hesabın var mı? giriş yap

  • edit: (bkz: hadi bilgi yarışması dolandırıcılık rezaleti) bunu da buraya koyayım da belki birkaç kişiye fazladan ulaşır, sizi her platformda rezil edicem türkcell ve şürekası.. insanları dolandırmak neymiş görün, çiftlikbank bile sizden iyiydi be!

    bu arada pejmürde etmek ne diye sormuşlar

    pejmürde etmek: kazanamadığı belediyeleri kayyum yoluyla teröre destek verdi bahanesi ile ele geçirme işi...

    hadi et la...
    valla et... et de bak bi daha ki seçimde barajı geçebiliyor musunuz görelim hadi!

    çırpının bakalım nereye kadar çırpınacaksınız, ders almıyor da adam... bu söylemlere belediyeleri komple kaybettiler, şimdi kayyumlar ile geri alırız zannediyor, e genel seçimlerde ne yapacaksın?

    böyle devam et arkadaş, hiç bozma, bence görevden de al gücün yetiyorsa imamoğlunu, al da kendi ellerinle 2023 e cumhurbaşkanını tayin et ;)

  • -biricik kardesim benim dunyanin en guzel kizkardesi cinimm..
    -param yok, su getiremem, bakkala gidemem ders calisiom
    -allah cezani vermesin ben istemesem seni yapmiyolardi ama.

  • zarife'nin 18 çikolatası var. 4'ünü yedi. 8 tanesini geri verip yerine 10 tane bisküvi aldı. 6 tanesini satıp parasıyla 3 tane lahmacun aldı.

    soru: zarife neden tayt giyiyor?

  • sağlık işleriyle ilgili ilk yenilikler ıı. mahmut zamanında başlamıştır.

    bunların başında karantina usulünün uygulanması gelir.

    zamanın avrupa yöntemlerinin alınmasını savunan
    ahmed resmî efendi, avrupa’dan döndükten sonra,
    orada gördüğü karantina usulünün yararlarını anlatmaya kalkınca zamanın ileri gelenlerinden biri tarafından akılsızlıkla azarlanmıştı.*

    islâm dünyasının öteki bölgelerinde de bu karantina sorunu 19. yüzyıl başlarında ulemâ arasında tartışılan bir konu olmuştu.

    mehmet ali paşa’nın fransa’ya yolladığı
    rifâ’a tahtavî’nin anlattığına göre bu sorun tunus’ta malikî mezhebinden olan zeytuna müderrisi
    şeyh muhammed menaî ile oranın hanefî müftüsü
    şeyh muhammed bayram arasında uzun tartışmalara yol açmış, bunlar konu üzerinde risâleler yazmışlardı.

    hanefî müftüye göre karantina şeriat açısından yalnız câiz değil, üstelik vacipti.

    malikî müderrislerine göre ise “karantina tanrı’nın kaza ve kaderinden kaçmaya kalkışmak” demek olduğundan dine aykırı idi

    karantina uygulamasını gerektiren başlıca neden 1831 ve 1833 arasında hindistan’dan gelerek yakın doğu yoluyla avrupa’ya yayılan korkunç kolera salgını olmuştu.

    1831’de istanbul’a gelen amerikalı doktor dekay anılarında bu kolera salgını üzerine yaptığı gözlemlerini yazar;
    avrupa’da çok korkulan bu hastalığa yakalananları,
    bazen bulunduklan evin kapı ve pencerelerini örerek ölmeye bıraktıkları halde, türkiye’de böyle yapılmadığını, sirke vesair maddelerle onları tedavi etmeye çalışmalarını daha insanca bir çaba olarak takdir eder.

    bu vesileyle koleranın ne olduğu, hangi yollarla yayıldığı konusu üzerinde ilk kez olarak kanada’da quebec şehrinde toplanan uluslararası hekimler kongresinde bulunan dr. dekay,
    koleraya yakalananlann kurtarabileceğini istanbul’daki gözlemlerine dayanarak ileri sürmüş ve bu gözlemler kolera üzerine tıp alanında yeni görüşlerin doğmasına yol açmıştır.

    koleranın tıpça niteliği kesin olarak anlaşılıncaya kadar,
    ülkeler arası gezilerde, karantinanın uygulanması için uluslararası anlaşmalar yapılmıştır.
    koleranın avrupa’ya yayılmasında bir köprü durumunda olan osmanlı ülkelerinde karantinanın uygulanması gerektiği için, ıı. mahmut’un emriyle bu yolda
    ilk adımlar atılmıştır.

    ulemâ ve halk arasında karantinaya karşı beslenen olumsuz fikirleri yıkmak amacıyla kitaplar yazdırılmıştır.

    1835’te ilk karantina müdürlüğü kuruldu;
    dârü’l-etibba (hekimler dairesi) adıyla kurulan kuruma fransızca çevirmeni olarak atanan cezayirli hamdullah bin osman adlı zata, karantinanın haram olmadığına dair bir risâle yazdırıldı.

    1836’da takvîm-i vakayi gazetesinde karantinanın faydaları üzerine yazılar çıktı. karantina uygulayan ülkelerden getirilen uzmanlann yardımı ile 1838’de
    sağlık işleri meclisi (meclis-i umûr-ı sıhhi-ye) adı altında bir daire kuruldu.

    ilk uluslararası sağlık kongresi diyebileceğimiz
    bir toplantı sonunda türkçe ve fransızca olarak sağlık işleri nizâmnâmesi hazırlandı.

    daha sonra 1866’da istanbul’da bir kez daha uluslararası sağlık işleri kongresi toplanmıştır.
    türkiye'de çağdaşlaşma

    edit;
    aşağıdakiler de fuzuli isler naziri isimli yazardan:

    karantina, siyasi amaçlarla da kullanıldı.

    mesela 1829 edirne antlaşması'yla eflak ve boğdan'daki işgali kalıcı hale gelen rusya, karantina uygulamasını gerekçe göstererek bölgeye girmek isteyen yabancıları tuna nehri'nin girişinde 15 günlük bir karantinaya almıştır.

    rusya'nın çok keyfi biçimde dilediğine uyguladığı bu karantinanın esas amacı hastalıklardan korunmak yerine bölgeyi dış etkiye kapatma amacına matuftu.

    böylelikle osmanlı devleti ile olan bağlantısını 5 yıl kopardığı eflak ve boğdan'da çok ciddi reformlar yaptılar.

    mesela 1834 yılında ilk romen anayasa'sını hazırladılar. olağanüstü yetkilerle donatılmış rus generalinin memleketindeki valilik görevini rahatlıkla yapmasına alan açmışlar karantina ile.
    karantina gerekçesi de veba imiş tabii.

  • ben rakamlardan durumu pek anlamiyordum, sonra ankara'nin 2. buyuk ilcesinin buyuk bir hastanesinde epey sure randevu bekleyip nihayet gidebildigim gun sadece 1 tane gastroenterolog oldugunu gordugumde durumu anladim.

    danisikli dovus mudur, kabul edilebilir kayip midir bilmem ama turkiye, savasa girip neredeyse kiyma makinesinden gecirilmis ukrayna gibi bir jenerasyon hediye etti avrupa ve abd'ye. birbirinden koklu fakultelerden zehir gibi doktorlar, bilgisayar muhendisleri, elektrik ve makine muhendisleri, endustri muhendisleri, matematikciler istatistikciler fizikciler, hem dogrudan piyasa hem de akademi anlaminda adamlara sifir maliyetle dunyalari hediye ettik.

    dogumundan yetismesine 0 kurus katkida bulunduklari binlerce odtulu, itulu, bogazicili, hacettepeli, ankara tipli vs ogrenci ulkelerine girdi, mortgage kredilerine girip ev aldi, araba aldi, para da sistemden cikmamis oldu boylece. vergilerini verirler, suc islemezler, kamu hizmetlerine katki saglarlar, firmalara fayda saglarlar... dunyanin en karli ticareti amk. kar marji %500, hatta yetmez %1000.

    belki de reflumu cozecek hoca su an dusseldorf'ta cocuklarinin cantalarini hazirlamis sabah kindergartena birakacagi saate alarm kuruyor. kaliteli nufus ihracati - kalitesiz nufus ithalati kadar buyuk bir hainlik olamaz. asml olacak ulkeyi don dikme pazarina cevirdiler cebirle.

  • web tasarımcı pozisyonu için gittiğim orta büyüklükte bir şirkette developer tarafından sorulan soru:

    +tasarım dünyasına getirdiğiniz bir yaklaşim, bir yenilik var mı?
    -öyle bir şey olsaydı bu mülakatta olmazdım sanırım.

    sonuç: işi aldım.

  • (bkz: helal olmasın)

    edit; ekran görüntüsünün altında yazının devamı olarak "allah ecrini verir" demiş. fahrettin kardeş yolda bulduğun, sahibi olmayan parayla bile hayır yapsan sana yazılmıyor bilgin olsun ki bahsedilen iddia "haksız kazanç", 80 milyonun parası falan filan... kime ne anlatıyosam amk!

  • sosyal medya'nın yalanlar okyanusu olmasının en büyük kanıtı
    hani lan, "o bakış" lı, "bir de bunun için cigara yakalım"lı iç geçirmeli, "aşkla bakış" fotoğrafları
    hani ahmet kural aşkla bakıyordu sıla'ya.
    noldu?
    yalansınız olm
    alayınız yalansınız.
    hayatınız, sosyal medyanız, o resimler, hepsi yalan