hesabın var mı? giriş yap

  • şimdi burada çok güzel çemkirmişsiniz ya kızlara "hiçbiri böyle değil" diye,

    he benim canlarım, şimdi söyleyin bakalım, erkek tarafı olarak sizde "düğün istemiyoruz" dediğinizde kalpten gitmeyecek ana-baba var mı?

    kız orada çıksa "ben sadece nikah istiyorum" dese o kayınvalide-kayınbaba onu oracıkta paralar, "modernlik de bir yere kadar(!), ben oğlumun düğününde göbek atamayacak mıyım yelloz!" diye anasından emdiği sütü burnundan getirirler o kızın.

    demedi demeyin, bence siz önce bir kendi anne babanızı yoklayın. sonra hem böyle bir kız bulur, hem de kızcağız istemediği halde "ama selma, annemi babamı kıramam ben tağam mı?" pısırıklığı noktasında kalırsanız, o kız da uçar gider elinizden.

    not: evladının tercihlerine saygılı olan anne-babaları tenzih ederim. lakin türkiye sınırlarında çok bol bulunan bir maden olduğunu düşünmüyorum.

  • aramaya inandım ama yok sanırım böyle bi başlık.
    sadece bende mi oluyor bilmiyorum ama uzakta gördüğüm arkadaşa doğru giderken yaşadığım sıkıntıdır.
    uzaktan görürsün elinle işaret edersin ve yürümeye başlayınca o sıkıntı da başlar. adamın gözüne bakamıyosun kafanı çevirip sağa sola bakarak o 15 20 saniyeyi eritmeye uğraşırsın. gözüne bakıp mal mal da gülmek istemiyorsun.. en nihayetinde sıkıntılı geçen bir süreçtir. ya da ben mal olabilirim tabi bu da kuvvetli bir ihtimal.

  • off hangi birini anlatsam bilemedim... anadolu lisesi hazirliktayim... kasim sonu falan, kabanim yok incecik bir hirka ile gidip geliyorum okula. o zamanlarda benim askeriyede pilot olan kuzenim bizim memlekette calisiyo. bize gelicekmis yemege (annem babam ayri, ben annemle yasiyorum, o da yemege gelirdi arada bize ). otobusten indim, yagmur yagiyo, eve yuruyorum. bi araba durdu, sen napiyosun bu yagmurda dedi, eve gidiyorum dedim, kaskati olmusum soguktan. bin arabaya cabuk dedi. bana cok guzel bi kaban almisti, ortaligi ayaga kaldirmisti. bu cocugun nasil kabani olmaz bana nasil soylemezsiniz diye. 1-2 yil sonra diyarbakir’da sehit oldu, bana hayatimin en buyuk travmalarindan birini yasatti orasi ayri. keske gorebilseydi bugunlerimi.

  • küreselleşme furyası arttıkça dünyadaki paritelerin, ülke içindeki alım gücüne denk düşmesi gerektiği düşüncesi merkez alınmıştır. mesela türkiyede eğer bir kot pantolon 120 liraysa ve amerikada 100 dolar ise dolar paritesi 1.20 olmalıdır-eğer böyle olmazsa bu arbitraj mekanizmasını ortaya çıkarır ve pahalı olan ülke ekonomisinde ithalat eğilimini artırır-. fakat bu parite oranlaması her üründe yapılamaz çünkü her ülkede girdilerin sabit olduğu ve dünyada her ülkeye yayılan standart bir ürün baz alınmalıdır. amerikada zeki insanın biri bunların hepsini düşünmüş ve dünyada her yerde satılan big mac menüsünü baz almış. ilk başta herkes gülmüş ona böyle birşey olabilir mi diye..zamanla ona gülenler big mac endeksinin çıkardığı oranların piyasayla birebir örtüştüğünü gördüklerinde hata yaptıklarını anladılar.. ardından the economist dergisi bu endekse sahip çıktı. ayda bir dergisinde bu endeksi yayınlayan sayfa oluşturdu. burada aslında bizler için önemli olan fikirlere sahip çıkma düşüncesidir. düşünsenize biz birşey hazırladık ve tepki aldık kesin vazgeçerdik davamızdan ama bu insan evladı düşüncesine sahip çıktı ve dünyaya rasyonel düşüncesini kabul ettirdi. tıpkı google tezlerine hocalarının c not vermesini aldırış etmeyen google milyarderleri gibi.. işte amerikayı amerika yapanda bu..

  • ve halen aramızda 1 tane bile kız kaldıramayıp, sözlükte sağa sola abazanlık saçanların suratına tokadı yapıştırmış ablamızdır. yürü bea.