ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ingiltere zanzibar savaşı
-
27 ağustos 1896 tarihinde, tanzanya'nın bir adası olan zanzibar'da gerçekleşmiş -ne kadar gerçekleşme denirse- ve 40 dakikadan kısa sürmüş; bu özelliğiyle tarihin en kısa süren savaşı olarak kayıtlara geçmiş savaştır.
ingiliz komutan harry rawson tanzanya padişahı khalid'e üç kruvazör ile geldiklerini, teslim olmazlar ise ateş edeceklerini bildiriyor. khalid ingilizlerin blöf yaptığını düşünerek: "gelin ulan sizden korkan sizin gibi olsun" diyor. ancak işler daha sonra pek de yolunda gitmiyor. harry sözünü tutuyor ve sarayı bombardımana tutuyor, tanzanyalılar can havliyle teslim oluyorlar.
40 dakikada 500 tanzanyanlı haklanırken sadece bir ingiliz ağır hasar görüyor.
cumhurbaşkanlığı binası saray değil büyük bir ofis
erkekler arası kurallar
-
pisuvara işerken bir sıra boşluk bırakmak , eğer boş pisuvar varsa asla ve asla adamın yanındaki pisuvara gidilmez
istiklal'deki patlamada hükümeti suçlu bulmak
-
ne mutlu türküm diyene!
bilal ve rte'nin anlatılacağı filme isim önerileri
-
(bkz: saving private dogan)
53 lira hesap kitlenen dh ölücüsü
-
mustafa orta halli bir esnaf çocuğu haftalığı 50-100 lira olan kendi halinde bir liseli kardeşimiz. feyza ile dilara aynı mahalleden gözü açık geçinen lisede herkesin ağzının içine baktığı, bunun farkında olan ve erkeklerin nasıl çalıştığını manikürcü ablalarından öğrenmiş genç kızlar. feyza daha akıllı olanı dilara da onun yanında gezen ancak o kadar uyanık olmayan ekürisi. günlerden bir gün haftalığını alan mustafa indirimde olan mağazalara ölücülük için yola çıkar. yürürken geçtiği kafenin önünde okulda hep gördüğü ancak konuşamadığı kızın kapıda sigara içmekte olduğunu görür. kız onu fark ettiğini anlaması için sigarayı atıp etrafı izler. bundan cesaret alan mustafamız naber diyerek hikayeye başlar. kızlar mustafa’dan uyanık olduklarını düşündükleri için gün boyu yediklerini mustafaya uygun bir dille kitlerler. ancak unuttukları bir şey vardır. mustafa bir dh ölücüsüdür. intikamını fazlasıyla alacaktır.
ımdb: rating 8.7
mustafa's revenge
on 8th march...
afgan ve pakistanlılar nasıl gidecek sorunsalı
-
yunanistan sınırını açacaksın
afganları surileri pakileri avrupaya göndereceksin.
yunan askeri bunları vurdukça canlı yayında insanlık dramı olarak yayınlayacaksın.
--- spoiler ---
nüfusunun 5' te 1'i mülteci besleyen türk ekonomisi sonunda battı. daha iyi yaşam şartları için avrupaya gitmeye çalışan mülteciler yunan askeri tarafından öldürülüyor.
--- spoiler ---
burdan devlette yetkililere söylüyorum. bak bu tarz propagandayı yapacak ingilizce bilen az biraz kafası çalışan adamınız yoksa ben gelir hallederim.
lehistan sefiri
-
1790'lı yıllarda polonya( lehistan ) parçalanıp rusya, prusya ve avusturya tarafından pay edilir.
bu durumu ise o zaman dünya üzerinde bulunan devletlerden sadece osmanlı imparatorluğu kabul etmez.
lâkin tabii ki bu üç devletle savaşıp polonya'yı kurtarabilecek gücü de yoktur. fakat osmanlı imparatorluğu sağlam bir tavır sergileyerek o tarihten sonra tam 120 yıl boyunca polonya'nın dağılışını protesto eder ve bu yok edilişi tanımadığını ilan eder.
bunu da şu şekilde gerçekleştirmektedir:
osmanlı padişahları senede bir gün ülkesine gelen tüm yabancı sefirleri aynı anda ağırlamakta, merasim düzenlenmektedir. işte her sene bu merasimlerde sanki polonya hâlâ varmışçasına sıra bu devletin sefirini anmaya geldiğinde " lehistan sefiriiii! " diye bağırılır ve bir osmanlı askeri " lehistan sefiri yoldadır! " şeklinde bağırarak cevap verir.
bu, osmanlı imparatorluğu'nun oradaki tüm yabancı sefirlere " biz hâlâ polonya'nın işgalini tanımıyoruz! " şeklinde bir notasıdır aslında.
bu durum polonya'nın tekrar bağımsızlığını kazanmasına kadar devam etmiştir.
hatta yıllar önce avrupa birliği'ne üye ve üye olmaya çalışan ülkelerin topkapı sarayı'nda düzenlenen toplantısında polonya cumhurbaşkanı kürsüye çıkar çıkmaz ilk sözü " polonya elçisi geldi! " olmuştur.
pek tabii bizim devlet erkânından kimse bu sözün ne anlama geldiğini anlamamıştır.
lafa gelince hepsi osmanlı torunu...
subway'in türkiye'de tutmamasının sebepleri
-
türkiye'de cok daha iyi alternatiflerinin olmasi. yurtdisinda yasiyorum ve düzenli olarak subway alirim haftada 1-2, cünkü dogru düzgün yiyecek bisey yok, yemek kültürü bulundugum yerde sifir. türkiye'ye gittigimde aklima bile gelmez o kadar iyi sokak yemegi kültürümüz varken. cok daha uygun ve lezzetli nohut pilav, dürüm, falafel, kumru dururken düz sandvic mi alayim?
ekşi sözlük'te başlık açmanın paralı olması
doğa için çal 7
-
amaç ulvi, ortaya çıkan performans takdire şayan... doğa için çal 3 hala bir başka tabi ama bu da güzel. ikinci yarısı ilk yarısından daha güzel. ilker ayrık'ı görmek de güzel.
itinayla bir araya getirilmiş güzel sesler, güzel nefesler için;
(bkz: cafer nazlıbaş)
(bkz: cem ekmen)
(bkz: maksut coşkun dokunulmaz)
(bkz: cihan orhan)
(bkz: yaprak sayar)
(bkz: kenan yılmaz)
(bkz: ezgi akbaş)
(bkz: zehra necli aykaç)
(bkz: ant kurttekin)
(bkz: esra erdem)
(bkz: coşkun günay)
(bkz: aytaç bayladı)
(bkz: sinan uzun)
(bkz: sinan cem eroğlu)
(bkz: murat aydın)
(bkz: taylan yıldız)
(bkz: nazan nihal)
(bkz: utar artun)
(bkz: tolga gülen)
(bkz: şahika koldemir)
(bkz: mustafa kaya)
(bkz: engin aykaç)
(bkz: çağlar fidan)
(bkz: deniz tuzcuoğlu)
(bkz: gediz çoroğlu)
(bkz: seda kireççi)
(bkz: deniz demiröz)
(bkz: tuvana türkay)
(bkz: buğra kazancı)
(bkz: ömer salman)
(bkz: melihat gülses)
(bkz: ilker ayrık)
(bkz: erdin kamoğlu)
(bkz: gülce duru)
(bkz: fatih ertür)
(bkz: cem topal)
(bkz: münevver özdemir)
(bkz: sena şener)
chp'nin sözlük temalı oy verin reklamı
-
aşağıdaki entryleri okumadan önce reklama bakarsanız keyifli bir reklam izlersiniz. diğer entrylerde hep spoiler var.
facebook link
youtube link
3 partinin birleşip 1 partiye saldırması
-
1 partinin yasa dışı işlere bulaşmasından, memleketi satmasından, yolsuzluk yapmasından ve türlü türlü pisliklere bulaşmasından kaynaklıdır.