hesabın var mı? giriş yap

  • ilk önce ünlü düşünür tuğçe kazaz zannettim. sonra baktım o değil. müridlerinden biri. madem bu kadar seviyorsun gel burda yaşa. bunlara neden oy kullandırılıyor onuda anlamıyorum. sen elin memleketindesin ve türkiyedeki seçimlere katılıyorsun. dahası burada yaşamadığı gibi burayıda bilmiyor. 13 yıldır neyi kısıtlamışlar diyor. müslüman olmayana dinsiz diyor. afedersin ama senin tespitini sikim.

    boş boş konuşan aklınca ayar veren gurbetçi troll.

  • konteyner geçici konut olarak tanımlandığı için imar mevzuatında yeri farklı. imarı olmayan alanlarda bile %2.5'u geçmeyecek biçimde kullanılabiliyordu en son araştırdığımda. yani bir dönüm toprağınız varsa 25 m2 hakkınız var. buraya kadar kolay.

    iş su ve elektrik almaya gelince iş biraz zorlaşıyor. yola sınırınız yoksa elektrik işi zor. güneş panellerine yatırım yapmalısınız. şebekeden çekme izniniz varsa parselinizden ulusal ağa ulaşım için gerekli direk-tel vb sizden talep ediliyor.

    su için de dsi'ye başvurup artezyen açma ruhsatı edinmelisiniz.

    kanalizasyon bağlantınız olmadığı için foseptik çukuru veya tank arasında tercih yapmalısınız. ikisinin de avantaj ve dezavantajları var.

    çok önemli bir şey de şu: parselinizin çevre güvenliği tam olmalı. mevsimlik kullanacaksanız, mevsim dışında çoban-avcı-hırsız gözünüz gibi baktığınız konteyner evinizi ve toprağınızı yağmalar; içine eder mecazi ve gerçek anlamında. (örneğin yetiştirdiğiniz ağacı kesip ısınmak için verandanızda veya içerde yakabilirler. yapar bunu birileri en geç iki yıl içinde) bir dönüm arazinin çevre güvenliği (dikenli tel değil; beton duvar + sabit çit olacak) için de para saçmanız gerekiyor.

    yani kısaca; konteyner kolay ve ucuz; ancak orada yaşamayı sağlayacak takviye faaliyetler zahmetli ve pahalı. ama eminim ki her şey hallolduktan sonra vereceği keyif buna değecektir.

  • --- spoiler ---

    benim için saatte 50 miydi 80 miydi neydi, o kadar kilometre hızın altına düşerse bomba patlayacak olan bir otobüsten tüm rehineleri kurtarıp, arada otobüse benzin yüklenen bölümdür. o bölümü izleyenler efsane nesil seviye 24 olmuşlardır.
    --- spoiler ---

  • gelinle damadın çıkışı esnasında, geçiş yolu boyunca yakılan meşalelerden birinin gelinin duvağını tutuşturması; gelinin, önce söndürme çabaları ile helak edilişi, akabinde panik halindeki davetliler tarafından, yanı başındaki havuza atılması...

  • on üç yaşında yoldaki bir taşa bakıp bu taşı kaç yıl hatırlıycam bakalım deyip hala hatırlamak.

    edit: ocakta 45 olucam. hala hatırlamak zorunda mıyım arkadaşlar :))

  • yilmaz ozdil'den biraz bilmeceli bulmacali yazi yazma dersi almaliydi. oyle direkt yazilmaz soyle yazacaksin:

    onu sattilar...
    bunu sattilar...
    sunu da sattilar...
    bunlari da sattilar...
    onlari da sattilar dogru...

    ... (sayfa boyu satilanlar tek tek bu sekilde listeleniyor) ....

    geriye satmadiklari ne kaldi?

    * * *

    merak etmeyin onu da satarlar bunlar!

  • müthiş bir eyleme katılmış olan insandır.

    patronla işçinin aynı safta dizilip, birlikte eğildiği bir yere gitmiştir.
    sınıfsız, kaynaşmış, eşit...

  • nba şampiyonunun 3.5 milyon dolar aldığını bilmeyen safların hala 1 milyon euro bahsi yaptığı konu. ulan bir kişi de şunu demesin ya, şampiyonlar ligi şampiyonu 15 milyon euro kazanıyor, o zaman şampiyonlar ligi de değersiz zira 15 milyon euroya şu an getirilebilecek en iyi oyuncu xherdan shaqiri. önemli olan sponsorluklar ve yayın gelirleridir. euroleague'in havuzu da şu an 511 milyon dolar genişliğinde ve 2026'ya kadar 1 milyar euroya genişlemesi beklenmekte. nba havuzu ise 2018 itibariyle 7.5 milyar dolarlık bir genişlikte. euroleague havuzu nba'in yanında yavrusu gibi dursa da şampiyonlar ligi'nin 2 milyar euro (2.2 milyar dolar) dağıttığını düşünürsek aşırı korkunç bir vaziyette de değil, kıtanın 2 numaralı kupası olan uefa avrupa ligi'nin üstünde bir havuz söz konusu (uefa avrupa ligi havuzu 400 milyon euro boyutunda). ve buna basketbolun avrupa'da 1 numaralı spor olmadığını da eklersek (ve tabii ki ingiliz ve fransız takımlarının euroleague'de mücadele etmemesini de) bu durum anlaşılabilir.

    tanım: iyice suyu çıkan versus.

  • yemekhane olmaz, ofislerde illa bir mutfak olur ve o mutfak sebebiyle her gun 12-2 arasi agir yemek kokularina maruz kalirsiniz.

    dogumgunu, veda partileri herkes icin olur ama bunlar dunyanin en acinasi partileridir. herkes isinden biraz da olsa kacmak ve pasta yemek icin partinin yapildigi o toplanti odasina dolusur ama kimi zaman parti kimin icin yapilir farkinda bile olmazsiniz. mumlar uflenirken iki el cirpilir, sonra dogumgunu sahibi bir iki sey soyler, pastasini yiyen odadaki patrona isine bagli imaji vermek icin cekip gider, 15 dakikada hersey olup biter.

    bey/hanim olayi olmadigi icin patronunuza ilk ismiyle hitap etmek ilk baslarda acayip tuhaf gelse de alisirsiniz. koskoca sirketlerin ceo'suna 'hello jason' diye baslayan e-mailler atmak siradan gelir.

    elbette istisnalar olsa da herkes islerine cidden cok bagli ve disiplinlidir, mesai 9'da basliyorsa herkes isine 9'da baslar, ay dur kahvaltimi yapayim oh cayci teyze de geldi olayi yoktur.