ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
müzik tarihinin en abartılmış grubu
-
(bkz: grup hepsi)
şaka maka değil he birbirine düşen kaç kız tanıyorum "ben erenim ben gülçinim" diye... ki hoş 5. sınıf yıl sonu gösterimde grubun 4 elemanından biri de ben olmuştum "yaalaan yalaaaan" diye allah benim belamı vermesin.
10 aralık 2013 istanbul'da kar yağışı
-
vahşi hayatı da fena etkilemiştir. metrobüsler tıklım tıklım.
behzat ç.
topu topu 7 nota var kaç ayrı beste yapılabilir ki
-
okulda permütasyon hesabı öğrenmemiş bir bireyin söyleyebileceği bir söz. bunu söyleyenler bunu da söyledi: topu topu 0 ve 1 var anasını satayım kaç tane program yapılabilirki?
cep telefonu çıkmadan önce sıçarken yapılanlar
-
yumos'un arkasini filan okuyorduk mk
bornova meydanı'nda umursamadan dans eden genç
-
avrupa'nın herhangi bir yerinde yapılmış olsa çağın ilerisinden tutun, özgür genç nesil gibi bir sürü imrenilen benzetmeler yapılırken; ülkem topraklarında yapıldığı zaman geri zekalı veya salak damgası yakıştırılan, kafası rahat gencimizdir.
kötülediğimiz çoğu şeyin aslında cesaret edemediğimizden yapamıyor olmamız büyük ve genel bir gerçektir.
ziya selçuk'un gençliğim diye brando'yu paylaşması
-
oha adamlar marlon brando’nun bile gencligini calmis.
bir gün ölecek olmak
-
montaigne ünlü olmadan önce ölüm hakkında çok kafa patlatan ve ölümden endişe duyan bir insanmış zira en iyi arkadaşı etienne de la boetie'yi, babasını, erkek kardeşini ve ilk çocuğunu kaybetmiş; sen ben kadar, belki daha fazla ölüm düşüncesi kafasını meşgul edermiş.
bir gün malikanesinde çalışanlarla beraber çıktığı bir gezide atından düşmüş ve ölümle burun buruna gelmiş. ağzı burnu kan içinde kalmış, yerinden kıpırdayamamış. bilincini kaybetme noktasına kadar geldiğinde artık kendisi için sonun yaklaştığını, o anlarda aldığı her nefesin son nefes olabileceğini kabullenmiş. bu kabulleniş hayatı yeniden yorumlamasına sebep olmuş. 36 yaşında başına gelen bu olay sonrasında bordeaux yüksek mahkemesindeki görevinden istifa etmiş ve denemeler'i yazmaya başlamış. yaşam, ölüm, korku, arkadaşlık, erdem, vicdan vs aklına ne geldiyse, o gün başından neler geçtiyse, ne hakkında yazmak istediyse yazmış. önceden yazdığı düşüncesiyle/davranışıyla çelişkili bir durum ortaya çıktığında önceki yazısına dönüp değişiklik yoluna gitmemiş; insan hayatının tecrübelerden oluştuğunu, her tecrübenin düşüncelerimizi ve davranışlarımızı değiştirebileceğini ve bunun yaşamın bir parçası olduğunu anlatmış.
başlık kendi içerisinde ölümü ve yaşamı özetliyor: bir gün ölecek olmak. montaigne yaşarken ölümü düşünmenin bir faydası olmadığını, aksine yaşamın kalitesini azalttığının farkına varabilmiş, bunu yazdıklarıyla aktarmaya çalışmış, bir gün ölecek olmayı kabullenip kalan bütün günlerde yaşamı olabildiğince tatlı yaşamayı öğütlemiş.
yaşıyor olmanın nefes alıp vermekten ibaret olmadığını en iyi idrak eden ve en iyi aktaran yazarlardan biri montaigne. yaşadığı hayat ve yazdıkları, ölüm düşüncesi sizi korkutuyor olmasa dahi hayatınızı güzelleştirebilir.
(bkz: nasıl yaşanır ya da bir soruda montaigne'in hayatı)
http://www.idefix.com/…asp?sid=bm6wdd31ey2ymis44pte
http://www.amazon.com/…stion-attempts/dp/1590514831
türkiye'de kimsenin nefret etmediği tek kişi
-
sinan özendir. daha bu yaşıma kadar "ben sinan özen'e uyuz oluyorum." diyen bir şahısa denk gelmedim. ki düşün pepe'yi bile yakalasa sinirinden skecek adamlar var bu ülkede.