, alım satım emirleri tahtaya tebeşirle yazılır, hisseler elle tutulur basılı kağıtken; dışarıda da ayaklı borsa *olurdu. (bkz: #120241107) orada hisse taban olsa da piyasa fiyatının da altına (örneğin 7-8 liraya) hisselerinizi elden alırlar parayı nakit verirlerdi. ya da direkt aynı gün para lazım +2 gün takasbank beklemek istemiyorsunuz bu çakallara giderdiniz. lakin her şeyin bilgisayar ortamında yürüdüğü 2023 yılında böyle şeyler artık mümkün değil. *

  • görsel

    link

    edit: ilan sahibi şaşırtmadı ve ilanı silip topukladı. iyi ki ss almışım.

    edit2: bir kaç sözlük yazarı telefon açıp makara yapmış, bir ekşi sözlük yazarı avukat da kendilerini arayıp anayasanın konut dokunulmazlığına ihlal suçundan kendisine uyarıda bulunmuş ondan da ilan silinmiş olabilir.

    edit3: firma tekrar ilanı yayına almış ancak bu sefer alkolle eve girenleri arayacağız kısmını çıkartmış. yahu madem mantıksız niye koyuyorsunuz ilana.

    edit 4: firma tekrar ilanı kaldırmış. tutamıyoruz efendim ısrarla değişiyor ilan. en son herhalde "evi tutacak kişiyle karşılıklı rakı içilip sözleşme öyle imzalanacak" diyecekler sanıyorum.

    sahibinden adlı çılgın ev sahipleri sitesinde sevr anlaşmasına denk karşıma çıkan ilan içeriğidir.

    ayrıca 1 yıllık kira peşin, 2 depozito ve kalabalık olmayan çocuksuz aile seçimi ve tahliye sözleşmesi şartı ile beni benden almıştır.

    ne yani evin içini izleyen kamera mı koyacaksınız? ya da giriş çıkışlarda x ray cihazı mı koyacaksınız alkol var mı diye? ya da sizde beraber mi yaşayacaksınız karı kocayla?

    peki birisi şimdi şöyle bir ilan içeriği yazsaydı başına ne gelirdi?

    "evde namaz vb arap gelenekleri yapılmayacaktır bu bir tahliye sebebidir" ortalık ayağa kalkmaz mıydı?

    kalkardı yanlış çünkü.
    insanlara ev kiralıyor diye insanların sahibi değilsiniz.

    hammurabi kanunları daha insancıldır ulan.

    (bkz: altın emlak medikule)

  • mesela 21. dogumgununde onsuz gecirilen her dogumgunu icin toplam 20 ayri hediye almak. bir kac ornek vermek gerekirse 1. yasa emzik, 7. yasa abakus, 12. yasa cicili bicili tokalar gibi. aradaki tutkulu bir asksa, yapiliyor boyle seyler.